Uyumaya mahküm bir zanlı misali gömülmüştüm uykuya.
Tanımadığim bir adamın yanındaydınm.
Nasıl bir saçmalığa saplanmıştıtım böyle?
Önce biri tarafından kaçırılıyorum sonrada bir adamın sevgilisi rolünü üslanip suçlanarak cezalandırılorum hemen ardındanda biri gelip bemi kurtarıyor ve ben de hiçbir şey olmamış gibi durup oturuyor hatta uyuyordum.
Bu nasıl bir saçmalıktı anlayamıyorum.
Ben ben olmatan çıkmıştı.
Mantıklı düşünemiyecek duruma gelmiştim.
Neydi tüm bu olanlar evet korkuyordum hemde çok korkuyordum ama burada olmam tanımadığım bir adamın evinde olmam 'Araf'ın" bu korkumu geçirmiyordu.
Evet beni kurtarış olabilir ama kaçırılmamın asıl sebebide olabilir.Nede olsa onun sevigisi sanığım için kaçırılmıştım. Beni kurtaran adam belkide bana zarar verecek olan yada zarar görmeme neden olan asıl kişidir.
Beynimi kemiren soru zelzelesi bitmiyordu.
Bitmek tükenmek bilmeyen sorular kafamın iiçindeki tüm hücreleri teker teker öldürmekten zevk alırcasına saldırıyordu.
Ama benim bu sorulara cevap arayacak zerre kadar mecalim kalmamıştı.Evet kaçırıldım.
Bir adamın sevgilisi sanıldığım için sonra oda gelip beni kurtardı. Evet sadece bu kadar ötesi yok.
Kafamda kurduğum bu düşünceyle kendime uydurduğum düşünceyi kendime bir cevap olarak aldım ve kendimi buna inandırdım.
Araf geldi beni kurtardı çünkü onun yüzünden ben kaçırıldım oda kendini kotu hissetti ve bana acıyıp kurtardı.
Sadece bu kadar işte.Kafamdaki sorulara uydurduğum cevaba kendimi çoktan inandırmıştım başka açıklaması olamazdı çünkü.
Bukadar tatminlik yeter dedim ve yattığım yataktan kalkmak için harekete geçtim.
Vücüdumda hissetiğim sızı hala hüküm sürüyordu.
Elimi kolumdaki seluma atıp kelebeğini çıkartım.
Oturduğum yerden iniltilerle kalkarken odanın içindeki beyaz zeminli bloklarında çıplak ayaklarla yavaşça ilerlemeye başladım karnıma sanki bıcak saplanıyormuşcasına hissetiğim acıyla elimi karnıma koyarak öne doğru eyildim birkaç saniye durarak acının dinmesini bekledim buruşturduğum yüzümü kaldırıp atrafa bakındım.
Karşımda gördüğüm dolaba doğru ilerlemek için doğrulup yürüete çalıştım.
Çünkü şu an uzerimde olan kıyafetler bana ait değildi ve hemen bunlardan kurtulmak istiyordum.
Keni elbiselerimle karsılaşırım ümidiyle dolabın kapağını açtım fakat.
Sace siyah tonlarındaki giysilerle karşılaştım bu neydi ya!!!
Ufffff şunlara bak yaa bunları kim giyerki? Diye bir sonru yönelticekken kendi kendime soru ve cevap ürettiğimin farkina vardım sonra bir anda durup ah benim salak kafam.
Burası kimin yeriyse bunlarda onunundur "ARAF'IN "dedim kendime sonra durup beynimde kurduğum boş kurmaca lafları bir yana bırakıp dolaba bakınmaya devam ettim.Neden hep siyah? Diye son bir soru yönelttim kendi kendime derken bir anda yandaki sehpanın üzerinde duran bir seyle hahh işte orada dedim.
Ve sehpaya eğilip pantolonu mu elime aldım.
Eeee tişöüm neredeydi peki?
Elimi saçlarımın arasında gezdirip aca odanın başka bkr yerinemi indirdi diye odayı baştan aşağı taradıma ma yoktu bende tekrar dolaba yönelip siyah renki tışörtlerin arasından birtanesini çekip çıkarttım.
Elime aldıgım tisörte bakıp bu iş görür diyerek pantololumuda alıp dolabın hemen yanındaki kapıya yöneldim.
Banyoya girdiğimde elimdeki elbiseleri askiya atıp yüzümü yıkamak için döndüğümde aynada kendimi görünce inanılmaz bir şoka girdim.
Berbat bir haldeydim.
Lanet olsun bu da neydi kendimi tanıyamıyrdum.
Boylnumdan yüzüme kadar uzanan morluklar. kolumdaki ip izleri bunların hepsi aman Allahım bu benmiydim gözlerime dolan yaşlarla musluğu açtıp Yüzüme su attıp başımı kaldır yüzümü havluya gömdüm.
Başımı kaldımak istemiyordum.
Ben bile kendimi tanıyamıyordum gözlerimden gelen yaşları durduramıyordum bile. Biraz öylece durup ağladım.
Başımı tekrar kaldırdığımda bu kez biraz daha kararlı bir şekilde aynaya baktım.
Kendimi biraz olsun tanımak istesim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araftaki Aşk
Storie d'amoreİnsanların hayatları tek bir günde mahvolabailirmiydi? Olmuştu işte... yok olmuştu bir hayat, bir aile... Geriye kalansa yetim bir kız "Elvin" Katil kimdi? Sevdiği adam ailesinin katili olabilirmiydi "Araf" Güvenebilirmiydi ona? Peki ya Araf ispat...