17. Bölüm

202 200 11
                                    

Burada ölüp gidecektim işte.
Ve Ben sadece korkmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Başımı kaldırıp çaresizce dolan gözlerimi Arafa diktim belki o gerçekten beni kurtarmaya gelmişti.

ama.. Neden gelmiştiki ?neden hayatını tanımadığı bir kız için tehlikeye atmıştı?

Yüzüne baktım oldukça sakin ve soğuk kanlı gözüküyordu etrafında bunca adam dikilmiş ve ona silah doğrultmuşken Araf hala sanki hiç bir şey olmamış gibi dimdik durmuştu.

Bunu nasıl yapıyordu?

Onun yerinde ben veya başka birisi olsaydı şimdiye kadar çoktan Barbarosa yenilmisti ama o Barbarosun karşısına diklimiş hesap soruyordu,
Bide Üstüne bunu senin yanına bırakmayacağım diye açık açık hiç korkmadan, gözünü bile kırpmadan Barbarosu tehtit ediyordu.

Arafın Ne yapacağını ve amacının ne olduğunu bilmiyordum ama yinede onun gözünde görmüş olduğum korkusuzluk,kendine olan güvenini ve Barbarosa karşı gösterdiği bu rahatlığı biraz'da olsa beni rahatlamtmıştı.

Barbarosun başıma dayadığı silah her an patlayabilirdi.

Gözlerim sonsuza kadar kapanacaktı
Başımı öze eğip bileğimdeki saate baktım.
Annemindi bu saat Babam evlilik yıldönümünde almıştı ona.

O gün takmıştım bu saati.
Annemin ve babamın vefat ettiği gün takmıştım bunu ve hiç çıkarmamıştım.
Hani derler ya hiç kimse öleceği saati bilemez diye, ben biliyordum işte .

Dolan gözlerimle saati sertçe kavradım ve fısıldayarak yanına geliyorum Anneciğim dedim.

Kulağımı dolduran çıtırtıyla gözlerimi
Saat'ten ayırıp etrafıma babktım Barbaros silahı başımdan çekip Araf'a
Doğrultmuş ve tetiği çekmişti.

Benim çarsesizce,
yayır yapma!!..
diye haykırmaya başlamamla
Barbaros Araf'a son duanı et lan
Diye bağırdı.

Araf sırıtarak...
o kadar acele etme Barbaros efendi...
Dedi.

Barbaros birden neden gülüyorsun lan? Demesiyle birşey olduğunu anlamıstım çünkü Barbarosun sesi endişeli çıkmıştı.
O kadar ki az önce son duanı et diye kükreyen Barbaros şu an terler akıtıyordu.

Ne olmuştu şimdi?
Ne değişmişti sanki ?
"Araf sadece o kadar acele etme demişti".
Ama barbaros sanki elinde silah yokmuş'ta Araf ona silah dayamış gibiydi.
Ama şu an durum tam tersi rehine olan biziz.
Ne oluyordu burada gerçekten aklım karışmıştı resmen mantık karmaşası yaşıyordum.

Gözlerimi Arafa dikip neler olduğunu soran gözlerle ona baktım Araf aklımın karıştığını anlamış olmalı ki bana bakıp,

"Elvin şimdi bana bak ben sana üç dediğimde sen arabama atlayıp buradan gideceksin tamammı? dedi."

Ben Arafa bakakaldım...
hııhhh.. bu adam dalgamı geçiyordu benimle kafamda dikili bir silah varken ben bunu nasıl yapıcaktım ki?

Ben bunları düşünürken
Barbaros Araf'a bana bak lan sen boşun boşuna atar yapmazsın,
boş'ta konuşmazsın
Barbaros Araf'a konuş lan ne oldu?
Diye sormasıyla
Araf sırıtarak Barbaros'a görüyorum'da beni çok iyi tanımışsın Barbaros efendi dedi ve birkaç adım daha öne gelerek,

Elvin sen dediğimi yap diye tekrar edip
Barbarosa dönerek bak burada ne varmış diyerek arka cebinden telefonunu çıkardı.
Birkaç tuşa baştıktan sonra telefonu başına silah dayayan yanındaki bir adama verdi adam telefonu Barbarosa etirip gösterdi.

Araftaki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin