Bir Ömüre Adanmış KALP

259 8 0
                                    

    Zenan

    Hastamın eşi beni çok sarsmıştı. Her ne kadar ona "O artık öldü." desem de o ellerini kocasının kalbinin üzerinden çekmiyor. Ona kalp masajı yapmaya devam ediyordu. Ben ne yapardım? Onun yerinde olsam ben de Suat'a aynısını yapardım. İnanın. Bırakamazdım onu. O benim her şeyimdi. Ve öyle kalacaktı. Değiştiremezdim ki bunu... Zaten değişmesini de istemezdim.

    Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Hastanın morga alınması için hemşirelere yetki verdim. Odadan gözyaşlarımı tutamayarak çıktım. Kendime zaman zaman da şaşırıyordum. Neden bu kadar hastalara bağlanır olmuştum? Bunu anlayamıyordum.

    Kendimi odama attım. Suat beni görmüş olacak ki arkamdan içeri girdi.

    "Aşkım... İyi misin?"

    "İyiyim."

    Elimin tersi ile gözyaşlarımı sildim.

   "Hastana üzüldüğünü biliyorum."

   Beni her zaman anlayan bir aşkımın olması beni mutlu etmişti.

   İçimi ısıtan gözlerine baktım. Sarıldı bana. Ben de ona...

   Aslında bugün hastanede olmamamız gerekiyordu. Yıl dönümümüzdü. Ama acil hastam gelmişti işte. Ama o da ölmüştü.

    Suat benden ayrıldı. Gözlerimin içine baktı tekrar. Eriyip gittiğim o gözler... Beni bitirdi.

    "Eve gidebilirsin aşkım."

    "Sen... Sen ne yapacaksın?"

    "Benim kurulla toplantım var."

    "Ne zaman gelirsin?"

    "Bilmiyorum. Zenan... Yemeği nerde yiyelim."

    "Ne... Ne yemeği?"

    Unutmuş gibi yapıyordum.

    "Unutmadığını biliyorum."

    Tüh ya... Yemedi. Gülümsedi. Öptü yanağımı. Sonra eliyle okşadı.

    "Ha... O mu?"

    "Evet..."

    "Sen seç..."

   "Sen benim seçtiğim yerleri sevmiyorsun."

    "Çünkü sen bulup bulabileceğin en kokoş yerleri buluyorsun."

    "Ben de onu diyorum işte."

    "O zaman... Dur ya... Sen hiçbir şey ayarlama. Ben halledicem."

    "Tamam."

    Dudağıma öpücük kondurdu. Belimi sıkıca sarmıştı. Hafifçe beni incitmeden kollarını gevşetti.

    "Aklından ne geçiyor Zenan?"

    "Söylersem bir anlamı var mı canım?"

    "Hadi git artık. Benim bir sürü işim var."

    "Şuna bak ya... Beni de kovarmış."

   "Eğer şimdi gitmezsen... Sana bir daha öyle sımsıkı sarılır. Ve... Bir daha asla bırakmam."

    "Gitmiyorum."

    Suat bana tekrar yaklaştı. Tekrar sarıldı. Bu sefer gerçekten de daha da sıkı sarılıyordu. Hiç bırakmayacakmış gibi... Dediğini yapar mıydı bu adam? Yapardı. Ters ters baktım. Biraz canım yanmıştı.

BİRTAN'emHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin