Kesif ayazlı hava arasından
Yan yan gider bu cadı, çarpıktır parmakları, sanki
Yakalanmış tehlikeli bir çevreye ki
Sadece bunun devam etmesiyle
İliştirecek gibi O'nu cennete.
Gözün kıskanç köşesinde
Karganın ayağı taklit eder lekeli yapraktaki damarı;
Soğuk kısık bakış çalar gökyüzünün rengini, çanların sesi
Çağırırken kutsal şeyleri, kendisinin kafatası gübreliği üstünde
Tüye bürünmüş havayı
Bölen kuzguna ağzının payını verir dili;
Hiçbir bıçak rakip olamaz O'nun bilenmiş
Görünüşüne, tahmin ederek kibrin
Basit kızlara pusu kurduğunu, kilise yolunda,
Ve yürek fırınının nasıl da can attığını
Sulu hamur işi pişirmeye,
Ki her şehvetli hödükle yolunu şaşırmakla zengin,
Değersiz bir süs için baykuş saatlerini
Eğreltiotu nevresiminde israf etmeye hazır,
Günahı çıkarılmamış et.
Güzellik düşüncesini meşgul etmek için
Bubüyücü kadın yeterince ayna koyar
Bakire dualara karşı;
Aşk hastasıdır ilk müşfik şarkıda,
Her beyhude kızı harekete geçiren
Yürek ışığından başka hiçbir ateşin olmadığına inanmaktır,
Ve inanmaktır gözkapakları kapandıktan sonra
Güneşin ruhu yukarı çıkardığının kitaptaki kanıtına;
Böylece her şeyi siyah krala miras bırakır.
En berbat baştan savmacı
Yarışır en iyi kraliçeyle
Şeytan'ın karısı olarak ışıldama hakkı için;
Yeryüzünde yerleşik, şu kadar milyon gelin çığlık atar.
Bazıları kısa süre yanar, bazıları uzun,
Bahse yatırılmıştır gururun cadı çetesince.
(1956)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia
PoetryBu yalnızca Sylvia, yani tüm zihnimi içinde binlerce anlam barındıran tek bir cümlesiyle allak bullak edebilen, kusurlarla kuşanmış kusursuz kadın. Ve bir de manik-depresyonun bir faydası. Şiirler için İsmail Haydar Aksoy'a teşekkürler!