Şanslı kişi sensiinnn
Arkadaşlar eğer bölümün size ithaf edilmesini istiyorsanız yorumlar atmayı unutmayın.
Keyifli okumalar
BARIŞ POLAT :
"Barış şimdi ne olacak? O kadar parayı nasıl halledebiliriz?" Kafamı sakince Kaan'a çevirdim. Aklımda ki planı kafamda oturtmaya çalışıyordum.
"Şimdi şu çantanın altını gazete kağıtlarıyla dolduralım sona kalan iki katı da parayla doldururuz amaç bize sadece bir kaç saniye zaman vermesi. Şeref parayı aldığında gözü dönecek ve parayla hayaller kurarken bir anda siz çıkacaksınız ben o zamana kadar Doğa'yı çoktan korumaya alınmış olurum zaten. Hadi hızlanın. " Anıl ve Kerem çantayı doldurmakla meşguldu. Bulutu da parayı alması için göndermiştim. Kerem Arasla birlikte arabaya bize lazım olanları yerleştiriyordu. Deniz ise kızlara yalan söylemekle meşguldu. Şu olay bitene kadar bir de onların dırdırını kafam kaldırmadı. Ki Doğa aklımdan bir saniye bile çıkmıyordu. Ondan ne zaman hoşlanmaya başladığımı bilmiyordum. Acaba Çisille girdikleri yarışta mı olmuştum. Hani koşu yarışında laf sokmuştuya işte bu demiştim, Çisil'e karşı çıkan bir kız. Ya da girdiğimiz iddialarda mı. Örümcekten korkup ve üstüme düşmüştü o zaman gerçekten çok tatlıydı. Ama sanırım ben ona ilk o kulübede aşık olmuştum. Ağlarken ilk kez görmüştüm çünkü onu o kadar masumdu ki kovmaya kıyamamıştım. Hiçkimsenin bilmediği yerimi öğrenmişti ama yine de git diyememiştim. Gözlerinin içine bakarken diyemezdim de zaten.
"Barış?" Kafamı iki yana salladım ve beni saran düşüncelerden kaçmaya çalıştım ve bana seslenen Kerem'e baktım. Kaşları çatık bir halde bana bakıyordu.
"Efendim?"
"Abi iki saattir sana sesleniyorum ama sen boşluğa dalıp gülümsüyorsun. Aklını kaybettin diye çok korktum."
"Lan salak salak konuşup canımı sıkma. Söyle her şey hazır mı?" Kafasıyla hafifçe onayladı beni.
"Merak etme abi her şey hazır ilk başta sen gideceksin aramızda mesafe olacak ve tam zamanı gelince ortayaıkacağız."
"Aferim hadi oğlum yapalım şu işi." Gülümsedi. "Merak etme abi yengeyi bırakmayız onlara."
Keremşe birlikte dışarıya çıktık bizimkiler çoktan hazırdı ve arabaya yerleşmişlerdi. Kerem de kendine ayrılan yere oturdu ve kapısını kapadı. Hızla arabaya geçtim herkes ne yapması gerektiğini biliyordu. Şimdi gidip sevdiğim kızı alacaktım. Derin bir nefes aldım. Acaba ona zarar vermiş midir? Bu soru aklıma geldikçe sinirim kat ve kat artıyordu. Gaza daha çok yükledim ne kadar hızlı varırsam o kadar iyi diye düşündüm. Zamanın nasıl geçtiğimi anlamadan varmıştım da bir saatlik yolu yarım saatte gelmiştim. Hızla arabadan indim ve karşımda adamlarıyla duran ite baktım. Doğa gözükmüyordu. Acaba getirmedi mi diye düşündüm. Ya ona bir şey yaptıysa?
"Oo küçük bey. Sandığımdan da hızlı geldin. Biliyor musun bu benim için daha iyi çünkü bu kız katlanıkacak gibi değil." Sinirden damarlarım çıkmaya başlamıştı.
"Tatava yapma şeref al parayı ver kızı." Para kelimesini duyduğu anda gözleri parlamıştı. Sırıttım. İşim daha kolay olacak gibi gözüküyordu. Tam bana doğru gelirken onu durdurdum.
"Aaa Şerefsiz Şeref nereye böyle? İlk önce Doğa." Gözlerini devirdi ve adamlarına bir el hareketiyle kızı getirmeleri için işaret verdi. Gözlerim heyecanla açılan kapıdan görünen Doğayı buldu. Ne kadar da özlemiştim bu kısa süre içerisinde. Kafasını hafifçe kaldırınca benimle göz göze geldi. Gülümsedi. Yüzünde hiçbir iz yoktu ki bu iyiye işaretti. Demek ona dokunmamıştı. Aferim en azından daha az dayak yiyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN OKULLAR ~ YAZ KAMPINDA ~
Teen FictionBirbirleri için sürekli plan kuran ve senelerdir saçma bir nedenden dolayı düşman olan iki kolej. Ateş ve Su koleji. Ne yapmışlardı da tüm şehirde düşman okullar diye anılmışlardı? Neden aşk yerine savaşı tercih etmişlerdi? Belki de yaz kampında kar...