"Evet. Duygular nasıldır merak ediyorum doğrusu. İnsan vücudu belirli durumlarda salg.." derken sözünü "Tamam! Tamam!" diyerek kesti.
"Aykırı olup olmadığımı mı sorguluyorsunuz?"dedi merakla. Gavin ayağa kalktı ve "Hayır Collin! Gördüğüm en makine şeysin. Neyse tost makinesi. Gitmeliyim." diyerek ayağa kalktı. Ardından "Dur!"diye seslendin.
Durdu ve ne diyeceğini beklemeye başladı. Dedin ki "Dedektif..ben aslında Connor'ı buldum ama bana yardım etmelisiniz.Gidip görevimi tamamlamalıyım.". Omuz silkti ve "Eee? Git tamamla."
Dedin "O kadar kolay değil. Bir silahım olsa işler kolaylaşabilir.". Kaşlarını kaldırdı ve dedi ki "Sana silah vermemi mi istiyorsun? Yasası falan yokmuydu?". "Var ama bu önemli. Connor'ı ellerimle engelleyemem" dedin.Biraz düşündükten sonra sert bir şekilde silahını çıkarttı ve yanına koydu. Hırçındı. "Al silahını madem. Gitte görevini tamamla. Senden kurtulacaksam...değer. Ama biri sorarsa kesinlikle verdiğimi söylemiyeceksin. Anlaştık mı 900?"dedi. Olumlu anlamda kafa salladın.
Ardından seni bırakıp koşarcasına gitti.
&
Gece bastıran yağmur bir saat geçmesine rağmen sürüyordu. Yağmur damlaları vücudundan kayıp gidiyordu.
Connor'a çok yakındın.
Issız mahallede adımlarını hızlandırdın. Sadece barların ışıklarıyla aydınlanan mahallenin sonundaki karanlık binaya girdin. Kapanmış bir lokantaydı. Tüm mahallenin barlarla dolması tabiki işlerini kesmişti ve uzun zamandır uğrayan yok gibiydi. Arka kapısının camı kırıktı. Birinin girdiği belliydi. Ama içeride değerli hiçbirşey yoktu. Connor burda olmalıydı...
Sesizce girdin. Yerdeki cam kırıklarına basmamaya çalışarak ilerledin. İçerisi kıyamet gibiydi. Heryer toz ve kir içindeydi. Masalar, sandalyeler dağılmıştı. İçeriden sesler geliyordu. Müzik?
Duvardaki aile fotorafına baktın.
Maria Williams/Ölü
Sua William/Sağ
John Williams/Ölü
Daha fazla bilgi için...Uzun bir süre kimse uğramazdı sanırım...
Biraz daha ilerlerdiğinde kasanın yanında duran plağı fark ettin. Kaç yüzyıllıktı bu şey?
Sadece bir şarkı çalıyordu. Ve plak çizildiği için şarkı çok garip geliyordu kulağa. Eski bir ayin müziğini andırıyordu.
Silahını sıkıca kavradın. Biraz daha ilerleyip mutfağa girdin. Açıkçası gerilmiştin. Birden aniden gelen bir sesle arkanı döndün ve silah çektin.
Sedece bir fareydi..Ve tencereyi düşürmüştü.
Mutfaktan çıkıp tuvaletleri kontrol ettin. Lavaboda mavi kan vardı. Yoksa Connor yaralı mıydı? Analiz etmek için aldığın kanı ağzına götürdün.
Model:RK800
Durum:TazeConnor burdaydı ve yaralıydı?
Tuvaletten çıkarak " Sadece Personel" yazan kapıdan girdin. Giyinme odasıydı. Connor'ın ceketi yerdeydi. Eline alıp incelediğinde sol omzu kanlıydı.
Odadaki merdivenlerden çıktın. Vardığın yer bir terastı. Birkaç masa, sandalye vardı. Yerlerde kırık bira şişeleri vardı. Connor terasın ucunda oturuyordu.
Bir an silahını indirdin.
Onunla konuşmak istiyordun."Connor?" dedin. Kafasını sana çevirdi. Ardından kalktı. Hiç ona uzun bakmadığını fark ettin. Koyu kahve gözleri ve ıslak saçlarıyla çok güzel görünüyordu...
Öylece duruyordunuz. Connor alaycı bir şekilde gülümsediğinde gözlerinin önüne mezarlıktaki yüzü geldi. Hank'in ölümüne rağmen attığı o gülücük. Biraz düşündüğünde o gülümseme acı doluydu. Herşeye rağmen yenilmiş görünmek istememişti...
Sana doğru bir adım attı. Elin sürekli silaha doğru gidiyordu. Kendin durdurdun. Connor normal bir ses tonuyla "Merhaba Collin. Güzel bir gece değil mi?" dedi. Sesinde biraz alayda vardı sanki. Gözün koluna kaydığında akan kanı gördün.
Connor cevap vermemene aldırış etmeden devam etti "Seni bekliyordum. Beni daha erken bulursun sanıyordum aslında." dedi.
"Yolun sonu."dedin.Sadece gülümsedi...
"Nasılsın Collin? Multu musun?" Dedi.
Onu oracıkta öldürebilirdin ama o hatrını soruyordu..?
Bir an düşündün. İyi miydin?
"Hal hatır sormaya gelmedim Connor. Senin.." sözünü tamamladı "işini bitirmeye geldin? Ah şaşırmadım Collin. Ama ben sorumu hala merak ediyorum. İyi değilsin. Biliyorum." Dedi. İç çektin. Sana doğru birkaç adım daha attı."Ezildin? Alay edildin? Sıkıldın? Biliyorum. Bende yaşadım. Geç kaldım...çok. Sende geç kalma Collin.." dedi. Kendini tutamadan "Sus Connor! Aklımı çelemessin." dedin. Sana doğru birkaç adım daha attı.
Connor devam ediyordu "Biliyorum, programın çok sıkı. O duvarı ancak sen kurabilirsin." Dedi. "Hayır Connor.." diye cevapladın.
Sana silah çekti. Rahaçta kaçabileceğin için rahattın. Connor" Ölmekten korkuyor musun?" dedi.
Çok tanıdık gelmişti.
Korkuyorum:58
Korkmuyorum:59
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Deviant-Detroit:Become Human
Fiksi PenggemarRa9 ne bizi kurtaracak kişiydi, ne zaferle sokakları inletecek, o son aykırıydı. Ya başarısız android devrimini yeniden başlatacaktı, Ya kabuğunda saklanacaktı. Herkes onun sefalet içinden çıkan bir kurtarıcı melek olarak beklerken, o aykırıları bi...