Ais'ten:
Özlediğim: Ais beni gerçekten seviyor muydun?
Ais: Seviyorum, Azra. Hala.
Özlediğim: O zaman eve git, lütfen. Önemli.
Telefonu cebime atıp mikrofonu sahneye bıraktım ve eve gitmek için arabama bindim. Azra oradaymış gibi hissediyordum, tabi hislerimde yanılıyor da olabilirdim. Arabayla gayet kısa süren bir yolculuktan sonra evin önündeydim , ama ne Azra ne de başkası vardı. Ayrıca evin girişindeki demir kapı ben kilitlememiş olmama rağmen kilitliydi. Anahtarı cebime atıp kapıdaki asma kilide doğru ilerledim. Biraz yaklaştığımda anahtar deliğindeki kağıdı gördüm. Hemen elimi uzatıp kağıdı aldım.
"İçeri gir Ais, çabuk." Kilidi açıp bahçeye daldığımda ise eve ilerleyen yolda gördüğüm mumlar beni şaşırtmıştı. Hızlı adımlarla eve ilerlerken bu seferde kapısının açık olduğunu gördüm ve eve girdim. Yerdeki gül yaprakları iyice şaşırmama sebep olurken yaprakların oluşturduğu yolu takip ettim. Ve bu yol yatak odasına çıkıyordu. Odanın kapısını açtığımda içerde Azra'yı görmeyi beklemiyordum, siktir Azra'mı o? Yanına koşup sıkıca sarıldım. O kadar özlemiştim ki."Doğum günün kutlu olsun bebe." deyip güldüğünde elimle alnıma vurdum. Demek hepsi bir oyundu, ve ben buna dalıp doğum günümü bile unutmuştum.
"Azra. Ben gerçekten çok özledim lan." dedikten sonra tekrar sarıldım. Beraber bir gece geçirmek için üç gecemi zehir etmişti. Bununda bir bedeli vardı tabii. Ama şimdi değil.
"Azra? Sana bir şey söylemem lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızım | Texting
FanfictionBilinmeyen: Bir beraatıra da beraber çeker miyiz? *** TAMAMEN KURGUDUR. YORUMLARINIZI YAPARKEN KURGU OLDUĞUNU UNUTMAYIN.