underwear

🌌եჩւԻեվ🌌

Yaklaşık 10 dakikadır tek kelime etmeden davetiyeye bakıyordu ikisi de. Sonunda arkadaşı derin bir nefes almıştı.

"Ben de gelebilir miyim?"

Kız kendini minderlere bırakırken mırıldanmıştı.

"Ona sorarım."

Ne düşünmesi gerektiğini bile şaşırmış bir haldeydi. Emin olduğu tek bir şey vardı. O da yarın ailesinin üzerinde güzel bir etki bırakması gerektiğiydi. Eğer oğlanı gerçekten istiyorsa bu yapması gereken bir şeydi.

•

Nae-u:
Yarın benimle alışverişe gelir misin ?
Nasıl giyinmem gerektiği hakkında gerçekten en ufak bir bilgim yok.

Monie-y:
Çok isterdim Na.
Gerçekten.
Kabinde giyinmene yardım etmek
Ya da soyunmana.

Nae-u:
Yah !

Monie-y:
:)
Ama maalesef.
Yarın büyük gün.
Yanlarında olmazsam annem oda hapsi verebilir.
Ve eğer ceza alırsam seni göremem. 
İşte asıl cezam bu olur.

Nae-u:
Pekala...
En azından fotoğraf atarsam vaktini ayırıp yorum yap.
Olur mu?

Monie-y:
Bundan emin olabilirsin güzelim.

(Nae-u çevrimdışı.)

(Monie-y çevrimdışı.)

•

Yarın olup da vakit öğleni bulduğunda iki arkadaş alışverişe çıkmıştı. Tüm dükkanlardan geriye sadece 2 ya da 3 tane kalmıştı ama ikisinin de elleri boştu.

"Yeter artık Nae-u tek yapman gereken lanet olası bir elbise almak." 

Kız adımlarını bir sonraki mağaza yönlendirdiğinde cevap vermişti.

"Evet ama o lanet olası elbiseyle aşık olduğum adamın abisinin düğününe gidiyorum. Neredeyse bütün ailesinin olacağı düğüne."

Arkadaşı hak verircesine başını sallarken mağaza görevlisi çoktan yanlarına gelmişti bile. Yine diğer mağazalarda da olduğu gibi kız kabine bir kucak dolusu elbiseyle girmişti. Ama bu sefer hiçbirini beğenmemek yerine iki tanesi arasında kalmıştı.

•

Monie-y:
Hala fotoğraf atmadın.
Korktuğun kadar zor değilmiş anlaşılan.

Nae-u:
Evet öyleydi.
Sadece seni meşgul etmek istemedim.
Ama şuan yazabildiğine göre sorabilirim.

Monie-y:
Hayır fotoğraf atma.
Sürprizi bozulsun istemiyorum.
İçine ne giyeceğini zaten biliyorum üstüne ne giyeceğine de sen karar ver.

Nae-u:
Peki.
Sadece şuna cevap ver.
Bordo mu siyah mı?

Monie-y:
Eminim ikisi de çok güzel olacaktır.
Gönderdiğim şoför sizi otelin önünden alacak.
Akşam görüşürüz.

(Monie-y çevrimdışı.)

Nae-u:
Görüşürüz.

(Nae-u çevrimdışı.)

•

"Acelesi var sanırım."

Kız telefonunu arkadaşına geri verirken konuşmuştu.

"Olsun en azından az da olsa vakit ayırıp mesaj attı."

Yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirdikten sonra kasaya ulaşmış görevliye elbisesini uzatmıştı.

•

Düğünün başlamasına 1 saat varken otel görevlisinin haber vermesiyle ikisi de otelin önündeki arabaya binmişlerdi. Şehri bilmedikleri için dışarıyı merakla izleyen gözler, metropolden kendini soyutlamış devasa bahçeli köşkü bulduğunda her detayını incelemeye başlamıştı. Kalabalık çok yoktu. Arabadan görevlinin yardımıyla indiklerinde arkadaşı köşkün güzelliğinin onu bayıltacağını düşünmüştü kızsa oğlanı bulup bulamayacağından tedirgindi.

'" Hoş geldiniz efendim. Size ana salona kadar eşlik edeyim. '" 

Öndeki bacakları takip eden bacaklar  devasa salonun önünde durduğunda kız gözlerini oğlanınkilerle buluşturmuştu. Gelen misafirleri karşılıyor onlarla konuşuyor sonra da masalarına uğurluyordu. Şimdiyse ona göre gecenin en önemli misafiri kapıda karşılanmayı bekliyordu. Adımlarını kıza doğru yöneltdiğinde yüzüne de güzel bir gülümseme yerleştirmişti.

'Çok güzel olmuşsun.'

İlk söylemesi gereken şeyin bu olmaması gerektiğini bildiği halde beyni diline ilk bu emri vermişti.

'Yani hoşgeldiniz.'

Kızın sıcak gülümsemesini cevap olarak alarak elini uzatmıştı. İnce parmaklar oğlanınkini bulduğunda bedenleri  kız ve arkadaşı için ayrılan masaya yönelmişti. Sandalyeyi çekerek kızın oturmasını sağladığında bedeni kolları arasına alarak ellerini masaya koymuştu. Yüzlerini hizalayıp da gözleri birbirini bulduğunda konuşmuştu.

' Gecenin en güzel masalarından. Eğlenmenize bakın. Ayrıca gözün bende olsun. Seni çağırdığımda yanıma gel.'

Oğlan göz kırpıp kalabalıkta kaybolduğunda kız heyecanla hangi içki olduğunu bilmediği bardağı kafasına dikmişti.