İZMİR...
Üç,dört apartmandan oluşan bir küçük marketi olan İzmir'in en ücra köşesindeki mahalle.
Cinayet, uyuşturucu satımı, taciz ve daha bir çok illegal olay bu mahallede.
Ve mahalleye yeni taşınan iki güzel boksör kız. Kızlardan birisi çıktığı bi...
Yağmurla İnstagramdan konuşmamızdan sonra 20 dakikada gelmişti. O beklettiği 20 dakikada mutfakta oturmuş bir yandan sigara içiyor bir yandan sinan ve cenki düşünüyordum, nasıl yapmıştı sinan bunu. Kaç haftadır aklıma getirmemeye çalışıyordum ama dayanamıyordum artık. Bana evlenme teklifi ettiği gün, sadece bir kaç saat sonra bir kadınla yataktaydı. İçimi sızlatan o görüntüyü Berke göstermişti. Peki ya Cenk? Her gün bir adam öldürüyormuş, benim sarıldığım kollarıyla her gün bir hayat bitiriyor muş cenk. Nasıl bu kadar acımasız olabilir. Sinanın da, Cenkin de gerçek yüzünü gösteren Berkeydi. Bu yüzden mi demişti sen bana geleceksin etrafında kimsen kalmayınca. Çok acı verici bir durumdu. Etrafımdaki herkesin gerçek yüzünü görüyor olmak inanılmaz acı veriyordu, daha fazla şey bilmek ve görmek istemiyordum. Berke karşıma geçip bir sigara yakıp beni izlemeye başlayınca artık yağmurun gelmesi gerektiğini biliyordum. Ve tam 20 dakika sonunda gelmişti. Kapıyı açıp içeriye buyur ettikten sonra, Berkenin mutfaktaki karşı masasına oturdu ve konuşmaya başladı. Cilveli cilveli konuşuyor benim için izin almaya çalışıyordu. Yağmur: Canımın cananı eniştem nasılsın. Kafasının sağ tarafına yediği tokatla kendine geldi ve ne var gibisinden bir bakış attı. Bakışımın altında ne yattığını biliyordu. Berke: Ne istiyorsunuz bakalım? Elindeki telefonu masaya koyup bunu söyledi. YAĞMUR: Biz miiii?? Biz ne isteyebiliriz ki Berkecim tabiki alışveriş yapmak istiyoruz?? Sorusunun cevabını bekliyorduk. BERKE: Tamam o zaman, bende çıkıcam birlikte çıkalım ben sizi hangi alışveriş merkezine gidecekseniz bırakayım. BÜŞRA: Bu dışardaki herifler de bizimle gelmeyecekler öyle değil mi. BERKE: Hayır güzelim, tamda sizinle gelecekler. BÜŞRA: Neden bizimle geliyorlar ben bunlar varken bile rahat hareket edemiyorum? Masadan kalkan Berke, Büşrayla tam göz teması kurmak için yanına doğru ilerledi. BERKE: Çünkü bebeğim attığın her adımı bilmek zorundayım. BÜŞRA: Tamam sana mesaj atayım attığım her adımı? BERKE: Doğru söylediğini nerden bileceğim. Bu cümlesinden sonra cevabını yağmur vermek istemiş olucak ki lafa girdi. YAĞMUR: Hop Hop orda duracan Berke bey. Biz 20 senelik hayatımız boyunca hiç bir zaman yalan söylemedik güvenmelisin karın değil mi? Eğri oturalım doğru konuşalım kız doğru konuşuyordu kafamı onaylar şekilde salladım. Tamam o zaman dedikten sonra boynuna sabah ki gibi heyecanla sarılmam bir oldu. Daha sonra ne yaptığımı anlayınca geri çekildim ve yukarı hemen hazırlanmaya çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aylardan Eylüldü mevsimlerden sonbahar 🍂 Dolayısıyla ceket giyersek çok fazla terlemem diye düşündüm zaten yağmur da kot ve yarım kol tişört giymişti. Kot pantolonumu giydikten sonra üstüne yatay ince çizgileri olan bir badi giydim. Ceket olarak yine kot ceket tercih edip kollarını kıvırdım. Saçlarımın kendisi zaten dalgalı olduğundan birşey yapma gereksinimi duymadım biraz kahverengi far ve biraz rimel, pudrayla makyajımıda tamamlamış oldum. Ayakkabı olarak da kahverengi botlarımı tercih ettim dediğim gibi bunlar artık terletmiyordu. Cüzdanımı alıp odadan çıkmaya hazırlanıyordum ki kapı açıldı, Berkenin geldiğini görünce onun da hazırlanacağını anladım. Yanıma gelip ellerini belime sarıp konuştu.
