🌌եաპռեվըւըპ🌌

775 34 29
                                    

Dün ofiste yaşananlardan sonra oğlan kızı otele getirmişti. Sonra da ne mesaj atmış ne de aramıştı. Ve şimdi kız yatakta uzanmış umutsuzca oğlanın aramasını ya da mesaj atmasını bekliyordu.

"' Bence arayacak."'

Arkadaşı kapının pervazına yaslanmış ona güven verircesine gülümserken kız tebessüm etmekle yetinmişti. Yaklaşık bir saat beklemeleriden sonra telefonun ekranında oğlanın adı belirince kız sevinçten yatakta zıplamaya başlamıştı. Arkadaşı da ona katılınca telefonu unutmuşlardı. Odadaki müzik sesi durunca kız da kalbinin duracağını sanmıştı. Fakat sonra telefonun ekranı tekrar parlamış ve mesaj bildirim sesi odayı doldurmuştu bu sefer.

"'Ne yazmış baksana?"'

İkisi de yatağa uzandıklarında kız telefonun şifresini girmişti.

Monie-y:
İyi misin?
Aradım ama açmadın.
Sanırım işin var.
Müsait olduğunda yazarsın.

Nae-u:
Şu an müsaitim.

Monie-y:
Ah pekala
Dün olanlardan sonra sana mesaj atamadım üzgünüm.

Nae-u:
Yok sorun değil.
Yine işler yoğun sanırım.

Monie-y:
Öyle de denebilir.
Abim evleniyor.
Bu yüzden evde 1 haftadır koşuşturmaca var.

Nae-u:
Aa abini tebrik ederim.

Monie-y:
Teşekkür ettiğini iletmemi istedi.

Nae-u:
Beni
Abine
Mi
Anlattın
????

Monie-y:
..
Acil bir işim çıktı.
Gitmem gerek görüşürüz.

Nae-u:
Peki.
Kolay gelsin :)))

Kız konuşmalarının kısa sürmesine üzülse de oğlanın onu abisine anlatmasına sevinmişti. Demek ki onun için değersiz biri değildi. Hatta oğlanı tanıdığı kadarıyla hayatındaki olan şeyleri ailesinden birisine anlatması onun için büyük bir şeydi. Kız bunları düşünürken dudaklarının kenarı kıvrılmıştı ama sonradan aklına düşen kurtla yüzü üzgün bir hal aldı. Arkadaşı da bunu fark eder etmez ne olduğunu sordu ama kız omzunu silkmekle yetinmişti.

"Bazen benimle sadece vücudum için birlikte olduğunu düşünüyorum."

Arkadaşı kaşlarını çatarak cevapladı.

"Nasıl yani?"

"Yani, bilmiyorum. Neredeyse 1 yıl olacak ama daha birbirimize seni seviyorum bile demedik. Amerika'ya geldiğinde ona mesaj atan bendim. Sırf onunla tekrar olabilmek için okyanus aştım Min Gyu. Ve onun tek yaptığı benimle birlikte olmak ve sonra da sessizliğe gömülmek."

Odaya kısa bir süre nefes sesleri hakim olduktan sonra kız devam etmişti.

"Dün mesela, yaşadığımız o güzel şeyden sonra sanki benimle olan işi bitmiş gibi otele bıraktı. Bilmiyorum. Yemeğe gitmemiz ya da benimle vakit geçirmesi gerekmiyor muydu?"

Nefesini sesli bir şekilde verirken yatakta oturur konuma gelmişti.

"Yani tabi oturup düşününce durum biraz öyle görünüyor."

Kız şaşkınlıkla ağzını aralarken arkadaşının karnına vurmuştu. Sonra tekrar kendini yatağa attığında ikisi de telefonuna gelen bildirim sesiyle irkildi.

Monie -y:
Yarın akşam müsait misin? 

Nae-u:
Evet.
Sanırım.
Neden?

Monie-y:
Seni bir yere götürmek istiyorum.
Tabi istersen.

Nae-u:
İsterim ama nereye?

(Monie-y mesajınızı gördü.)

(Monie -y çevrimdışı.)

"Görüp cevap vermedi mi?"

Arkadaşının sorusuna kız sadece başını sallamakla yetinmişti.

"Asmasana suratını. İçimden bir ses çok büyük bir şeyin geldiğini söylüyor."

Kızsa derin bir nefes ardından büyük ihtimalle boktan bir ayrılık yemeği diye mırıldandı.

Son konuşmalarının üstünden 5 saat geçmişti ve kız artık bunun bir ayrılık yemeği olduğundan emindi. Hatta yemek bile yemeyebilirlerdi. Oğlan büyük ihtimalle onun havalimanına çağıracak hayatında ona yer olmadığını söyleyecek ve son model arabasına binip gidecekti. Kafasındaki bu iğrenç düşünceleri zil sesi kestiğinde derin bir of sesiyle kapıyı açmıştı. Ama öbür tarafta kapının açılmasını bekleyen biri yoktu. Siyah süslü bir kutu vardı. Kapıyı kapatıp kuyuyu içeri aldığında arkadaşı da koşarak gelmişti.

"Ne varmış içinde?"

Kutunun kapağı kalktığında arkadaşı içindeki siyah iç çamaşırlarını kaptığı gibi koltuğa oturmuştu.

"Nae-u bunlar harika."

Kızsa çamaşırlardan çok içindeki nota odaklanmıştı.


Davetimi kabul ettiğin için teşekkür ederim Nae-u. Sana iç çamaşırı almayalı uzun zaman oluyor. Umarım tarzımı hala beğeniyorsundur. Üstünde görmek için sabırsızlanıyorum.

Monie.

Notu kızarık yanaklar ve hafif bir gülümsemeyle yerine koyarken kızın dikkatini kutunun dibindeki oldukça şık zarf çekmişti. Arkadaşı ise kızın çatılan kaşlarına cevap olarak tedirginlikle sormuştu.

"Elindeki zarf da neyin nesi?"

Kız karışmış duygularını aynen yansıtan bakışlarını arkadaşınınkilerle birleştirdiğinde konuşmuştu.

"Bu bir davetiye. Beni abisinin düğününe çağırıyor."

underwearHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin