9 | " İçinde eksik olduğun bir parçayı dışardan bulursan, ona bağlanırsın."

1.4K 135 60
                                    

İyice karışan ortalığa eşlik eden bedenler birbirine şaşkın bir şekilde bakarken gerginlik bir hayli fazlaydı. Jimin sevgilisinin (?) ona hesap sormasına anlam veremiyor, Jin ise olayın karışıklığına karşı gözlerini kısmış neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Hoseok ve Jungkook ise birbirlerine bakıyordu. Farklı olan şey ise Jungkook sinirle bakarken Hoseok bakışlarından korkarak şirin olduğunu düşündüğü bir gülümseme ile bakıyordu.

"Kardeşim niye dikiliyorsun ortaya? Gormedkm yani," bakışlarını kaçırarak söylediğinde Jungkook karşısındaki çocuğu öldürmemek için derin bir nefes alıp sakinleşmeyi denedi. "Bak çocuk cidden uğraşamam," tıslayarak önüne döndü ve Jimin'e sinirli bakışlarından gondererek konuştu. "Konuşalım, sakince." Jimin daha demin ki sinirli halinij geçmesine sevinerek başını salladı ve kolundan tutarak bahçeye çıkardı.

Jin ikisine anlam veremeyerek başını iki yana salladı ve mutfağa giderek çalışanlarına yardım etmeye karar verdi.

Hoseok ise, belki işime yarar bir şey olur niyetinde sessizce ikisini dinlemek için kapının arkasına saklanıp iyice duymak için yaklaştı.

"Jungkook... Neden böyle yapıyorsun? Her şeyin uzun zamandır bittiğini biliyorsun. "
Jimin sert olmamaya çalışarak düz sesiyle sorduğunda Jungkook iç geçirip arkasında ki duvara yaslandı.

"Seni seviyorum, Jimin. O halde sende sevdiğimi bildiğin halde neden böyle yapıyorsun? O çocuk kimse daha fazla umt vermeden bırak," Jimin git gide bir çıkmaza girdiğini hissederken ruhsuz bir şekilde sırıtarak başını iki yana salladı. "Seven aldatmaz, Jungkook. Seven, sevdiğinin yanında olur. Her geceyi başka birisiyle geçirip sonradan 'sevdiği' kişinin karşısına dikilemez. Sana daha öncede söyledim; bitti. Hayatında başarılar," gözlerinin dolmasına lanet ederek oradan uzaklaştığında Jungkook bir süre arkasından baktıktan sonra bahçeden daha sonrada restuaranttan çıktığında arkasından koşan bedenle durup ona seslenen tanıdık sese döndü.

"Hey, Yabancı!"

Koşmaktan yorulmuş beden eğilip soluk soluğa kaldığı için içine nefesleri çekerken Jungkook kaşlarını çatmış ve gözlerini kısmış ona bakıyordu.

"Yine ne var lan? Ne ayaksın sen?"

Hoseok doğrulup elini karşısındaki seet çocuğun omzuna koydu.

"Sana yardım edebilirim," ciddi bir yüz ifadesiyle sorduğunda Jungkook tek kaşını kaldırarak sordu. "Ne yardımı?" Hoseok istediğini kazanmış edayla gülümsedi. "Jimin'in sana geri dönmesini sağlayabilirim," Jungkook baştan aşağıya çocuğu süzüp güvenebileceğine, inanması için baktığında gerçekten ciddi olduğunu anlamıştı.

"Karşılığında ne istiyorsun?"

***

Taehyung şirkete geldiğinde aklı epey meşguldü. İşi birkaç gündür salmıştı ve kendini kötü hissediyordu. Her zaman ağabeyine yardım etmek istiyordu. Tek başına olmazdı, biliyordu. Derin bir iç çekip ağabeyinin odasına girdiğinde asık suratlıyla dosyalara bakmış olduğunu gördü.

"Bir sorun mu var?" Masasının önünde ki koltuğa oturup sorduğunda ağabeyi başını kaldırıp ona baktı. "Şu toplantı vardı ya Bang şirketi ile olan. Parayı iki kat verirsek anlaşmayı kabul edeceklerini söylüyorlar," Taehyung anlayarak o da dosyaya göz attığında gerçekten öyle olduğunu anlamıştı. "O parayı vermeyeceğiz değil mi?" Dosyaları koyarak sorduğunda ağabeyi başıyla onayladı.

"Verecek gücümüz var ama değeceğini sanmıyorum. Yine de çok istiyordum. Aman neyse boşver, önümüzdeki işlere odaklanalım."
Namjoon omuz silkip söylediğinde Taehyung anlamıştı, ne kadar istediğini. Ağabeyi bir şeyi istiyorsa gerçekten işe yarar olduğunu biliyordu.

Pour Toujours | TaeJin √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin