Berkeydi Berke diye ağzımdan onun ismi çıkınca Berke bir hışımla yanımıza geliyordu. Kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı ve duvara doğru ittirdi, daha ne olduğunu anlayamadan cenke inen yumrukla neye uğradığımı şaşırdım. Sesimi çıkarıp bırak onu falan demiyordum canımı sokakta bulmamıştım ismini söylediğim an başıma nelerin geleceğini biliyordum. Yerden kalkamayacak kadar dövdükten sonra bana doğru yürümeye başladı ellerim titriyordu heyecandan , ne yapacağını kestiremiyordum. Kolumdan tuttuğu gibi sokağın sonuna doğru yürüttü daha doğrusu sürükledi. Peşinden yürümeye çalışıyordum arabasının önüne gittiğimizde kapıyı açtı ve içine itekledi. Elim kapının açılma yerine gitse de dışarıda benim kaçmamı bekleyen korumaları görünce elimi çektim. Berke sürücü koltuğuna oturduktan sonra gaza bastı. Tek eli direksiyonda tek eli bacağında yumruk halinde duruyordu çok sinirliydi hiç bir şey dememek benim için iyi olucaktı sustum. Uzun bir yolculuktan sonra ormanın içinde küçük bir villanın önünde durduk. İn diye komutunu verdikten sonra kendisi indi ve kapıya yöneldi. Arkamıza baktığımızda gelen hiç bir koruma görmemiştim yalnızdık ikimiz. Beni tedirgin eden bu düşünce Berkenin dirseğimden tutup içeriye sürüklemesiyle son buldu. Yavaş ol biraz diye sitemle konuşunca yüzüme baktı. Sağ elini kaldırıp sol yanağıma tokat attı. Tokadın etkisiye arkamdaki viskosu devirip yere düştüm. Saçımdan tutup gözlerine bakmamı sağladı.
BERKE: sana o öpüştüğün herifin nasıl bir insan olduğunu göstericem ondan sonra cezanı kesiceğim Büşra.
Kolumu bırakıp merdivenlerden yukarı çıktı. Bende yavaşça kalktım ve ortadaki küçük koltuğa oturdum. Elinde bir laptopla aşağı inen berke orta sehpanın üzerine laptopu koyup açtı. Bir kaç yere bastıktan sonra karşıma bir video çıktı. Videoyu pür dikkat izlemeye başladım çünkü karanlık yerde çekilmiş olan bu video ilgimi çekmişti. Tepede bir ışık yandı videoda, daha sonra sandalyeye bağlı bir adam gördüm. Orta yaşlarındaki bu adamın ağzı yüzü kan içindeydi. Ona doğrultulmuş olan bir silah vardı ve bu silahı tutan kişi. Cenkti, silahı ona tutmuş pür dikkat bir komut bekliyordu. Arkadan bir adam bitir işini dedikten sonra gözünü kırpmadan beynini dağıttı cenk. Ellerim ağzımda öylece bakakalmıştım laptopa, Berke nin konuşmasıyla ona doğru döndüm.
BERKE: O öpüştüğün it herif her gün bir adam öldürüyor Büşra gördünmü. Gel benimle.
Dedikten sonra kolumdan tekrar tutup sürüklemeye başladı merdivenlerden yukarı çıktıktan sonra bir kapıyı açıp içeri girdik, yatak olduğunu anlamam uzun sürmedi yatağa baktıktan sonra Berkeye döndüm ve konuşmasını bekledim. Üstünü çıkarırken bana bir açıklama yapması gerektiğini biliyordu ama umrunda değildi, bir saniye üstünü çıkarırken mi dedim ben? Napıyon lan sen deyip gözümü kapattıktan sonra en azından pantolonunu çıkarışını görmedim deyip düşündüm. Daha sonra elleri ellerimin üstüne geldi ve ellerimi sıkıca tutup çekmeye çalışıyordu bir yandan aç şu ellerini diye kulağımda kükrüyor bir yandan canımı yakıyordu, büyük uğraş sonucu elimi çekti. Aramızda milimetrik bir mesafe kalmışken konuştu.
BERKE: Şimdi cezanı çekme zamanı sevgili kadınım.
Kolumdan tuttuktan sonra yatağa adeta fırlattı. Daha sonra kendisi de çıktı ve iç çamaşırlarımı yırtarak çıkarmaya başladı inanılmaz sinirli gözüken bu adamın elinden kurtulmam gerekiyordu başucumuzdaki komidine eğildikten sonra konuştu.
BERKE: Bu ev sana nişan hediyemdi. Evin garajında istediğin araba vardı ama sen o herifle öpüşerek hepsini mahvettin Büşra, tüm güzel hayallerimi yıktın.
Son kelimesinden sonra gözünden bir damla yaş düşmüştü boynuma, gözlerimin içine baktı ve komidinden çıkardığı iple ellerimi yatağa bağlamaya başladı. Kafama şuan birazdan tecavüze uğrayacağım dank edince bağırmaya başladım. Bir yandan özür dilerim berke, yalvarırım bırak beni, berke affet beni gibi cümleler sıralıyor bir yandan da ellerimi kıpırdatıp engel olmaya çalışıyordım. Çırıl çıplak kaldıktan bir kaç saniye sonra sesim kesildi. Çünkü artık çok geçti. Gözümden akan yaşlara engel olamıyor öyle ağlıyordum.
(Kadına şiddeti sonuna kadar kınıyor ve ayıplıyorum. Tecavüze hayır!)
**********
~3 Hafta sonra~
O günün üstünden üç hafta geçmişti. Birdaha asla o güne dair konuşmadık. Ne o özür diledi ne ben. Yüzüne bakmıyor onunla konuşmuyor onunla temasa geçmiyordum. Yüzüne biraz pişmanlık görüyordum evet ama bu onunla konuşacağım demek değildi. Ondan nefret ediyordum. Bu üç hafta içinde mükemmel bir nişan ayarlamış ve nişanlanmıştık. Ne kadar istemesem de onundum... İki gece süren nişanımız bir istanbul da küçük bir sarayda olmuş bir de İzmirde hiltonda olmuştu. Giyeceğim kıyafetleri benim seçmemi istemiş alışverişe göndermişti yağmurla, gitmiştik fakat ben yağmur ne gösterse tamam diyor kafa sallıyordum. En sonunda hiltona ve saraya yakışacak birşey dikilmiş ve o gün giymem istenmişti. Öyle de yapıp o iki geceyi de mutluluk pozu vererek yırtmıştım. Hiltonda giydiğim mavi elbisemi sevmiştim. Altı kabarık ve kısa olan mavi nişanlığımı yağmurla birlikte çıktığımız alışverişte almıştık, belki biraz spordu ama güzeldi beğenmiştim hatta bayılmıştım. Cenk mi, o günden sonra bir daha mahallede görmedim. Umarım ölmemiştir. Berkeye sormak isterdim ama bir kere daha tecavüze uğramak istemiyordum. Bugünün özelliğine gelirsek. Akşam ki muhteşem düğünüm için hazırlanıyoruz.İzmirde giydiği mavi nişanlığı.
İstanbulda nişanın olduğu küçük saray ve elbisesi.
Selammm bu sefer uzun bir bölümle karşınızdayım yorum ve votelerinizi eksik etmeyin💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDİVEN (Tamamlandı)
AksiyonİZMİR... Üç,dört apartmandan oluşan bir küçük marketi olan İzmir'in en ücra köşesindeki mahalle. Cinayet, uyuşturucu satımı, taciz ve daha bir çok illegal olay bu mahallede. Ve mahalleye yeni taşınan iki güzel boksör kız. Kızlardan birisi çıktığı bi...