18 | "Oyun değil seni istiyorum, babacık." / M

1.3K 112 28
                                    

Babam her zaman aşkın saçma olduğunu ve acı çekmekten bir şeye yaramadığını söylerdi. Annemle bile şirket işleri dolayısıyla evlenmişti. Hatırlıyorum da küçükken babamın verdiği tavsiyeler şuanın tanımıydı. Belki de ilerde aklımda bulunsun diye söylemişti, bilemiyorum. Şimdi çılgınlar gibi sevdiğim adamın dudaklarını öperken aşkın acısı umurumda değildi. Her zaman kendime anne ve babam gibi bir evlilik yaşamayacağıma dair söz vermiştim. Benim kaçışım onlardandı. Hiç kimse yanımda yoktu. Evden kaçtığım zaman sokak arasında büyümüştüm. Bir amca beni evinde büyütmüş, lüks okullarda okutmuştu. Meslek sahibi edindiğim zaman ise bir daha ondan haber alamamıştım. Sanki görevi iyi bir yere geldiğimden sonra gitmek gibiydi.

Nereden geldiği belirsiz düşüncelere daha çok tutanarak sarılıyordum, bedenine. Eve -evimize- gelmiştik. Gelir gelmez zaman öldürmek istemezcesine ellerini yanaklarıma geçirmiş ve dudaklarımızı birleştirmişti. Benim yapabildiğim tek şey ise ona ayak uydurmaktı. Korkularımı atmış ve kendimi ona bırakmıştım. Bırakılmak duygusunu birçok kez yaşamıştım ve bu korkumdan dolayıydı ondan kaçmam. Bir daha terk edilirsem ne yapardım?

Kollarımı beline daha çok sarıp dudaklarımızı ayırdım. Nefes nefese kalmıştık. Soluklanmak için alnımı alnına yasladım. Gözlerini kapatmıştı. Yarı açık gözlerimle kapalı gözlerine bakarak konuştum. "Benim o depo olayı ile ilgim yok. Her şeyi o adam planlamış..." Bunu bilmesi lazımdı. Baş parmağını kaldırıp dudaklarının üstüne koyduğunda parlayan gözlerimi ona dikmiştim. Alnını kaldırıp gözlerime baktığında nefes kesici görüntüsü kalbimin ağzımda atmasına sebep oluyordu. "Biliyorum. Sen böyle bir şey yapmazsın," iyi görünmeye çalışıp gülümsediğinde kaşlarımı çattım. "O zaman neden öyle davrandın?" Kafam karışmış bir şekilde sorduğumda burukça gülümsedi.

Yaklaşıp yüzümü avuçları arasına aldığında büzülmüş dudaklarımla ona bakıyordum. "Ben kriz esnasında ve sonrasında ileriye gidebiliyorum. Başta sen sanmış olmam benim aptallığım," güven veren sesiyle konuşurken hayran bakışlarımı ondan çekmiyordum. "Ş-şey sorun değil," bakışlarımı kaçırdığımda çenemden tutarak kendine çevirmişti. "Sen beni bırakmazsan ben seni bırakamam zaten, Jin. Bunu unutma olur mu?" Başımı usulca salladığımda gülümsemesi büyümüş elimden tutarak merdivenlere doğru yöneltmişti.

Odasına girdiğimizde hala ağzımda atan kalbimi durdurmak için yapılacak bir şey yoktu. Dolabına yöneldiğinde uyuyacağını anlamam uzun sürmemişti. Bugün her şeyimle hazırdım. İleride bu kadar cesaretli olur muyum, bilemiyordum o yüzden şuan olması daha iyiydi. Arkası dönük kıyafetlere bakarken adımlarımı yatağa çevirip uzandığımda başı bana dönmüştü.

İşten dolayı giyinmiş olduğu resmi kıyafetleri ona ayrı bir hava veriyorken kendi iş kıyafetlerim umurumda değildi. Lacivert iş kıyafetimin içinde ne kadar iyi görünebileceğim hakkında bir fikrim yoktu. Yüzüne ukala bir gülüş yerleştirdiğinde kullandığım yaramaz bakışlarımı ona atmıştım. Üstten açık birkaç düğmesi ile göğsü gözükürken bakışlarımı göğsüne çevirmiştim. Arsızca bakarken adımlarını bana doğru geldiğini gördüğümde bu sefer sırıtan taraf bendim.

"Hamster oyun mu oynamak istiyor yoksa bana mı öyle geliyor?" Tek kaşını kaldırarak sorarken arsız gülüşümü silmeden yatakta doğrulup dizlerimin üzerine oturdum. Zaten yakın olan bedenini kendime doğru kravatından çekip kulağına fısıldadım. "Oyun değil seni istiyorum, babacık." Kulağına doğru fısıldamamla yutkunması bir olmuştu. Adem elması usulca oynarken başımı çevirmeden bakışlarımla adem elmasının oynayışını izlemiştim. Çok değil birkaç saniye sonra beni yavaşça yatağa doğru itmesiyle istediğimi almıştım.

Üzerimde ki lacivert üniformanın düğmelerini açıp göğsümü gözler önüne serdiğinde ellerimi kaldırıp ensesinde birleştirmiştim. Yüzüme kısa bir bakış atıp çapkın bakışını verdiğinde hedefi boynumdu. Başını boynuma gömüp öpücüklerini bırakırken dudaklarım yana kıvrılmıştı. Öpüyor, emiyor ve ısırıklarını bırakıyordu. Ona verdiğim ufak mırıldanmaların hoşuna gittiğini biliyordum, bilerekten ismiyle mırıldandığımda daha çok hızlanmıştı.

Pour Toujours | TaeJin √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin