Robin'in bağırışıyla kendine gelen Zoro, zihnini kontrol eden bu şeye karşı çıkmış olduğu için zorlanarak nefes almıştı.
Robin derin bir iç çekip "Çok şükür..." dedikten sonra kafasını üzerinde oturduğu genç adamın göğsüne doğru eğmişti.
Zoro bu genç kadının şaçlarına dokunduktan sonra onun kafasını kaldırmasıyla göz göze gelmişlerdi.
"Beni korkuttun Zoro."
"Kusura bakma, elimde değildi."
Chopper kızararak bu ikiliyi izlerken onu son anda fark eden ikili telaşla toparlanıp ayrılmışlardı. Robin Zoro'nun üstünden inerken Zoro öksürerek doğrulmaya çalışıyordu.
Kızarmasını saklamak için kafasını kılıçlarının olduğunu tarafa doğru çevirip "Hayatımı kurtardın, Robin." demişti.
Genç kadın ise pencereden dışarı bakarak "Aslında bir şey yapmış sayılmam." dediğinde Chopper bomboş bir suratla "Kör değilim ben." demişti.
Sonra ikiliyi daha fazla utandırmamak için gülüp "Neyse! Önemli olan Zoro'nun iyi olması!" dediğinde Robin "Burda bir gariplik var, yemin sembolünden böyle kolayca kurtulamazsın. Farklı olan bir şeyler var ama bir türlü parçaları biraraya getiremiyorum." açıklamasında bulunmuştu.
Zoro ise bunun için fazla yorgundu ve esneyerek kafasını yastığa yerleştirmişti. Ellerini başının arkasında birleştirdikten sonra ilgisiz bir sesle "Çözmen için sana güveniyorum. Ellerinden öper." dedikten sonra gözlerini kapatıp kendini uyku moduna almıştı.
Robin genç adamın bu haline bakıp kahkaha attı. Az önceki korkusundan sonra onu bu halde tekrar canlı, canlı derken uykulu görmek hoşuna gitmişti.
Ama bu yemin konusunda bir şey yapması gerekiyordu. Odanın kapısı tıklatılınca telaşla "Gel." dedi.
Gelen Jeanne'ydi. "Rahatsız ettim ama Zoro-san'ı merak ettim. Dün biraz gergin görünüyordu."
Robin genç kıza bakarken zorla gülümseyerek "Şimdilik iyi ama sanırım mühür onu hasta etmeye başladı." demişti.
Jeanne "Nasıl?! O iyi mi!" diye koşarak Zoro'nun yanına geldiğinde Zoro sıçrayarak gözlerini açıp "Uykumun en güzel yerinde ne halt ediyorsunuz?!" diye bağırmıştı.
Ona gözleri dolarak bana genç kızı görünceyse telaşlanmıştı kılıç ustası. "Ağlayayım deme sakın. Bu çok sinir bozucu."
Chopper tereddütle "Şey Jeanne... Acaba düğünü daha erken yapmanız mümkün mü? Yoksa Zoro ölecek!" dediğinde Jeanne kızararak "Ben... Sorun değil ama Zoro-san, o nasıl isterse." demişti.
Robin gözlerini kısıp bu genç kıza baktıktan sonra "Bu akşam olsun. Evlenin ve sonra da boşanın. Bir kaç gün evde sessiz sedasız bekleriz ve sonra ay çıkınca da gideriz" dedi.
Zoro "Fark etmez. Şu işaretten kurtulayım da, ne olursa olsun." dedikten sonra tekrar esnemişti.
Chopper "Robin bir sorun çıkmaz öyle değil mi?" diye sorduğunda güzel kadın ren geyiğinin başını okşayıp "Umarım." demekle yetindi.
Jeanne onaylayıp hazırlıklar için gittiğinde Robin zorla Zoro'yu duş almaya ikna etmişti ve Chopper da Jeanne'ye yardım etmek için onunla gitmişti.
Küçük bir düğün olacağı için hazırlıklar neredeyse tamamken önce uyumayı tercih eden Zoro duşa anca girebilme fırsatı bulmuştu. Herkesin damadı beklemesi umrunda bile değildi adamın.
Zaten düğüne de kimono giyerek katılacaktı yani çokta bir sıkıntı değildi onun için bu prosedür. Robin ise onun yanından ayrılmayıp iyi olduğundan emin olmaya çalışıyordu.
Üzüntüsünü gizlemeye çalışarak "İlk defa evleniyorsun. Nasıl hissettiriyor, kılıç ustası-san?" diye sormuştu duştaki adama.
Zoro içeri doğru bağırarak "Hissettirmiyor." demişti. Robin burukça gülümsedi. Bu genç adamı kendi eliyle başka birine itiyor oluşu üzücüydü ama onun kıza karşı hiçbir duygu kırıntısı beslemiyor oluşuna seviniyordu.
Zoro duştan çıktığında kapının önünde bekleyen Robin ile burun buruna gelmişti. Bir sessizlik olduğu gibi genç kadın anın çekimiyle elini Zoro'nun ıslak göğsüne dokundurmuştu.
"Robin." Diye fısıldadı genç adam. Bu hareket içini ürpertmişti. Onu birini kesmek kadar heyecanlandıran bu duyguyla yutkunmuştu.
Zoro hayranlıkla onu izleyen kadının gözlerine baktığında garip bir arzu görmüştü. Daha önce kimsede görmediği türden.
Bir yanı ona dokunmak istiyorken diğer yanı hala tereddüt ediyordu. Robin ise artık Zoro'nun bir şey yapmasını istiyordu yoksa umudunu kesmeye başlayacaktı.
Robin derin bir nefes alıp "Gerçekten körsün, kılıç ustası-san." dedikten sonra hayal kırıklığı ile geri çekilmek üzereydi ama Zoro'nun elleri yanağını okşayınca gözlerini aniden o derin gözlere dikmişti.
"O zaman gözlerimi aç."
Robin gülümseyerek "Geri dönüşü olmaz." diyerek onu uyarmıştı ama Zoro "Görmek için gözlerime ihtiyacım yok ama sanırım sana var." diyerek omuz silkmişti.
Robin için bu söz bile yeterliydi söyleyen kişiyi düşündüğünde. Zoro'ydu bu. Ruhsuz Kral. Kalbinin kılıçtan yapıldığını düşünüyordu bazen Robin onunla ilgili.
Ama şu an sanki o kılıçları tek tek gerçek bir kalbe dönüştüren kişiymiş gibi gururlu hissedip o da genç adamın yüzüne dokunmuştu.
Gerçek olduğundan emin olmaya çalışıyordu. Zoro'nun kalın kafalılığını düşünerek "Bir şey tarafından kontrol edilmiyorum ve tamamen kendimdeyim." dediğinde Zoro'nun yüzünde oluşan çılgın gülümsemeyle kalbi sanki karşısındaki adama uzanmaya çalışır gibi bir hızla atmıştı.
"Biliyorum." Dedi genç adam. "Bu sefer farkındayım. Ama ikna edilmeye ihtiyacım var."
Robin bu cümle üzerine gülümseyip "O zaman seni ikna etmeme izin ver." dedikten sonra bu adam için beslediği arzuyu onun dudaklarına kendininkileri bastırarak tekrar ortaya çıkarmıştı.
Zoro bu kes geri durmayıp güzel kadının tutkulu öpücüğüne karşılık verirken onu belinden kavrayıp sıkıca kendine çekmişti. Bu öpücük arasında gülümsemişti güzel kadın.
Adamın dudakları boynuna değdiğinde kafasını yukarı kaldırıp ona izin vermişti. Zoro bu fırsatı değerlendirip güzel kadının boynuna minik izler bırakmıştı. Dudaklarının her bir hamlesiyle onun gerçek olduğunu daha fazla kavrıyordu Robin.
Genç adam Robin'in saçlarını eliyle geri attıktan sonra omzundan köprücük kemiğine kadar öperek ilerlemişti. Güzel kadın ağzından küçük bir inleme kaçırınca Zoro'nun dişlerini teninde hissetmişti ve bu daha çok inlemesine neden olmuştu.
Adını bu güzel kadından böyle şehvetli bir şekilde duymak genç adamın içindeki tutkuyu daha da çok ortaya çıkarmasını sağlıyordu. Öptüğü bu kadının bunca zaman onun için en uygun kişi olduğunu en başından biliyor olduğu hissi tüm bedenini kaplamıştı birden bire.
Robin bu öpücüklerin etkisiyle bacaklarının güçten düştüğünü hissediyordu ve kontrolü eline almak istiyordu.
Kafasını adamı öpmek için tekrar uzattığında Zoro'nun göğsündeki izin bir anlığına yok olduğunu fark etmişti. Dudaklarını ısırarak öptüğü bu adamdan kendini çekmekte zorlansa da merakı onun tüm bu tutkusunu bir anda ikinci plana atmıştı.
Kafasını çekip tekrar adamın göğsüne baktı. Yemin tekrar ordaydı ama az önce olmadığına emindi Robin.
"Sorun nedir?"
"Sanırım bu işte bir terslik var."
Zoro tıpkı Robin gibi konu ciddi bir hale dönünce anının çoşkusundan çıkıp kendini olaya vermeyi başarabilmişti.
Robin elini çenesine koyup düşündükten sonra "Onunla evlenmek zorunda olmayabilirsin." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kokan Katana (TAMAMLANDI)
FanfictionHasır Şapka Korsanları'nın ayak bastıkları yeni adada, tayfadan bir süreliğine ayrı düşen Zoro ve Robin için bu kısa süreli yalnızlık bir şeylerin başlangıcı olmalıydı. Huysuz Kılıç Ustası Roronora Zoro ve Soğukkanlı Arkeolog Nico Robin'in birbirle...