4.BÖLÜM / PLAN

7.9K 300 58
                                    

MULTİMEDYA : DOĞA SARGUN

DOĞANIN AĞZINDAN

"Ya ne yapıyosun be çıksana!" Ama beni dinledi mi? Hayır. Bir anda beni duvara yasladı ve,

"Bu akşam geliyosun değil mi?" Valla mal bu çocuk. Ya tamam taş olabilir ama bu mal olduğu gerçeğini değiştirmez sanki gelmeme gibi bir şansım var.

"Yani eğer sen kimseye söylemem sen kendini bir daha yorma dersen gelmem. " dedim ve ona şirince sırıttım. Ya da ben şirin olduğunu düşünüyordum. Bilmiyorum. O ise piç smile yapıp konuşmaya başladı.

"Tabi ki de." Sırıtmaya devam etti. E o zaman gitmeme gerek kalmayacak. Allahım sen büyüksün.

"Oh be gerçekten mi? O zaman bir daha karşılaşmamak üzere. Sayonora." dedim ve asker selamı verip tam duvarla onun arasınan çıkacakken kolumdan tuttu. Tekrar duvara yaşlandı. Duvarla veya koluöla zoru var galiba!

Bana baktı, kafasını hafifçe eğdi ve şirin e sırıttı. "Hayır." Al işte bu öküzden ne bekliyodum ki sanki?

"Sen sevgilin duymasın diye mi bu kadar uğraşıyorsun?." Pat diye sorduğu soruyla bir an afallasam da sevgilim kim acaba diye de düşünmedim değil. Sevgilin derken üstüne bastıra bastıra söylemişti.
Duramayıp histerik bir kahkaha attım. Manyak mı ne?

"Kimmiş benim sevgilim? Söylesen ya aşırı merak uyandı şuan içimde." Ben de sevgilim derken ona inadına üstüne bastırarak söylemiştim.

"Şu kolunu senin omzuna atan pi- yani eee... şey çocuk varya o işte." Bir dakika lan bu şimdi Aras'tan mı bahsediyor?

"Acaba hayır bak gerçekten ciddiye al çünkü ciddi ciddi söylüyorum mal mısın?" Bana bir iki saniye boş bış baktıktan sonra devam ettim. "Biz çocukluk arkadaşıyım Arasla." kaşlarını havaya kaldırdı ve dudaklarını dişlerinin arasına aldı.

"Ben sevgilisiniz sanmıştım. Neyse ne! Gece 12.00'de geç kalma!" Dedi ve gitti yanımdan. Yok vallahi ruh hastası bu sana ne Aras'tan. Sana ne olmayan sevgilimden. Gerçi ben de salak gibi açıklamıştı ya kim olduğunu. Hani alkışım?

Kulubeye geldim ve düşünmeye başladım. Ama ne yapmalıydım? Biraz sonra çifte kumrular gelecekleri. Melis bana yavru köpek gibi bakıyordu. Onları affetmeli miydim, yoksa biraz daha süründürmeliyim? Bir daha böyle yapmamalarını, bizden hiçbir şey saklamamalarını istiyordum sadece. Çünkü kırıldığım tek şey bize anlatmamış olmalarıydı.

Duşa girmiştim ve yaklaşık bir saattir duştaydım. Çıktığımda kızlar yataklarına oturmuştu. İkisi de telefonla ilgileniyordu. Galiba kimin arkadaşları olduğu çok belli. Kendi yatağıma oturdum ve Melis'oe baktım. O da bana bakıyordu. Hemen kafamı çevirdim. Çok uzun bakarsam dayanamadım ki ben ona. Yatağından usulca kalktı ve yanıma çöktü.

"Doğa bak gerçekten çok özür diliyorum. Zaten sen bizi gördüğünde daha bir haftalıktı. Size de burda söylemeyi düşünüyorduk. Sen o gece ortadan kaybolunca hepimiz toplandık. Çok endişelendik senin için. Sonra Denizle her şeyi anlattık. Onlara, senin bize kızıp gittiğini falan işte hepsini. Bak n'olur affet beni, bizi. Bir daha ilk sana, size anlatacağım. N'olur ya lütfen."

Melis'e baktım ve yavaşça gülümsemeye başladım. O da hemen gülümsedi ve bana sarıldı. Bu kadardı işte. Küslüğümüz uzun sürmüyordu.

"Bana bak bir daha hiçbir şey saklamayacaksın. Anladın mı?" Hızlıca kafasını salladı.

"Söz veriyorum bak bir daha öyle bir hata yapmayacağım."

"O zaman ben dökülüyorum." Melis'ten ayrılırken hemen Mira da geldi.

"Anlamıştım zaten bir şeyler sakladığını. Hemen dökül!" Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım.

DÜŞMAN OKULLAR ~ YAZ KAMPINDA ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin