underwear

🌌եաპռեվპւցհե🌌

●●

Kız oğlanın şaşkınlıktan aralanan dudaklarının arasına kendi dudaklarını yerleştirmişti özenle. Elleri oğlanın yanaklarını bulurken bu hissi ne kadar özlediğini fark etmişti. Oğlan da fark etmiş olmalı ki büyük elleri kızın ince belini bulmuştu. İnce eller oğlanın ensesini bulurken iyice kendisine çekmişti büyük bedeni. Oğlan kızı kalçalarından tutup masaya oturttuktan sonra dudaklarını yavaşça ayırmıştı.

'Neden burdasın?'

Kız kaşları çatmış bakışlarını aşağı çevirmişti.

"İstersen gidebilirim."

Oğlan hızla kafasını sağa sola sallarken dudaklarını tekrar birleştirmişti kızınkilerle. Kızın giydiği kalem elbise oğlanın yerleşmesine engel olsada oğlan elbisenin eteğini ittirerek bu sorunu çözmüştü. Kızı kucağına alırken ofisin diğer duvarına dayamıştı bedenlerini bu sefer. Kız ayrılırken kesik kesik söylemişti.

"Kapıyı kilitle."

Oğlan adımlarını ilk önce kapıya yöneltmiş sonrada kızın bedenini yavaşça deri koltuğa yatırmıştı. Öpüşmeleri sırasınds oğlanın eli kızın vücudunu okşuyordu. Kız üste çıktığında oğlan sabırsızca konuşmuştu.

'Üstünü çıkar.'

Kızın kaşları kalkarken oturur hale gelmişti.

"Emin misin?"

Elleri sırtındaki fermuarı bulurken yamukça gülümsemişti.
Oğlansa oturur hale gelmiş hızlıca gömleğinin düğmelerini açıyordu.

'Evet. Şuan öğle arasındayız. Neredeyse herkes yemeğe gitmiştir.'

Düğmeleri çözmeyi bitirdiğinde bakışlarını tekrar kıza çıkartmıştı oğlan. Uzun zaman sonra karşısında yine iç çamaşırlarıylaydı. Kalbi hızlanırken dudaklarını bu sefer beyaz boyna değdirdi. Oğlan kızın boynunda oyalanırken kız ellerini hafif belirgin karın kaslarında gezdirmişti yavaşça. Bu sefer oğlan rotasını göğüslerine çevirdiğinde kız hafifçe inlemişti boşluğa doğru. Oğlanı hızlıca koltuğa yasladığında kucağında iyice yerleşmişti.

●

Öğle arası herkes yemeğini yerken geçirdikleri kasvetli dakikalar sonrasında ikisi de sessizdi şimdi. Oğlan kucağındaki kızın saçlarını okşuyor kızsa parmaklarını oğlanın göğsünün hemen altındaki dövmesinde gezdiriyordu. Sessizliği birinin bozması gerekiyordu. Eğer oğlan yapmayacaksa kız yapabilirdi. Kaslı vücudun üstünde oturur hale geldiğinde oğlanın karın kaslarını okşadı. Derin bir nefes alıp sonunda oğlanın gözlerine bakabilmişti.

"Bir şey demeyecek misin?"

Sesi çaresiz gibi çıkmıştı. Amerikaya gelerek hata yapmış gibi hissediyordu. Oysa az önce yaşananlar kendini harika hissettirmişti.
Oğlan gözlerini kapatıp eliyle ensesini avuşturduğunda kız sessizce yutkunmuştu.

'Ben-'

Gerisi yoktu. Ne demeliydi nasıl yapmalıydı bilmiyordu. Tamamıyle çuvallamıştı ve bir şekilde toparlaması gerekiyordu.

'Ben geldiğin için gerçekten çok mutluyum. Seninle öyle ayrılmak içime hiç sinmemişti zaten. Ve az önce olanlar açık ara uzun zamandır yaşadığım en iyi şeydi.'

Kızın yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu. Onunla ilgili güzel şeyler söylüyordu ama yüzüne bakmıyordu bile. Yolunda olmayan bir şeyler vardı. Gözleri dolmuştu.

"Pekala-"

Kız burnunu çekip gözlerini tavanda gezdirmişti.

"Sevgilin mi var?"

Oğlan duyduğu soruyla aniden oturur hale gelip kızın belini kavramıştı.

'Hayır hayır'

Bir eliyle kızın bir tutam saçını kulağının arkasına iterken karşısındaki dolu gözlere karşın kaşları çatılmıştı oğlanın.

'Kesinlikle hayır.'

Bu sefer kaşları çatılan taraf kızdı.

"O zaman, artık ilgini çekmiyorum?"

Oğlanın kaşları havalanırken burnunu kızınkisine sürtmüştü.

'İlgimi o kadar çok çekiyorsun ki anlatamam.'

Sonunda kız da gülümsediğinde oğlan geri çekilip kol saatine bakmıştı.

'Öğle arası bitmek üzere seni oteline bırakmamı ister misin? Bu konuyu da sonra uzun uzun konuşuruz.'

Kız başını yavaş yavaş salladıktan sonra oğlanın kucağından inmeye çalışmıştı. Oğlansa kızı belinden tutup tekrar kalın dudaklarını kızınkilere bastırmıştı.