BERKE: Umarım güvenimi boşa çıkartmazsınız. BÜŞRA: Söz veriyorum. Dedikten sonra ellerimle belindeki ellerini çözdüm ve aşağı indim. Yağmurun yanındaki sandalyeye oturdum. YAĞMUR: Kanka çoh hoş olmuşun. Şiveyle söylediği bu cümleye kıkırdamıştım. Bu kızın şiveli konuşmalarını seviyordum. Eyvallah cigerim deyip elimi göğsüme vurduktan sonra oda kıkırdadı daha sonra merdivenlerden kol düğmeleriyle uğraşırken inen bir adet Berke görmemizle o tarafa doğru ikimizde bakmaya başladık. Olum senin afet bir kocan var lan diyen yağmura evet cevabını istemsizce vücutum verdi yani vermiş olmalı... siyah takım elbisenin içine gömlek olarak lacivert seçmesi ona çok güzel bir hava vermişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Daha sonra arabaya binip hiç birimizden ses çıkmayan bir şekilde yarı uzun bir yolculuk sonunda kendimizi kipada bulmuştuk. İçeri girdiğimizde biraz alışveriş yaptık tamam biraz abartmış olabilirim ama yapacak birşey yok giyecek birşeyim kalmamıştı. Daha sonra bir taksi çevirip küçük bir poliklinik tarif ettik küçük olması Berkenin elini koluna sallayarak öğrenemeyeceğini gösteriyordu. Berkeye mesaj atmayı unutmadan mesaj atıp göndereyim dedim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İdrar kan vs testler yapıldıktan sonra sonuçları beklemeye başladık. Dahiliye doktorunun kapısında ismim yazdığı an içeriye girdim. Orta yaşlarının sonunda bayan bir doktor buyurun oturun dedikten sonra oradaki küçük sandalyeye oturduk. Doktoru pür dikkat dinliyorduk. D: Tebrik ederim Büşra hanım, Hamilesiniz. Büşra: A-anlamadım Yağmur: Teyze oluyorumm, kurban olurum lan ben sana birtanecik kardeşimmm. Deyip boynuma sarıldı olayın ciddiyetini farkında değildi sanırım bu gerizekalı diye içimden geçirdim. Doktor yağmura gülümseyip konuşmaya devam etti. D: Tam 3 haftalık hamilesiniz. Bu dönemde kusmalarınız normal, vücut bebeğe alışmaya çalışıyor. BÜŞRA: bakın bir yanlış anlaşılma olmuş olabilir mi? Ben regliyim. D: anlamadım? BÜŞRA: Basbayağı ben regliyim hanım efendi. D: bakın büşra hanım 3 haftalık hamileliklerde bebek vücuta alışmaya çalıştığı için, rahime oturduğu için kanamalarınız olur. Bu gayet doğaldır, karın ağrınız yok öyle değil mi? Kafamı hayır anlamında salladıktan sonra önüme döndüm. Beynim durmuş gibi öylece ellerimin karnıma gidişine bakıyordum. Karnım gerçekten de şişmişti, çok yediğim için şiş sandığım karnımın içinde benim çocuğum varmış meğersem. Kendimi hazır hissetmiyordum. Yağmur doktorla konuşmuş testlerimi almış ve kadın doğuma geçmiştik. Ultrasonla sağlık durumuna bakılacağını söylemişti yağmur. Bu salağın bu kadar mutlu olması benim sinirimi bozuyordu. Ultrason resimleri de elime tutuşturulduktan sonra artık gerçekten hamile olduğumu anlamış karnıma bakıyordum. Gözümden akan yaşlara sahip çıkamıyor polikliniğin koridorunda öylece durmuş karnıma bakıp ağlıyordum. Yağmur sarılıp beni dışarı çıkartıp taksiye bindirdi. Eve doğru yol alan taksi yolculuğunun sonlarına doğru ağlamamı kesmiştim. Yağmur kapıyı açıp içeri girdiğinde bende arkasından girdim. Koltuğa oturmuş televizyon izleyen Berke geldiğimizi fark edince ayağa kalkmış ve neyin varmış diye önüme geçmişti. O günün acısını şimdi çıkarıcaktım sağ elimi kaldırıp sol yanağına geçirebildiğim en sert tokatı geçirdim. BÜŞRA: Hamileyim Allahın Cezası. Şok şok şokkk 😂😂😂 bu kadar kısa zamanda açıklamak istedim çünkü ona göre hikaye çizdim, sizi seviyorum minik Büşerklerim❤️