14.BÖLÜM/ ÖZÜR DİLERİM

5.7K 225 26
                                    

BARIŞ POLAT:

İki saattir telefonuma gelen aramayı reddetmekle cebelleşiyordum. Sonuçta kapalı gözlerele bu hiç de kolay olmuyordu. En sonunda sesini kestiğim telefonu bırakıp uykuma yeniden devam etmeye çalıştım. Ama ne mi oldu sikik telefon yeniden ötmeye başladı. Bu sefer kazanan o oldu. Arayana bakmadan gözlerimi açık yeşil tuşu kaydırdım ve kulağıma götürdüm.

"Ne var lan pezevenk açmıyorum işte anlamıyor musun lan? Niye ikinciye öttürüyorsun?"

"Oğlum."

Şu an bu durum tek kelime ile anlatılır,

HASSİKTİR.

"Eee şey baba...yani ben onu sana demedim. Bu Anıl salağı eee...ben uyurken kulağımın dibinde mehter marşı açmış son ses o yüzden...yoksa asla şey etmem." Hafifçe gülme sesi geldi.

"Oğlum 360 derece kıvırmana gerek yoktu." Güldüm. Nasılda tanıyor beni.

"Amman baba ya uyuyordum sonra gözlerim kapalıyken telefonu kapatabildim sonra yine çalınca...neyse işte sen niye aramıştın?"

"Kardeşini oraya gönderiyorum ona sahip çık diyecektim." Tek kaşımı kaldırdım.

"Yağmur'u mu?"

"Oğlum kaç tane kardeşin var."

"Hee tamam gelsin baba ben bakarım ona."

"Bakmana gerek yok o kendine bakar sen göz kulak ol yeter."

"Tamam baba. Ne zaman gelir?"

"2 gün sonra."

"Tamam. Hadi görüşürüz."

"Görüşürüz oğlum." ve telefon kapatılır. En iyisi bir daha arayana bakmam olacak. Tam telefonu elimden bırakacaktım ki yeniden çaldı. Bu sefer arayana baktım

"Ne var?"

"Sesini özledim aşkım."

"Kerem seni bir özlerim bir daha kimse özleyemez!"

"Aa şey o zaman sen kahvaltıya gel. Hem en sevfiğin şeylerden biri var." dedi ve telefonu suratıma kapattı. Gel de dövme.

İşte tam o an aklıma bir şey geldi ne demek en sevdiğin şey?

Anında yataktan fırladım üstümü değiştirdim tam kapıdan çıkarken yatağımla kısa bir bakışma yaşadım. Neyse akşam yeniden dağılacaksın nasıl olsa. Toplamıyorum.

Ve toplam 1dk 37 sn sonra kahvaltı masasındayım.

"Lan çüş ne ara geldin."

"Eee hani krep?" dedim Kerem'in sorusunu es geçerek.

"Yalnız Barış hani tabağını kendin dolduruyorsun ya. Hadi kalk al gel." dedi Zeynep. Omuzlarımı düşürdüm ve kalkıp tabağıma 10 tane krep attım. Çünkü neymiş efendim en fazla 10 tanecik alabiliyormuşuz hah. Neyse bizimkilerden otlanırım.

"Haa çocuklar Yağmur geliyor."

"O zaman şemsiyelerimizi yanımızdan ayırmayalım."Kerem

"Kerem harbi malsın." Anıl

"Ohaa ne zaman."Çisil

"Çok özledim keratayı."Asya

"Rainime kavuşuyorum sonunda."Zeynep

"Neyse yarın akşam geliyor." dedim ve yemeğe devam ettim. Kafam hem şu Zeynepe çarpan şerefsizdeydi hem de Doğaya bir şeyleri anlatıcak olmamdan kazan gibiydi. Bunları düşünmemeye çalışarak yemeğimi hızla bitirmeye koyuldum.

DÜŞMAN OKULLAR ~ YAZ KAMPINDA ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin