5: TEHDİT

103 7 1
                                    

Fütürsuzca sonsuzluğa giden engebeli kaldırımın taşlarında gerçek ile hayali çözemiyordum. Nefeslerimle karışık ıslak iniltiler kalbimin ortasını delip geçerken yüzüme değinen sıcak ellerin ardından biri "Ezgin!" diye seslendi. Yapboz parçalarının bir araya getirilmesiyle bilincim zar zor açıldığında korkuyla etrafa bakındım. Nefes nefese kalmış bir şekilde bana bakan Ömer tedirgindi.

Cem başını Ömer'in arkasından uzatmış yüzüme bakarken etrafıma bakındım. Uçaktaydım. Orman yoktu,öpüşme yoktu. Derin bir nefes alarak gözlerimi yumduğumda Petek Hanım cıvıltılı sesiyle konuşuyordu.

"Rüyanda kimi gördüysen kendinde değildin Ezgin'ciğim."

Söylediklerini kulak ardı ederek herkesin ayakta olduğunu fark ettim. Yavaşça yerimde doğrulduğumda Ömer kolunu koluma sararak yürümeme yardım etti uçağın durduğunu fark ettim. Uçaktan indiğimizde yanaklarımın kızardığını vücut ısımdan anlamıştım. Ömer de bunu anladığında dudaklarını gererek güldü. "Kıpkırmızı olmuşuz Ezgin Hanım"

Gözlerimi sertçe gözlerine çakıştırdığımda gülmeye devam ederek kolumdan çıktı. Herkes uçaktan indiğinde bir an önce odama gidip uymak istediğimi fark ettim. Beş tane farklı renkte taksi geldiğinde bizi limana taksilerin götüreceğini anlamıştım. En sondaki taksiye ilerlemeye başladığımda yanımda Cem'in sesini duyumsadım. "Fıstık?"

Başımı hızla kaldırarak Cem'e baktığımda biraz çekingen olduğunu görerek gülümsedim. "Kıvırcık?"

Şaşkınlık pareleri gözlerine düştüğünde kendimi kötü hissetmediğimi fark ederek içimdeki boşluğu doldurmak istedim.

"Akşam biraz konuşalım olur mu?"

Cem sorduğum soruyla afalladığında arabanın kapı kulpunu çekerek bindim. Yanıma oturduğunda hala bir cevap vermemesi biraz sinirlerimi bozsada gördüğüm rüyanın etkisindeydim. Normalde yedi gün ilaç kullanmadığımda görürdüm. Ama bu rüya farklıydı. Zihnimin içindeki ses kendini belli etmeye başladığında ellerimi birbirine bağladım.

'Rüya da en çok ne zoruna gitti! Ömer mi? Cem mi? Hangisinin sırt dönüşü seni üzdü?'

Elimi kulağıma atarak dudaklarımı birbirine bastırdım. Zihnimin yumağındaki düşman bilinçaltımı zorluyordu. Arabanın boğuk havasından diye düşenmek işime geliyordu. Cem'e yandan bir bakış attığımda telefonunun ekranında bir şeye güldüğünü gördüm.

Kaşlarımı çatarak gözlerimi telefonuna diktiğimde konuştuğu kişinin Petek Hanım olması kafamın karışmasına sebep olmuştu. En son karşı taraftan gelen kalp emojisini gördüğümde gözlerimi büyüterek önüme döndüm. Kalbimin ortasındaki sıkışıklık tenimdeki ter tabakalarının atmasına sebep oluyordu. Aklıma gelen ilk kişinin Ömer olduğu gerçeği canımı sıktığında elimi enseme atarak derin bir nefes aldım. Limanda durduğumuz da arabadan inerek diğer arabaların da gelmesini bekledik. O sıra da gülümseyerek etrafa bakan Cem'e "akşam konuşalım diyorum cevap verecek misin?" diye sordum.

Cem başını sallayarak "olur" dediğinde başımı salladım. Diğer arabalarda geldiğinde Feray ve Ömer'in bir arabadan inişini gördüğümde kaşlarımı çattım. Feray bugün tuhaftı. Bahar koluma girdiğinde irkilerek yüzüne baktım.

"Hadi biniyoruz."

Başımı sallayarak kolumu çektiğimde gemiye binerek en uç köşeye doğru adımlamaya başladım. Cebimde öten telefon sinirlerimi bozsada çantamı yanıma bırakıp oturana kadar açmadım. En sonunda bir mesaj geldiğinde gözlerimi devirerek denizi izlemeye başladım. Amacımın aslında kafamı dağıtmak olduğunu biliyordum.

MİMOZA YOLCUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin