6 | "Sanki uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi"

1.5K 143 93
                                    

Kaşlarımı daha ne kadar çatabilirdim bilmiyordum ama karşımda ki ne olduğu belirsiz adamın bakışları devam ettiği sürece sinirlenme oranım da yükseliyordu.

"Ne demeye çalışıyorsunuz? Ve kimsiniz?" En basit şekilde sorduğumda yüzünü çapkın bir sırıtış ele geçirdiğinde hala hayretle ona bakıyordum. "Diyorum ki Taehyung'un seçimleri her zaman çok daha iyi. Hayret ediyorum doğrusu nasıl bu kadar değiştiğine," yapmacık bir tonda konuşup düşünüyormuş gibi çenesini kaşıdığında bile ne demeye çalıştığını anlamamıştım.

"Bakın bayım kim olduğunuzu ve Taehyung'u nereden tanıdığınızı bilmiyorum. Fakat bana bulaşmayın. Taehyung ile aramızda düşündüğünüz şekilde bir ilişki yok, iyi günler."
Umursamayarak çıktığımda arkadan seslenmesini umursamamıştım. Ama "Günü geldiğinde herkes tekrardan kim olduğumu hatırlayacak," bu cümlesini de duymak durumunda kalmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Ama bu konuyu Taehyung ile konuşmalıydım. O mesaj olayını da unutmuş sayılmazdım. Sanırım konuşmanın vakti gelmişti.

Sandalyeyi çekip oturduğumda bitmiş oldukları için tabaklar toplanmıştı. Bu iyi bir şeydi. Yemekler varsa ciddi olamazdım. Bu ciddi bir sorundu.

"Neyin var?" Taehyung merakla sorduğunda elimi yumruk yapıp çenemin altına koydum. "Lavobada iken bir adam ile karşılaştım," devamını getirmeyip tepkisine baktığımda yutkunduğunu gördüm. "Bana anlam veremediğim saçma sapan şeyler söyledi. Sanırım tanışıyorsunuz?" Kaşlarımı kaldırıp sorduğumda elini saçlarından geçirip derin bir nefes aldı. Göz kapakları titriyordu. "Ne söyledi sana ve tipi nasıldı?" Sesi titrerken şaşkınlık üzerimdeydi. Neler oluyor anlamıyordum. "Taehyung'un zevki çok iyi, her defasında nasıl bu kadar güzel bulabiliyor ve en sonunda heri gelip her şeyi hatırlayacağını söyledi," diğer elimi de yumruk yapıp çenemin altına koyduğumda ofladım. "Sakalsızdı. Uzun boyluydu ve orta yaşlardaydı. Kırk ya da otuzlarında," kısaca açıkladığımda yüzünde ki ifade büyümüştü. Göz kapakları titriyordu. Elimi çenemden çekip korkuyla ona baktığımda elini tekrardan saçlarının arasından geçirdi. Elinin titrediğini görmemle daha da endişelenirken masada ki diğer elini tuttum, destek verircesine.

"Taehyung, neler oluyor? İyi misin, korkuyorum."
Elimin altında ki elini çekip parmaklarını benim parmaklarıma sardığında anlamsız bakışlarım üzerindeydi.

"Bir an önce buradan gidelim," elimi tutup kaldırdığında birkaç kişinin yüzü bize dönmüştü. O fangirl kızında. Bana tekrardan gülümseyerek bakınca ona da anlam verememiştim. Tanrım, bugün anlamadığım ne kadar şey olmuştu.

Elimden sıkıca tutarken bile titriyordu. Nereye gidiyorduk bilmiyordum. Ama o an sanki beni en güvenli yere görüyormuş gibi sarmıştı. Tuhaftı. Aynı zamanda heyecan verici. Taehyung'u çözmeye çalışırken ona kapılmak yapacağım en büyük hata olabilirdi. Ama o anlık umursamadım. Sanki konuşursam her şey kopacak gibiydi.

Arabaya bindiğimizde beni iş yerime bırakacağını anlamam kısa sürmüştü. Arabada ki sessizlik ölüm gibi korkutucuyken sinirli hali de beni korkutuyordu. Kaza yapmayı bile düşünüyordum. Ah, keşke buraya hiç gelmeseydik. Ne olduğu belirsiz bir adam iki dakika da her şeyi altüst etmişti. Ve Taehyung hala bir şey açıklamamıştı.

Araba durunca iş yerim görüş alanıma girmişti. Biraz erken mi gelmiştik? O sinirle nasıl sürdüyse artık yarım saatlik yol on dakika gibi gelmişti. Kapıyı açıp ineceğim sırada bileğimi tutmasıyla ona döndüm.

"Jin çok dikkatli ol, olur mu? Çıkışta ben seni almaya geleceğim."
İtiraz kabul etmeyen otoriter sesiyle başımı salladım. Benim de işime geliyordu. Taksiyle gitmek çok daha zordu. Aklıma gelen şeyle ona döndüm.

Pour Toujours | TaeJin √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin