Arkadaşlar herkese merhabalar, keyifli okumalar dileriz 🌼
Bölüm şarkısı : Söner Sarıkabadayı - Sadem
🌼
Issız; unutulmuş, terkedilmiş, yıpranmış bir kalbin feveranından ceryan eden cızırtılar dolaşırdı yükselen rüzgarda. Bir uğultunun ilerleyişiyle tüyleri diken diken olurdu insanın. Çaresiz bir nefes alış eylemini gerçekleştirerek adımlarını harekete geçirdi. Ruhunun tehlikeli sularında amatör bir yüzücü vardı. Hayatı mavinin güzel tonundan ibaret sanan şapşal bir yüzücü.
Başını iki yana sallayarak eliyle kulağını ovaladı. Nefesi hala dolaşıyor gibiydi ensesinden kulağına. Ömer'i tanımıyordu. Tanımakta istemiyordu zaten. Onu tanımasa ne kaybederdi ki?
"Kendi gibi saçmalıyor işte."
Söylediği şeyi düşündü. Kesinlikle saçmalıktı. Uçağa doğru ilerlemeye devam etti. Ömer uçağın kapısından girmeden hemen önce omzunuz üstünden Ezgin'e baktığında ensesini kaşıyarak yaklaştığını gördü. Bu kadında çözemediği ama her an çözebilecekmiş gibi hissettiği bir şey vardı. Belki de yol kenarında arabasına çarptıktan sonra hırslanarak yükseldiği içindi. Kadın basamaklara geldiğinde Ömer önüne dönerek içeriye geçti. Annesi Petek Hanım yanında Cem ile konuşuyordu. Bahar'ın yanındaki boş koltuğa oturmak üzereyken Ezgin Ömer'in koltuğu tutan kolunun altından hızla geçerek Bahar'ın yanına çöktüğünde "Selam" diyerek sırıttı.
Ömer kaşlarını çatmış bir şekilde kadına bakıyordu. Dengesizin vücut bulmuş hali gibiydi resmen. Diğer koltuklara baktığında Anıl ve Nehir'in bir arada oturduğunu gördü. Nehir heyecanla bir şey anlatıyor Anıl ise dinliyormuş gibi yaparak telefonundan bir şeylere bakıyordu. Gözlerini son koltuğa çektiğinde Feray'ı gördü. Yanındaki koltuk boştu. Derin bir nefes alarak arkaya doğru ilerlemeye başladığında koltuğa oturdu. Feray başını cama yaslamış dışarıya bakarken Ömer kulaklığını takarak Bluetooth bağlantılı mini televizyonunu telefonuna bağlayarak bir müzik kanalı açtı.
Ezgin ellerini birbirine bağlamış bir şekilde önündeki dergiye bakıyordu. Okuduğu sayfa bittiğinde elini açarak sayfayı değiştirdi. Bahar sıkılmış bir şekilde Ezgin'i izliyordu. Anıl'ın ikizi gibiydi resmen. Okuduğu dergi bu yılın en trend modalarını ve bu modaları yansıtan butikleri konu alıyordu.
"Ezgin?" diye konuştu dayanamadan Bahar. Ezgin başını kaldırmadan "Hı?" diye bir ses çıkardığında Bahar eliyle saçlarını iteleyip tedirginlikle konuştu : " Erkek arkadaşın var mı?"
Ezgin doğal bir yüz ifadesi ile başını kaldırıp Bahar'a baktı : "Talip misin bana ? "
Bahar gözlerini sonuna kadar açarak refleks ile gövdesini kapattı. "Saçmalama niye talip olayım senin kıvırcık balık beyinli arkadaşına"
Ezgin ilk defa içten bir şekilde güldü. Gülüşü tüm koltuklara ulaşırken Feray gözlerini sonuna kadar açarak Ömer'i dürttü. Ömer bıkkınca kulaklığını çıkartıp kıza bakarken Feray ellerini çırptı. "Ezgin az önce kahkaha attı. Duymadın mı?"
Ömer diğer kulaklığını da çıkartarak koltuktan dışarıya başını uzattığında koltuk dizaynı sebebiyle kendisine dönük oturan kadına baktı. Bembeyaz dişleri parlıyordu. Kırmızı renkli ruju dudaklarında cesur bir gösteri sunarken Ömer ellerini birbirine bağladı. Ezgin Bahar'ın koluna dokunarak bir şeyler söylediğinde dudaklarını dişleyerek konuştuğunu fark ederek Feray'a döndü. "E nolmuş? İnsan bu güler de ağlar da. "
Cevap vermesini beklemeden koltuktan kalkarak pilot bölümüne geçerek gözden kaybolduğunda Feray kaşlarını çatarak arkasından baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİMOZA YOLCUSU
ChickLit"Sürekli kalbinin etrafını örüyorsun," diye konuştu acı çekercesine. Karşısında kendisine bakan kadın belki de son nefesine kadar bakmak istediği tek kadındı. "Etrafını örecek bir kalbim yok benim," Ucu zehirli kelimlerle yaralanan adamın azmiydi...