Bu da neydi şimdi? Zoro doğru duyduğundan emindi ama Robin'in bununla neyi kastettiğine dair hiçbir fikri yoktu.
"Sen iyi misin?" diye sorarken eliyle Robin'in belinden tutmuştu. Amacı onun düşmesini engellemekti ama bu sıcak tene dokunmak onu biraz ürkütmüştü.
Robin'in hala ellerini bu adamın yüzünden çekmeye niyeti yoktu. Artık derdini ona anlatmak istiyordu, artık onun tarafından fark edilmek istiyordu.
"Gerçekten nasıl bu kadar kör olabiliyorsun?" derken parmağıyla Zoro'nun yaralı gözüne dokunmaya başlamıştı.
"Halbuki etrafa sadece gözlerinle bakmadığın için bu kadar güçlü olduğunu söylersin."
Zoro'nun şaşkınlıktan dili tutulmuştu. Bu kadının ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu ve nasıl tepki vermesi gerektiğini de öyle.
Üzerine uzanmış bu beden içini ısıtmıştı ama yanlış bir şey yapmak istemiyordu. Sonuçta ben Sanji değilim diye düşündü. Bu konularda o kadar rahat olmadığını hatta bu konuları düşünen biri olmadığını biliyordu.
Yine de karşısındaki bu kadına ayrı bir ilgisi olduğunu inkar edecek de değildi. Robin'e yaşadıklarından ve zorluklarla başa çıkma yöntemlerinden dolayı saygı duyuyordu.
Güçlü ve zeki oluşu ayrıca hoşuna gidiyordu ama daha önce asla güzelliğine dikkat etmemişti. Kızarır gibi oldu bir an. Bu küçük detay bile Robin'i mutlu etmişti.
"Çok şükür." Gözlerini kapatarak içten bir şekilde gülümsedi. "Bir an hiç tepki vermeyeceksin zannetmiştim."
"Robin. Tam olarak anladığımı söylemem... Sen..."
"Biliyorum. Anlamadığın her halinden belli oluyor." Zoro Robin'in yüzünün ona doğru yaklaştığını görünce yutkunmuştu.
Bunun gerçek olup olmadığını düşünürken Robin ona doğru "Sen hiçbir zaman dolambaçlı şeylere kafa yoran bir adam olmadın zaten, o yüzden bu sefer sana bunu doğrudan anlatacağım." diye fısıldadığında Zoro nefesini tutmuştu.
Ona yaklaşan bu kadın fazlasıyla cüretkardı ve Zoro ona tamamen yeni olan bu duruma ayak uydurmak istemişti. Sonuçta her ne kadar ilgisiz gibi dursa da böyle bir durum söz konusu olduğunda dizginleri eline almak isterdi.
Robin'in ona yaklaşan dudakları üzerine yavaşça doğruldu ve sırtından sıkıca tuttuğu güzel kadının da doğrulmasını sağladı. Ayağa kalkarken hala ellerini ondan ayırmayan Robin bacaklarını Zoro'ya dolayınca onun düşmesini engellemek isteyen Zoro'nun elleri bu güzel kadının kalçalarını bulmuştu.
Robin sonunda diye düşünürken, Zoro hala ikna olmuş değildi. Bu duruma inanamıyordu. Robin gibi mükemmellikle kutsanmış bir kadın ona o düşünceyle neden baksındı ki?
Hala dudakları buluşmamış olan bu ikili artık bir şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyordu. Robin bu kadar net olsa bile Zoro hala bu konuda kendine güveni olmayan bir aptaldı.
Yavaşça Robin'i yatağa bıraktı ve dudaklarını alnına dokundurup "Sen gerçek misin?" diye sordu. Güzel kadın o anın tutkusuyla sadece kafasını sallamakla yetinmişti.
Robin kollarını ona dolayan bu adamın sonunda ona bir nefes kadar uzakta olduğunu düşünce gülümsemişti.
Gözlerini kapatıp suratını ona yaklaştıran Zoro'nun öpücüğüne kendini hazırarken onun aniden kafasını geri çekmesi şaşkınlığa uğramasına sebep oldu.
"Az önce biri cama dokunmuştu, bir şeytan meyvesi kullanıcısı tarafından kontrol edilmiyorsun, öyle değil mi?"
Bu kadının sabrını taşıran son damlaydı. Kaşlarını çattı ve gücünü kullanarak Zoro'yu yatakta kendi yanına devirip üstüne çıkarak kontrolü eline aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kokan Katana (TAMAMLANDI)
FanficHasır Şapka Korsanları'nın ayak bastıkları yeni adada, tayfadan bir süreliğine ayrı düşen Zoro ve Robin için bu kısa süreli yalnızlık bir şeylerin başlangıcı olmalıydı. Huysuz Kılıç Ustası Roronora Zoro ve Soğukkanlı Arkeolog Nico Robin'in birbirle...