13.BÖLÜM/ HER ŞEY

6K 237 24
                                    

Multimedya: Bulut♥♥

"GEL BEN SENİ SEKTIREYİM. BAKALIM SEN NASIL SEKİYORSUN!"

Bu-bu duyduğum ses yere çivilenmemi sağlamıştı. Hemen sol tarafa dönüp arkamdaki puştlara sinirle bakan Kerem ve Anılı görmüştüm. Az önce duyduğum ses de Kereme aitmiş. Onlarla her ne kadar düşman olsak da beni kurtarma düşünceleri onlara karşı bir sempati hissetmemi sağladı.

"Neğ diyorsun ya." diye sordu biri. Ağzı yamuluyordu artık ne kadar içtiyse.

"GEL DİYORUM PUŞT DUYMUYOR MUSUN?" diyerek üstüne gitmeye başladı Anıl. Onun yanında da hemen Kerem. Ben de mal gibi ağlıyordum. Barış'ın söyledikleri çok can yakıcıydı bir de üstüne insan demeye utandığım yaratıklar eklenince sinirlerim boşalmıştı.

Kerem ikisini pataklıyordu. Anılda artık Allah ne verdiyse diyip girişmeye başladı. Zaten kafaları iyice dumanlı olduğundan rahatça yere serdiler. Kerem yerde ikisine tekme atımakla ve daha önce duymadığım küfürler ediyordu. Anıl ise...Onun ne yaptığını inanın ben bile anlamadım.

"Sizin götünüze nükleer santral kurar yine götünüzde patlatırım lan."

"Götüne füze takıp uzaya yollarım seni pezevenk." gibi bunların hepsi Anıldan çıkıyordu. Valla tuhaf çocuktu bu da.

En sonunda ayağa kalkamayacak hale gelen yaratıkları bırakıp yanıma geldiler. Başımı öne eğdip göz yaşlarımı sildim.

"Şey...ben...yani..."

"Şşş tamam sorun değil."Anıl. Beni sakinleştirmek ister gibi eliniz omzuma koydu.

"Valla ben de ter attım iyi oldu benim için." dedi ve gülümsedi Kerem. Sadece başımı sallamakla yetindim.

"Hadi gel seni kulubene kadar bırakalım."

"Tamam." dedim ve tüm yol boyunca sessizce ilerledik anlaşılan orada ne aradığımı sormayacaklardı gerçi sorsalar da bir şey söyleyemezdim ya orası ayrı.

Tam bizim kulubenin önüne geldiğimde ışıkların hâla açık olduğunu gördüm. Kapıya yaklaştım ve tıklattım. Mira aniden kapıyı açıp üstüme atlatı abartmıyorum cidden direkt atladı.

"Kalk lan ayı" dedim gülerek. Gülmek benim gizli yardımcımdı.

"Kes lan senin konuşma hakkın yok şerefsiz. Saat kaç haberin varmı it?" dedi Melis kendini sinirli göstermeye çalışarak ama tam bir bukalemun gibi duruyordu.

"Saat kaç ki?" Dedim Mira'yı üstümden atıp ayağa kalkarken.

"11.47" arkadan gelen sese döndüğümüzde Anıl'ın bize saati söylediğini gördük. Hâlâ burdalar mıydı? Allah Allah.

"Bunların burada ne işi var?" dedi Mira tek kaşını kaldırarak.

"Şey ben size sonra anlatırım...Anıl ve Kerem size de gerçekten teşekkür ederim. Yani siz olmasaydınız belki de..."

"Ama ordaydık ve sana bir şey olmadı değil mi? O yüzden bunları düşünme hadi girin içeri." dedi Kerem.

Başımı salladım ve bizimkileri içeri soktum. sonra da kapıyı kapatıp yatağıma oturdum kızlar çoktan önümde ki yerlerini almışlardı bile.

"Hadi anlat." dedi Melis sabırsız bir ses tonuyla. Başımı salladım ve en başından sonuna kadar anlattım arada Barışa sövmüşlerdi arada da Kerem ve Anıl'ın haşatını çıkardıkları yaratıklara. Yaratık diyorum çünkü insan insana yapmaz bunu.

Şimdi ne mi yapıyoruz? İki yatağı birleştirdik ve üçümüz sarılarak yatıyoruz. Üçüncüyü birleştirmeye üşendik bence sığarız lan.

DÜŞMAN OKULLAR ~ YAZ KAMPINDA ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin