32. Aşk ile bakış

6.5K 534 410
                                    

🌑🌑🌑

Boş sınıfta, Jungkook ile karşılıklı oturmuş yapacağımız sunumu birbirimize anlatıyorduk. Jungkookun güzel bakışları altında kelimelerimi toparlayamıyor, sürekli kekeliyordum.

"Ama sen beni böyle izleyince, ben odaklanamıyorum ki." diyip dudak büzdüm.

"Ama sen bu kadar güzel olunca ben de seni izlemeden duramıyorum ki."

Jungkook da dudağını büzünce kıkırdadım.

"Ne yapsak ki?"

"Bence yeterince çalıştık sevgilim. Artık bırakalım."

"Ama ben çok heyecanlanıyorum. Bir sürü kişi olacak."

Jungkook bana iyice yaklaştı ve elini yüzüme çıkarıp baş parmağı ile okşamaya başladı.

"Evet bir sürü kişi olacak ama sen sadece benim gözlerimin içine bakacaksın."

"Sana bakınca da heyecanlanıyorum." diyip yanağımı avcunun içine yasladım.

"O zaman, ben sana bakmam. Sadece sen bana bak. Seni izlemediğimi düşün."

Tekrar kıkırdayıp kollarımı Jungkookun beline doladım ve kafamı göğsüne yasladım.

"Hayır hayır. Beni izle."

Parmaklarını şaçlarımda gezdirmeye başladığında, ona iyice sırnaştım.

"Öhö öhö yani. Bulduğunuz her boş sınıfta birbirinize mi yapışıyorsunuz?"

Jungkookun kollarından çıkıp saçımı düzelttim ve bizi azarlayan Jimine göz devirdim.

"Neyse hadi. Hazırsanız konferans salonuna inelim."

Yeniden heyecan basarken, kenara bıraktığımız ceketlerimizi giymek için ayağa kalktık.

"Jin nerde?" diye sordum, bir yandan da kapıya doğru yürürken.

"Sanırım kusacağım, diyip tuvalete koştu. Grup arkadaşımı iyi seçmem gerekiyordu."

Jimin iç çekerken, gülüp koluna girdim.

"Annemizin arkasından konuşma pis abi."

"Sen abine nasıl pis dersin? Gençlik bitmiş pü."

Salonun önüne geldiğimizde Jin oradan oraya koşuşturuyor, Namjoon da onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Tek gergin ben değilim demek. Çok güzel, çok güzel."

Jimin bana dil çıkarıp, grup arkadaşının yanına gitti. Etraftaki kalabalığı izlerken iyice gerilmiştim. Belime sarılan kollar ile gülümsedim ve kafamı arkaya yasladım.

"Sevgilim, neden bu kadar çok geriliyorsun?"

"Bilmiyorum. Keşke ben anlatırken de bana böyle sarılsan."

"İstersen bunu yapabilirim. İnan hiç kimse umrumda olmaz."

Belime sarılı kollarını tutup, Jungkooka döndüm.

"Hmm,sanırım o zaman hiç mezun olamayız. Ben de boşuna anlatmış olurum."

"Öyle mi diyorsun? O zaman bir şans öpücüğü ile yetineceksin artık."

"Ne yapalım artık, yetinelim bakalım."

Yanağıma kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra diğer yanağımı da Jungkooka uzattım.

"Buraya da buraya da."

Ben çocuk gibi mızmızlanırken, diğer yanağımı da öptü.

"Evet koca bebek, şimdi sakinleşiyorsun ve güzel güzel sunumunu yapıyorsun. Bu ikimizin ödevi. Yani efsane bir ödev. E tabi ben de yaptım sonuçta. Kötü olma ihtimali var mı sence de? Yok tabiki de!"

no way | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin