19.BÖLÜM/ YEMEK

4.4K 166 216
                                    

"Doğa klübe yanıyor." Mira'nın kulağımın dibinde bağırmasıyla kafamı yavaşça salladım.

"İyi kızım söndürün o zaman. Ben biraz daha uyuyum."

"Lan kahvaltıyı kaçıracağız. İki saattir kulağını dibinde bağırıyorum. Mal Melis'te beni bıraktı uyandır diye. Yeter lan açım ben gidiyorum, hadi eyvallah." Sırıttım. Yine kazanan ben olmuştum hadi bakıyım.

Kulübenin kapısının gıcırtıyla kapandığını duymuştum. Olum biri şu kapıya yağ döksün. Iğh neyse artık kızlar da gittiğine göre kıçımı yayıp daha rahat ettim.

Gözlerimi yumalı daha on dakikacık olmuştu ki kapı yine açıldı ve kapandı.

"Bana bak Mira seni bir döverim kralı gelse alamaz elimden. Kızım bi git bi sal da uyuyayım ya!" Yanımda hissettiğim çöküntüyle yanıma uzandığını hissettim. Hem beni kaldırsın hem kendi yatsın. Gözlerimi daha sıkı yumdum anam gelse bile kaldıramaz beni burdan.

"Hmm beni de döver mısın o zaman?" Gözlerim bir anda kocaman açıldı ve yanımdaki şahsı hızla ittim.

"Aaah kızım ne yapıyorsun ya?!"

"Ya Barış sen özürlü müsün? Ne geliyorsun be kulübeye bi de gelip yatmışsın. Ya biri görseydi seni. Hiih ya gördülerse." Barış hâlâ yerde kıçını ovalıyordu. Oha lan ben bunu yere düşürmüştüm. Bir anda öküz gibi böğürmeye başladım.

"Gül sen gül ben göstericem sana benim gibi mükemmel birisini yere atmayı." Dudaklarımı ısırdım ve kendimi susturmaya çalıştım.

"Ya tamam tamam sustum. Hem niye geliyorsun? Senin suçun bir kere." Gözlerini kısarak bana baktı.

"Öcümü alacağım. Ve de nur cemalini özlediğim için gelmedim. Yemek için geldim." Kıkırdadım.

"E saat 20.00 da gideceğimizi konuşmuştuk işte." Gözlerimni devirdi.

"Ne giyeceksin peki? Yanımda sönük kalmanı istemem yani böyle şortla pantolonla olacak iş değil. Sonuçta ben mükemmel ötesi bir insanım seni yanımda taşıyamaz. " Dedi ve bilmişçe kafasını iki yana salladı.

"Üf iyi be ayarlarım ben bir şeyler." Sırıttı. Ve dudaklarını yaladı. Oturduğu yerden ellerini arkaya attı ve konuşmak için dudaklarını araladı.

"Kurtarıcı, mükemmel, kaslı ve zengin olan meleğin onu da düşündü." Elini yatağın yanına doğru uzattı ve siyah renkli bir paket çıkarttı. "Buyur bakalım."

"İyi de sen benim bedenimi bilmiyorsun ki." Kendini tutamadı ve gülmeye başladı.

"O kadar emin olma bebeğim." Gözlerimi kocaman açtım ve komodinin üzerinde duran tarağı alıp ona fırlattım. Hâlâ gülüyordu. Sırasıyla deodorantları da fırlattım.

"Çık git be sapık seni." Dedim ve elime gelen süs eşyasını ona doğru fırlattım.

"Ya kızım dur gidiyorum ahahahahhaha bekle ahahaha." Koşarak kapıdan dışarı çıktı. Nefesimi dışarı verdim. Sapık herif.

Elimi pakete götürdüm ve içini açıp baktım. İki tane kuru vardı. Büyük olanı elime aldım ve kapağını kaldırdım. Aman tanrım bu çok güzel bir elbise. Bembeyaz omuzları açıkta bırakan. Göğsünde minicik bir dekolte olan tiril tiril bir elbiseydi. Bu mükemmel bir elbiseyi.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DÜŞMAN OKULLAR ~ YAZ KAMPINDA ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin