Robin içeriye girip kontrolü aldıktan sonra Jeanne karşı saldırıya geçmek istediyse de çoktan bileğine kairosekiden yapılan kelepçelerden takmıştı bile Robin.
Neşeyle "Harika!" dedi Zoro. "Onları nerden buldun?"
Güzel kadın hafif bir sitemle "Sen onunla yiyişmekle meşgulken toplantı odalarından çaldım." dedikten sonra kafasını genç adama çevirip "Nasıldı bari?" diye sormuştu. "İyi miydi?"
Sırıtarak "Şaka mı yapıyorsun?" demişti genç adam kendiyle gurur duyar bir şekilde. "Sen olmadığını fark etmem uzun sürmedi."
Robin omzunun üstünden baktığı bu adama hafifçe tebessüm ettikten sonra kafasını tekrar olayın başrolüne çevirmişti.
"Sanırım olayı çözdüm."
"Ah, öyle mi?" Demişti Jeanne sinirli bir alaycılıkla. "Aferin sana."
"Yüzeye çıkaran makine ay ışığıyla çalışmıyor. Saf güçle çalışıyor, bu yüzden Zoro'ya gözünü diktin."
Zoro tek kaşını kaldırarak "Saf güç demek..." dedikten sonra gülmüştü. "Bu hoşuma gitti." Güçlü olmasıyla ilgili yapılan yoruma mutlu olduktan sonra "Ama neden evlilik?" sorusuyla Jeanne'ye dönmüştü.
Omuz silkerek "Aslında evlilik önemli değildi." demişti genç kadın. Zoro duruma anlam veremeyince Robin gözlerini kapatıp kıskançlıkla gülerken "Seninle yatmaya çalışıyordu." açıklamasını yapmıştı.
Güldü kılıç ustası. "Sanji'nin benim yerimde olmak için her şeyini vereceğinden eminim bu durumda." Ellerini ensesinde birleştirirken "Peki neden?" diye sormuştu.
Robin "Bedenindeki gücü o anki duygusal boşluğundan yararlanıp kontrolü altına alacaktı." dediğinde omuz silkip "Evet." demişti Jeanne genç kadına bakıp. "Senin gibi güçlü birinin gücünü başka bir zamanda çalamazdım."
Sonra gözlerini Zoro'ya dikmişti. "İşin içine tutku girdiğinde insanların gücünde farkında olmadıkları bir artış olur. Duygusal zayıflık, güçlerini kontrol etmem açısından kolaylık sağladığı gibi o gücün zirveye ulaşmasını sağlar. Bu yüzden seninle evlenmenin peşindeydim."
Zoro "Beni neden kontrol altına almadın? Senin gücüne sahip birisi için bu daha kolay olmaz mıydı?" diye sorduğunda bunu genç kız yerine Robin açıklamıştı.
"Seni kontrol etseydi gücünü edemezdi. O da başka bir fikir geliştirip zihnini kontrol etmeyi seçti. Küçük bir ilizyonla kendi gücünü fazla harcamayarak gücünü elde etmek için ihtiyacı olan enerjiyi saklayadı."
Jeanne'ye dönüp "Üzgünüm." demişti. "Kulak misafiri oldum."
Zoro "Yine de benimle evlenme gerekçeni açıklamıyor." diyip omuz silktiğinde Jeanne biraz sinirlenmişe benziyordu. "Odunun tekiydin çünkü! Seni belki düğün gecesinde baştan çıkarırım diyordum ama tavırlarında gram ilgi yoktu. Ben de en sonunda evlilik işinden vazgeçip seninle Robin gibi görünerek birlikte olmayı denemeye çalıştım."
Zoro anladığını belli eder gibi "Haa." dedikten sonra göğsüne bakıp mührün olmadığından emin olunca rahatlamıştı. "Eğer o makine ay ışığıyla çalışmıyorsa bu hemen gidebiliriz mi demek oluyor?"
Robin "Evet." demişti. "Onların senin gücüne göz dikmelerindeki neden açgözlülükten başka bir şey değil. Kendi yaşam enerjileri bu iş için yeterli olmasına rağmen karaya çıkan korsanları kandırarak yer altına çekiyorlar." Jeanne'ye dönüp "Öyle değil mi?" diye sorarak onaylatmak istemişti. "O büyük patlama da sizin eserinizdi. Eğer planınız Zoro'da işleseydi, eminim geri kalanımız için de yukarı saldıracaktınız."
Sinirle "Ne olmuş yani?!" diye sormuştu genç kadın. "Siz korsanlar sürekli yıkıp yağmalayıp duruyorsunuz! Sizden korunmak için yeraltına kaçıp kendimizi güneşten ve gökyüzünden mahrum bırakıyoruz ve bu çok büyük bir haksızlık!"
Zoro "Yeraltına saklanma korkaklığını göstermeniz sizin suçunuz." demişti. "Sen güçlü değil misin? Halkın güçlü değil mi? Savaşmayı seçmek yerine böyle ucuz numaralara başvurup bir de üstüne buna haksızlık diyemezsin."
Genç kadın yutkunduktan sonra ona ciddiyetle bakan adamın yüzündeki ifadeye bakmıştı bir açık arar gibi. Hiçbir şey yoktu. "Siz ne anlarsınız." dedi.
