Yeniden kendimim. Yarım kalmış bir iş yok.
Balmumu misali beyaz rengim, çekilmiş kanım, yok herhangi bir bağım.
Yassıyım ve kızoğlankızım; ki hiçbir şey olmadığı anlamına gelir bu.
Silinemeyecek, yırtılamayacak ve atılamayacak, yeniden başlanamayacak hiçbir şey.
Şu küçük siyah dallar düşünmez tomurcuklanmayı,
Ne de şu kuru, kupkuru oluklar düşler yağmuru.
Pencerelerde rastladığım şu kadın – ne de derli toplu.Öylesine derli toplu ki, bir ruh misali saydam.
Nasıl da mahçup mahçup ekliyor kendi derli topluluğunu
Afrika portakallarının cehennemine, ayaklarından asılmış domuzlara.
Boyun eğiyor gerçekliğe.
Bu şey kendimim. Kendim.
Tadarak dişlerimin arasında acılığı.
Gündelik hayatın hesaplanamaz kötü niyeti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia
PuisiBu yalnızca Sylvia, yani tüm zihnimi içinde binlerce anlam barındıran tek bir cümlesiyle allak bullak edebilen, kusurlarla kuşanmış kusursuz kadın. Ve bir de manik-depresyonun bir faydası. Şiirler için İsmail Haydar Aksoy'a teşekkürler!