Nae Yu 2 saat sonra duşunu almış havlusuyla yatakta uzanıyordu. Getir dediği şeyi içine mi giymeliydi yoksa yanında mı götürmeliydi. Oflayarak telefonunu eline aldı. Gerçekten onu evine çağırmış mıydı yoksa öylesine mi demişti? Komşusu kafasını karıştırıyordu. Tavana bakarak düşünmeye o kadar dalmıştı ki telefonuna gelen bildirim sesiyle sıçradı.
Monie-y:
Yatakta yatarak tavanı izlemeye devam etmeyeceksin umarım. Hemde o havluyla.Onun ne yaptığını nereden görüyordu? Tanrı falan mıydı? Sinirlerini bozuyordu. İstifini bozmadan cevap yazdı.
Nae-u:
Ne diyorsun?Monie-y:
Diyorum ki;
Yatakta yatmayı o kadar çok istiyorsan çıkart havluyu öyle yat.
Ya da giy kıyafetlerini 5 dakika ya evimde ol.Nae-u:
Emir vermemeni söylemiştim.Monie-y:
Adresi biliyorsun.
Komşum.Sinirle telefonu yatağa fırlatırken bu işe neden başladığını sorguluyordu. İç çamaşırını içine giymeye karar vermişti. Hızlıca perdeyi çekti. Giyinmesi bittiğinde parfüm sıkıp sıkmamakta kararsızdı. Duştan yeni çıktığı için gerek yoktu. Çantaya da gerek duymadığı için telefonunu ve çok sevdiği (!) komşusunun kamerasını aldı. Apartmandan çıkıp sitedeki A3 nolu evi aramaya başladı. Sitedeki 2. turundan sonra evin aslında evinin yanında olduğunu fark etmesi hayatın komik bir şakasıydı. 3 kat çıkıp zile bastı. Sitedeki 2 turu ve 3 kat merdivenden sonra terlemişti.
Fakat dürüst olalım onu asıl terleten, kapıyı üstünde siyah bol tişört ve eşofmanıyla duştan yeni çıkmış Kim Nam Joon'du.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
underwear
Fanfiction(Monie-y size bir fotoğraf gönderdi) Monie-y: Bu gece bunu giymeni istiyorum. Ve ayrıca giyinirken perdeni açık bırakmayı unutma.