"Belki de gerçekten anlamıyorumdur." Dedi Zoro umursamaz bir şekilde. "Benim gücümle ne yapmayı planlıyordun, zaten yüzeye çıkmaya yeterli gücünüz yok mu?"
"Güneşi ve ayı yeraltına çekmeyi planlıyorlardı, tüm dünyayı korkunç bir karanlığa bırakarak hem de."
Zoro "Yani bir insan ne kadar bencil olabilirse o kadar bencilsiniz. Tüylerim diken diken oldu." dedikten sonra genç kadının gözlerine balıp "Korkaklığın da bir sınırı olmalı." demişti doğrudan.
Jeanne kafasını eğip "Beni yakaladınız, peki şimdi ne olacak?" diye sorduğunda Zoro "Sunny'e geri dönebildikten sonra size ne olacağı çokta umrumda değil aslında." dediğinde hayal kırıklığıyla "Anlıyorum." demişti genç kadın.
Kılıç ustası "Ama." dediğindeyse heyecanla gözlerini ona dikmişti. "Yüzeye çıkmanızı isterim. Buraya gelirken bir çok gemi enkazı görmüştük yani kurbanların güçlerini almakta oldukça başarılıymışsınız. Neden bu yeteneklerinizi yüzeyde topraklarınız için savaşarak kullanmıyorsunuz?"
Robin bu duruma gülerek "Benim bir fikrim var." demişti. Sonra da genç kızın umutla dolan yüzüme bakıp "Ama kaptanla konuşmalıyız." diye de eklemişti.
Jeanne kaybettiğini kabullenen bir ses tonuyla "İstediğinizi yapın." dediğinde bu ikili ilk önce yüzeye çıkıp diğerleriyle konuşmanın daha iyi olduğunda karar kılmışlardı.
Jeanne'yi kelepçeli bir şekilde yanlarında götürdüklerinde kimse onlara itiraz etmemişti ve makinayla kolayca yüzeye geri çıkabilmişlerdi. Tabii ki üzerine zar zor bir şeyler geçiren Jeanne de hala yanlarındaydı. Garip bir şekilde onlara az çok hak veriyordu Zoro ve Robin.
Kendileri kötü insanlar olmasalar bile gittikleri şehirlerde insanların nasıl felaketler yaşadığına şahit olup duruyorlardı. Bu insanlar da bundan kaçmak istemişlerdi muhtemelen ama hayatın bir parçası olan karşı koyma eylemini yanlış anlamışlardı. Yeraltında sonsuza kadar isyan edemezlerdi, hele ki gün ışığına ve gökyüzüne bu kadar özlemle dolmuşlarken.
Zoro bu düşüncedeydi ama yeraltındaki huzurlu saatleri onları uzaktan görüp "Robin-chaaaan!" diye bağıran Sanji'yi duyduğunda son bulmuştu nedense.
"Aptal aşçı." Diye sessizce mırıldandıysa da Robin onu duyup kıkırdamıştı. "Ah." Demişti, Zoro'nun ilgisini çekmek için karşıdaki Sanji'ye bakarak. "Aşçı-san da buradaymış."
Kıskançlık denilen illetle yüzyüze gelen Zoro sinirle "Tsch"ladıktan sonra adımlarını yavaşlatmıştı istemsizce. Onlara neşeyle el sallayan Luffy "Zooorroooo! Robiiin! Choppeeer! Ve..." Jeanne'yi tanıyamayınca "Elleri kelepçeli kız! Hoşgeldiniz!" derken ona odaklanmak istese de başaramamıştı Zoro.
Sanji gittikçe yaklaşıp "Robin-chaaan seni çok özledim! Sensiz burası çok sıkısıydı!" gibi cümleler sarf etmeye devam ediyordu Zoro'nun sabrını taşırmak istercesine.
Zoro Robin ile ortalarında yürüyen Jeanne'ye dönüp "Fikrimi değiştirdim." dedi ve ilerideki Sanji'yi gösterdi. "Sana onu versek ve sen de onun tüm gücünü alıp onu sonsuza kadar kölen yapsan nasıl olur?"
Jeanne Sanji'ye bakınca ürkerek "O mu?" dedi. Ürkmesinin sebebi gözlerinden kalpler çıkaran adamın ona bakarken burnundan akan kanları durduramamasıydı.
Chopper "Yine mi?!" dedikten sonra hızla "Bekle beni Sanji! Seni hemen kurtaracağım!" demişti önden giderken. Jeanne ise "Tipim değil." dedikten sonra gözlerini Zoro'ya dikip "Ben soğuk tipleri severim." demişti.
Robin ise "Ah, mantıklı." demişti bu cümle üzerine. "Ceset cesedi çeker nasıl olsa."
Bu tehdit hem Zoro hem de Jeanne'nin yutkunmasına neden olurken önden yürümeye başlayan Robin her zaman ki gibi gülüyordu. Ölümcül bir şekilde hem de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kokan Katana (TAMAMLANDI)
FanfictionHasır Şapka Korsanları'nın ayak bastıkları yeni adada, tayfadan bir süreliğine ayrı düşen Zoro ve Robin için bu kısa süreli yalnızlık bir şeylerin başlangıcı olmalıydı. Huysuz Kılıç Ustası Roronora Zoro ve Soğukkanlı Arkeolog Nico Robin'in birbirle...