9. Boşluk

9.7K 888 1.1K
                                    

🌑🌑🌑

Hissiz yaşamaya alışalı çok olmuştu. Genelde, ağlıyorum ama aslında üzülmüyorum ya da gülüyorum ama aslında mutlu değilim. Hissettiğim tek şey boşluk. Kocaman bir boşluk.

Rüzgar esince içimi titreten kocaman bir boşluk.

İçini tek başıma dolduramayacağım ve gittikçe büyüyen bir boşluk.

Dudaklarım, Jungkookun dudaklarının üzerindeyken evini kaybetmiş ve uzun uğraşlar sonucu evini bulmuş bir çocuk gibi hissediyordum.

İçimdeki boşluğun birazcık da olsa küçüldüğünü ya da içinin dolduğunu hissediyordum.

İlk defa boş hissetmiyordum. Sanki Jungkook, dudaklarından dudaklarıma doğru içimdeki boşluğu doldurmak için bir şeyler gönderiyordu.

Nefes nefese benden ayrıldıktan sonra zor da olsa gözlerimi açtım. Gözlerinin içine bakarken, o da benim gözlerimin içine bakıyordu.

Ne düşündüğünü, ne hissettiğini öğrenmek istiyordum.

"Bundan kimseye bahsetme Taehyung."

Ağzımdan histerik bir gülüş kaçtı. Üzerimde hafif alkolün etkisi de vardı. İyiki de vardı. Yoksa tekrar yere çöküp ağlardım.

"Neden? Kız arkadaşın mı duyar?"

Jungkook şişmiş dudakları ile beni izlemeye devam etti.

"İkimiz de sarhoşuz. O yüzden böyle oldu."

"Az önce öyle demiyordun ama."

Jungkook derin bir iç çekti.

"Taehyung, uzatma."

"Sana beni öpme dedim. Sen umursamazsın ama benim canım yanar dedim. Bencil olmandan nefret ediyorum. Artık senden de nefret ediyorum."

"Buna üzülmeli miyim Taehyung?"

"Ne istersen onu yap." dedim ve Jungkooku ittirerek kapıya doğru ilerledim.

"Sır olarak saklamak için söz veremem Jungkook. Senin kadar olmasam da ben de dengesiz biriyim."

Kapının kilidini açtıktan sonra, kapıyı da açtım ve dışarı çıktım. Çocukların yanına doğru yürürken ortadaki kalabalık dikkatimi çekti ve yalpalayarak oraya doğru gittim.

Kalabalığı aşıp kendimi ortaya attığımda yüzü gözü dağılmış bir Jimin ve Yoongi görmeyi beklemiyordum.

"Seni sikeceğim çirkin kuş. O dediğin lafları birer birer götüne sokacağım."

"Soksana kedicik. Senin sokacağın tek şey laf olur zaten."

Yoongi, Jimine bir kez daha vurduğunda Jimin, Yoonginin saçlarını çekti ve yere yatırıp üstüne çıktı.

"O güzel yüzün yarın tanınamayacak güzel kedicik."

Jimin, Yoongiye vurmaya başladığında onu ayırmam gerektiğini idrak ederek Jiminin belinden tutup kaldırmaya çalıştım. Kaldırdım da.

Arkadan gelen "Savaşmayın, sevişin." tezahüratlarını ciddiye alamıyordum.

Jimini Yoonginin üzerinden kaldırmamla Yoongi ayağa kalktı. Kucağımdaki Jimine yumruk atacağı sırada arkamı döndüm ve yumruğunun sırtıma gelmesini sağladım.

"Ah! Acıdı göt." diye bağırırken Yoongi, şaçlarından tutulup yerde sürüklenmeye başladı. Tabiki de onu yerde sürükleyen Jindi.

Namjoon arkasından gelmiş ve ikisini ayırmaya çalışıyordu. Kafamı zar zor masaya çevirdiğimde aradığım kişiyi gördüm.

no way | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin