Koskoca evde karım ve oğlumsuz üçüncü gündü. Sesini sadece bir kere duymuş ve kaydetmiştim. Polislerle irtibata geçip mesajı dinlettiğimde bana bir yeri tarif ettiğini söylediler. Bir yeri tarif etmediğini biliyordum kağıt kalem aldım ve söylediklerini yazmaya başladım.
Saatlerce düşündüm üstünde bir sonuca varamayınca kağıdı salon masasının üstünde bırakıp koltuğa oturdum. Bernanın yıkıldığını görüyordum, o bir halaydı ve endişeleniyordu.
Kağıdın olduğu masaya doğru ilerlediğinde oda benim gibi kafa patlatmaya çalıştı. Buldum diye salonun içinde büyük bir çığlık patlatan Berna yanıma koşarak oturdu. Elinde ki kalem ile baş harfleri birleştirdi. Bu bir akrostiş şiirdi. Baş harflerinden çıkardığımız şey SİNAN isimiydi. Büşranın tanıdığı tek bir Sinan vardı oda evlenme teklifi eden çocuk. Telefonumu elime alıp adamlarımdan Cengizi aradım Sinanın nerede olduğunu bulması gerektiğini söyledim.Yaklaşık yarım saat sonra telefonumun tanıdık zil sesi salonda yankılandı.
CENGİZ: Patron Sinan şu an Hastanesinde. Kendine ait olan hastanede. Adresi mesaj olarak atmamı ister misin?
BERKE: Hayır hazırlanın oraya gidiyoruz.Bir umut dolmuştu içime, belki diyordum belki bu sefer buldum onu.
Tam olarak 25 dakika sonra kapımın önünde beliren adamlarım ile yola çıkmıştık.
Uzun süren bir yolculuktu eğer yanımda karım yok ise uzun yolculukları sevmiyordum.Kırk dakika sonra hastenin kapısının önünde durduk, içeri girmeye başladığımızda sekretere ilerledim ve önce sinanın ismini söyledim. Oda numarasını alınca merdivenlere hızla ilerledim. 252 numaralı odanın önüne geldiğimde kapıyı sertçe açtım. İçeri girdiğim de odanın boş olduğunu sadece yatakta yatan birini gördüm, biraz daha ilerlediğim de yatan kişinin karım olduğunu gördüm. Yatağının kenarına oturduğum da saçlarına giden ellerim onu çok özlediğimi gösteriyordu, boynuna başımı koydum ve tutmaya çalıştığım gözyaşlarımı serbest bıraktım. Korkuyla irkilen karım yüzünü bana doğru çevirince şaşkınla tekrar gözlerini açıp kapattı. Buradayım sevgilim seni almaya geldim diye bir cümle kurduğumda oda benim gibi gözyaşlarına sahip çıkamamıştı. Boynuma sarıldı ve hıçkırıkları odayı doldurdu. Geri çekildiğinde burnunu sildi ve konuşmaya hazırlandı.
BÜŞRA: Dün gece az kalsın doğurucaktım o kadar korktum ki senin ellerin olmadan doğururum diye.
Kollarımı bedenine sardığımda saçlarına öpücükler konduruyor bir yandan onu sevdiğimi söylüyordum. Adamlarıma büşrayı arabaya götürmelerini söyledim şimdi sıra Sinandaydı.
Hastanenin altına üstüne getirdiğim de Sinana dair hiç bir iz bulamadım. Bakmadığım tek yer kalmıştı, çatı. Çatıya çıkan merdivenleri tırmandım. Kapıyı gürültülü bir şekilde açıp çıktığımda Sinanın bir kız ile öpüştüğünü gördüm. Belimde duran silahımı çıkarttım ve ona doğrulttum, ismini sesli bir şekilde söylediğimde kızı bırakıp bana döndü. Gözlerinde ki korkuyu görünce gülümsemem yüzüme yayıldı.
Sana seni bulurum demiştim. Diye bir cümle kurduğum da korkusunun git gide arttığını hissediyordum.
"Ve şimdi tam karşımdasın Sinan, sana iki seçenek veriyorum direk olarak beynine mi sıkayım yoksa döverek ve işkence ederek mi öldüreyim?"
Korku ile patlayan gözleri söylediğimi anladığını gösteriyordu. Arkamda beliren adamlarıma onu almasını söyledim. Bu iş burada olmazdı.İki bölüm sonra FİNALLL. Bir çoğunuzun tahmin ettiği son mu olucak yoksa yazarınız bir şok mu yaşatacak. İki bölüm sonra görürsünüz sevgili okurlarım. Sizi seviyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/155933899-288-k932776.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDİVEN (Tamamlandı)
AcciónİZMİR... Üç,dört apartmandan oluşan bir küçük marketi olan İzmir'in en ücra köşesindeki mahalle. Cinayet, uyuşturucu satımı, taciz ve daha bir çok illegal olay bu mahallede. Ve mahalleye yeni taşınan iki güzel boksör kız. Kızlardan birisi çıktığı bi...