🌑🌑🌑
"Sana ne yemeği yapayım Taehyung? Ne istersin?"
Jungkook ile evine doğru giderken, onun aşırı ilgisine maruz kalıyordum. Böyle şeylere alışık olmadığım için köşeye oturup bir miktar ağlamak geliyordu içimden.
"Yemek yapabiliyor musun ki?"
"Aa bunu sormadın varsayıyorum. Evde yemekleri kim yapıyor sanıyorsun? Tamam Yugyeom beş kere falan zehirlenmiş olabilir ama onun bünyesi zayıf."
"Ah ne kadar rahatlatıcı cümleler bunlar."
"Merak etme Taehyung. Sana zarar vermem."
"O zaman, sadece hazır ramen yapsan yeter."
"İşte en yetenekli olduğum yemek."
"Onu ben bile yapıyorum be."
"Yurtta yapabiliyor musun?"
"Hıhım. Baekhyun ile kahve makinesinin içinde yapıyoruz. Efsane oluyor."
Jungkook gülmeye başlarken, ben de kıkırdadım. O güzel dişlerine öpücük kondurmak istiyordum. Dişlerini öpmek istiyordum.
Evet psikolojik yardıma ihtiyacım var, biliyorum.
Eve geldiğimizde Jungkook anahtarlığını çıkardı. Tavşanlı anahtarlığı yoktu. Onun yerine küçük çerçeveli anahtarlık vardı. Kapıyı açarken, anahtarlığın dönmesi ile çerçeve içindeki resmim ile karşılaştım.
Jungkook, anahtarlığında benim resmimi taşıyordu. Gerçekten bu kadar güzel mi seviyordu beni?
"Geç Taehyung."
Kapıyı açıp geçmem için yer verdiğinde, içeri girip ayakkabılarımı çıkardım. Jungkook da arkamdan geldi. O da ayakkabılarını çıkardıktan sonra salona geçtik.
"Oha Taehyung, senin burada ne işin var?"
Yugyeom götünü başını yaymış, koltukta yatıyordu. Biz gelince telefondan başını kaldırdı.
"O ne demek ya, neden gelmesin? Kes sesini."
"Şerefsiz Jungkook, çocuğu neden rahat bırakmıyorsun?"
"Ödev yapacağız. Hem sen niye evdesin? Gitsene bir yerlere."
"Jackson gelecek bebeğim. Gidemem."
"Ne ne ne? Jackson mı gelecek? Hoseokun bundan haberi var mı?"
Konuşmalarına dalmayı umursamadan Yugyeomun yanına gittim ve yattığı yerden kaldırdım.
"Yoo olması mı gerekiyor? Niye olsun?"
"E peki bu çocuk niye tuvalete giderken bile sana haber veriyor?"
"Bilmem. Ona sor."
"Bir de Jungkooka şerefsiz diyor. Sen ondan daha şerefsizsin."
"Yaa ne yaptım ben ya? Alt tarafı arkadaşım gelecek."
"Arkadaşın falan gelmeyecek. Sen bu evden gideceksin, biz de Taehyung ile ödev yapacağız."
"Niye evden gidiyorum? Sanki başka bir şey yapacaksınız."
Öksürmeye başlarken, Yugyeom sırtıma vuruyordu.
"Ayy utanırmış bir de."
Yanaklarım kızarmaya başlarken, Yugyeomun elini sırtımdan çekmeye çalışıyordum. Durup dururken niye heyecanlandıysam?
"Seni öldürmeden önce defol odana."
Jungkook, Yugyeoma doğru gelirken Yugyeom, odaya kaçtı. Jungkook arkasından biraz söylendikten sonra yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
no way | taekook
Fiksi PenggemarGüneşli bir günde, birden yağmaya başlayan yağmur gibi girdin hayatıma. Güneşle birleşen yağmurun oluşturduğu gökkuşağım oldun. Ama sen hayatımı renklendirmedin. Tamamen siyaha boğdun.