20 | "En çirkin insanı bile seven biri vardır"

1K 121 19
                                    

İnsanların değişmesi sizi ne tür etkiler bilemeseniz de bu değişime inanmak isterdiniz. Gerçek olmayacak bir şeye inanmak gibidir ama ufak bir kırıntı da olsa umut vardır içinde. Hani bir söz vardır, yedinde neysen yetmişinde de osundur, diye. Bu söze hiç bir zaman inanmamıştım. İnsanlar değişebilirdi. Evet, çok farklı değişiklikler olmazdı ama yine de değişirdi işte. Jaebum benim için artık bir şey ifade etmiyordu. Çünkü öncesinde ben onun tarafından çok acı çekmiş, yıpranmıştım. Şimdi Taehyung olmasa bile yine de sevmezdim. Sizi önceden kıran birine bir daha aşık olmazdınız. Yaktığı zaman ateşten uzaklaşıldığı gibi...

Çağırdığı yer tuhaftı. Orta gelirli ailelerin olduğu bir sokağa benziyordu. Top oynayan çocuklar, bez bebekleriyle oynayan kızlar ile mahalle donatılmıştı. Beni neden buraya çağırdığını bilmiyordum. Buluşmak için bir kafe hatta bir park bile yeterdi. Acaba evine mi çağırmıştı? Bu ihtimalle anında başımı iki yana sallarken etrafıma bakınmıştım. Evlerde gözlerimi dolaştırırken beni neden bu sokağa cağırdığını anlamaya çalışıyordum. Gözlerime takılan görüntü ile nefes alamayacak duruma geldiğimde hızla bir duvarın arkasına saklanmış ve onları izlemeye başlamıştım.

***

Yoongi yıllar sonra kendini bir şekilde cesaretlendirmiş ve her şeyin olduğu eve gelmişti. Eve dışardan boş bakışlar ile bakarken aklına dolan anılardan kaçamıyordu. Burası her şeyin başladığı yerdi. Nasıl unutabilirdi ki? Taehyung ile birlikte büyümüşlerdi bu evde. Anneleri bir olmasalar da, öz kardeş olmasalarda birbirlerine kalpten bağlılardı. Ta ki o olaya kadar... Sebebi belirsiz araları eskisi kadar iyi değildi ikilinin. Yoongi bunun sebebini kendine bağlıyor ve kardeşini koruyamadığı için her geçen gün ölmeyi diliyordu. Belki şoka girmese şuan kardeşi bu halde olmayacaktı. Ki her şeyden önce dayısı olan pislikten kurtulmalıydı.

Ellerini deri ceketinden çıkarıp anahtarıyla kapıyı açtı. Anahtar evdeydi ama ne Taehyung gelmeye cesaret edebilmişti ne de kendisi. Bu o olaydan sonra eve ilk gelişiydi. Annesinin hala babasına aşık olduğunu biliyordu. Bu psikopat derecede ki sevgi zaten boşanmalarını sağlamıştı. Sadece beş yıl evli kalmışlardı. Babası da boşandığında Taehyung'un annesi ile evlenmişti. Bu Yoongi için sorun değildi.
Çünkü annesi onu bırakıp gittiğinde ona sarılan Kim Hanım'dı.

Adımlarını yavaş ve sebebi belirsiz dikkatlice atarken bir şeye basacak da düşecek gibi hissediyordu. Her adımında aklına dolan hatıralar ile derin bir nefes verip salona baktığında görüş alanına giren koltuk ile gözyaşlarını tutamamıştı. Usulca gözlerinden iki damla yaş düştüğünde kalbinden bir parçayı düşürmüş gibiydi.

İçeriye ruhsuz bakışları ile bakarken eski hallerini özlediğini hissetti. Kardeşini özlemişti. Yere dizleri üstüne düşüp koltuğa boş bakışları ile bakarken omzuna konulan elleri başını kaldırmıştı. Bu Taehyung'tan başkası değildi.

***

Bu hayatta belki de en hassas noktamdı, ailem. Bir şey denilse ağlayacak kıvama gelebiliyordum. Ne diyebilirdim ki, sevmedikleri halde seviyorlarmış gibi göstermek kadar acı ne vardı? Hiç bir zaman sevgi görmemiş olmam beni bu kadar güçlü yapmıştı. Güçlüyüm çünkü acılarımı biliyordum. Aklıma bunu getirip gözyaşlarımı kolumun tersiyle silmiştim. Cesaret edip başımın bir kısmını duvardan çıkarıp izlemeye devam etmiştim.

Hoseok, anne ve babama bir araba gösteriyordu. Sanırım yeni almış olmalıydı. İyi de parayı nereden bulmuştu? Bunu sonra düşünmeye karar verip başımı iki yana salladım. Babam yüzünde güller açarcasına bir mutlulukla arabanın her tarafına bakıyordu. Annem ise onun bu çocuksu hallerine küçük bir tebessümle izliyor ve başını iki yana sallıyordu.

Pour Toujours | TaeJin √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin