Ficseption'Vkook

💗12💗

(Jungkook)

Taehyung'a kısaca olan biteni anlattığımda beklemediğim bir tepki vererek sessizlikle karşılamıştı. Ya da fırtına öncesi sessizlik de olabilir orasını şu anlık bilmiyordum.

Yani tabii ki kedicik kostümü yerine hizmetçi kostümü aldığımı söylememiştim daha ama en yakın zamanda onu o kostüm içinde görmek için sabırsızlanıyordum. Şu an o da benim gibi bir yere dalmış düşünüyordu. Aramızdaki tek fark benim ona, onun yere bakmasıydı. Bakışlarımı üzerinden çekemiyor, kendi kendime ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Cidden o çok güzeldi.

Şu son zamanlarda aramızdaki şeyler değişmişti. Bunun farkındaydım. Bazı zamanlarda nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyor susup kalıyordum. Yanlış bir şey söyleyip, işi daha fazla karıştırmak istemezdim. Düşüncelerimi bölen Taehyung'un derin sesi olmuştu.

"Peki anladım. Ama o elindeki şey de ne? Arkana saklaman bir işe yaramıyor Jungkook görebiliyorum. "

Sonunda yüzünü yerden kaldırıp bana çevirmiş, tek kaşını kaldırıp benden cevap bekliyordu. Ne diyecektim? Yoongi hyung biraz ertelememi söylemişti ama artık ortada yanlış anlaşılacak bir durum kalmadığına göre daha fazla saklamanın bir anlamı yoktu.

Elimdeki poşeti arkamdan çıkarıp gözler önüne serdim. "Bu senin için Taehyung~" Şaşkınca gözlerini gözlerime çıkarmıştı. Gözündeki mutluluk parıltılarını gördüğümde ben de gülümsemiştim. Biraz bu anın tadını çıkarmalıydım çünkü biraz sonra bu mutluluk parıltılarının yerini sinir alacaktı.

"Sen ciddi misin? " Gözlerini sonuna kadar açıp sorduğunda yüzüme masum olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim. "Evet, sana çok yakışacağını düşündüm. "

Elimdeki poşetle oynamaya devam ediyordum. Onun da meraktan kudurduğunun farkındaydım. Ve bu beni daha fazla mutlu ediyordu. Ben şerefsiz bir pisliktim. Ehehe.

Sonunda dayanamamış ve ellerini bana uzatarak konuşmuştu. "Ee versene o zaman. Madem bana aldın elinde oynayıp durma. "

Sabırsızlığına kıkırdayıp az sonra yüzünün alacağı ifadeyi düşündüm. Çok kızacaktı ama giyecekti işte banane. "İyi al bakalım, umarım beğenirsin çünkü pahalı." Elimdeki poşeti ona uzattığımda gözle görülür bir heyecanla almıştı.

"Jungkookie~ çok teşekkür ederim ya. Beni çok mutlu ettin. İnan bunun bir karşılığı olacak. " Gülmemi durdurmaya çalışıyordum. "TaeTae ~ merak etme bunu içimden geldiği için aldım. Karşılık vermeye gerek yok yani. " Bunu söyleme gereği duymuştum çünkü karşılık olarak bunun gibi bir şey alırsa sıçardım.

Son kez bana bakıp poşeti açtığında kısaca içindekilere göz attı. "Demek siyah aldın ha? " Yüzünden eksik olmayan tebessümle sorduğunda kafamı salladım. Eliyle içindekilere uzanıp zarifçe çıkardığında katlanmış olan hizmetçi kostümünü açtı. Bu sırada ben de yanak içlerimi ısırıyordum. Hizmetçi kostümü olduğunu görünce gözleri faltaşı gibi açıldı. Eliyle evirip çevirip gerçek mi değil mi anlamaya çalışıyordu.

Şu an o kadar komik görünüyordu ki kahkahamı sonunda serbest bırakmıştım. Haykırarak gülerken bir yandan da konuşmaya çalışıyordum. "A-aman tanrım Ta-Taehyung yüzün k-kadar komik ki. " Ben gülmeye devam ederken gözlerindeki anlamaz bakışların yerini sinir almıştı.

"Bu ne demek oluyor Jungkook? "

Sonunda gülüşlerim sakinleştiğinde tamamen ona döndüm. "Giyeceksin bunu Taehyung. " Kostümü yüzüme fırlattığında kollarını önünde kavuşturdu. "Beğenmedim bunu, çok beğendiysen sen giy. " Ayağa kalkarak gitmeye yeltendiğinde onu durdurdum. "Giymek zorundasın. Anlaşmıştık. " Olduğu yerde durduğunda ben de ayağa kalkmıştım. Tam karşısında durdum.