MİMOZA YOLCUSU

8: DUYGU VE DÜŞÜNCELER

Herkese merhaba arkadaşlar, uzun bir bölümle geldim ve hiç böyle bir sınırlandırma yapmak istemesem bile genel olarak hikaye 1K olmadan yeni bölüm yazacağımı sanmıyorum zaten bir yandan samira için uğraşıyorum ve ilmek ilmek işlediğim bir kurgu mimoza yolcusu ise daha farklı hayaller içinde yaşattığım bir şey. MY için gelecek daha farklı olacak okurken bir hikaye değilde sanki bir videonun yazısını okuyormuş gibi hissetme sebebiniz budur.

ruhumdancan ve bir adet çiçi ile bir instagram sayfası açtık opiameyus diye aratarak bulabilirsiniz. Küçük çaplı yazılar yazıyoruz orada da herneyse efenim. 100 okunmayla yeni bölüm anında yayında olur.

Keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı : Zaaf - Hiç şansım olmadı

^
Hayat bize bir çok kapı açarken aslında bizden istediği tek şey kapıdan girecek olan mucizeler değil küçük deliklerden sızan mucizelere odaklanmamızdır bunu anladığım an tam olarak şu andı. Çünkü karşımda hiçbir zaman yüzünü düşünmediğim hayatımın bir parçası ama asla yanımda olmayan o adamı gördüm.

Aytaç.

Karşımda gülümseyerek bana bakıyordu, sorun ise benim evimi nerden bulduğuydu sanırım, kanım çekilmiş bir şekilde öylece onun soluk gözlerine bakarken yaşadığım her şey bir bir gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti.

"Sen," diye fısıldadığımda gözlerim çoktan dolmuştu.

O yürüyordu ve bana doğru geliyordu birkaç adımdan sonra beni kolları arasına aldığında da kendimde değil gibiydim gün içinde bu kadar duygu değişimi yaşamak beni sadece yıpratıyordu. Daha birkaç saat önce Ömer'in kollarında dans ediyor onunla muziplik yaparak eğleniyordum şu ansa geçmişimin en kirli insanıyla sevgilimle karşı karşıyaydım.

"Geldim sevgilim,"

Başımı olumlu anlamda sallayarak Çiğdem'le
göz göze geldiğimde dehşete düşmüş bir şekilde bize bakıyordu ona bakışlarımla dipte
olduğumu söylesem bile bu kendime bile yansıtamadığım bir gerçekti. Kapıda durmaktan vazgeçerek onu içeriye aldığımda hızlı bir şekilde uzun bir saten pijama takımını üzerime geçirerek makyajımı ardından da saçlarımı açarak tepeden bir topuz yaptım ve yatakta uyuya kalan Çiğdem'in üstünü örterek aşağıya indim. Aytaç L koltukta oturmuş etrafa meraklı gözlerle bakıyordu beni fark edince tepkisini bozmadan televizyon ünitesinin raflarındaki kitaplara bakış attı.

"Kahve?"

"Olur,"

Mutfağa geçerek hızlı bir şekilde filtre kahve yapmaya başladığımda yandan bakışlarla onu izliyordum göz göze gelince yapmacık bir şekilde gülümseyerek fincanları alıp yanına ilerlerdim ve siyah fincanı ona uzatarak kendi turuncu fincanımı sehpaya bıraktım. İri ellerini fincanın etrafına sararak büyük bir yudum aldıktan sonra sehpaya bıraktı.

"O kız kim?"

Kimi sorduğunu anlamadığımda bakışlarıyla yatak odamı gösterdiğinde Çiçi'den bahsettiğini anlayarak kaşlarımı çattım.

"Arkadaşım." Üstüne basa basa tısladığımda gülerek başını salladı.

"Kollarında dans ettiğin o adam da arkadaşın galiba?"

Şaşırdığımı belli etmemeye çalışarak fincanıma uzandım ama fincanımı benden önce kavrayarak düz bakışlarla yüzüme baktı.