İZMİR...
Üç,dört apartmandan oluşan bir küçük marketi olan İzmir'in en ücra köşesindeki mahalle.
Cinayet, uyuşturucu satımı, taciz ve daha bir çok illegal olay bu mahallede.
Ve mahalleye yeni taşınan iki güzel boksör kız. Kızlardan birisi çıktığı bi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
**BÜŞRA'DAN**
Sessiz salon Berkenin sesi ile yankılanmıştı adeta. Yanıyorum lan ben senin için dedikten sonra gerçekten inanmak istemiştim ona. Bir yanım inan ona derken bir yanım kiminle buluşacak o zaman diye diretiyordu. Daha fazla uzatmadan yanağına öpücük kondurup odama doğru ilerledim. Yatağıma yattığım gibi uyumuştum. ****** Berkenin her kimle buluşacaksa buluşacağı gün gelip çatmıştı. Akşam saat yedi buçukta evden çıkan kocamın peşine kiralık bir araba ile düştük. Şöförlüğüm yağmur ve saye ile kıyaslanınca kesinlikle daha iyiydim. Arabanın direksiyonuna oturmuş, büyük şapkalar ile kendimizi kamufle etmiştik. Yirmi dakikalık bir yolculuktan sonra harabe sayılan bir lisenin önünde durmuştu Berke. Görünmeyen bir yere geçtiğimizden emin olduktan sonra izlemeye başladık. Liseye şaşkınlık ile bakarken lisenin kapısının önüne geçmişti. Bmw s1000R markalı motor ile Berkenin yaşlarında birisi lisenin kapısının önünde durmuştu. Kaskını çıkarttığında bu kişinin gölge olduğunu gördüm. Şaşkınlığım Berkenin de yüzüne yerleşmişken olduğum yere kilitlenmiştim. Saklandığım duvarın arkasından onları izliyordum. Konuşmalarını duymuyor sadece izleyebiliyordum. 15 dakikalık bir konuşma sonucu harabe lisenin sokağında yankılanan siren sesleri sayesinde Berkenin eli ayağına dolaşmıştı. Arabanın onların üzerine doğru geldiğini görünce kaçıcak yer arıyor fakat bulamıyordu. Gölge, Berkenin elinden çekiştirdi motora binmesini sağladı. Tam gaz sürmeye başladılar ve gözden kayıp oldular. Yağmur, Saye ve ben kaçacak zaman bulamamıştık. Polisin doğrulttuğu silah sayesinde ellerimiz havaya teslim oluyormuş gibi kalkmıştı. Ellerimize takılan kelepçeler ile karakola doğru yol almıştık. Karakola geldiğimizde ihbarda isim soy ismi söylenmediğini sadece uyuşturucu teslimatı gerçekleştirileceğini söylemişlerdi. Kanımızda, üstümüzde ve arabada hiç bir şey çıkmayınca Berkenin de gelip alması ile sicilimize hiç bir şey işlenmeden çıkmıştık. Eve geldiğimizde sizin ne işiniz var kızım orada diye biraz bağırışmış daha sonra uyumuştuk. ***3 Ay Sonra*** Berkenin memleketi olan Diyarbakır'a adım attığımız da uçaktan benden önce inen ilk şey karnım oluyordu. Altı aylık olan oğlumun herşeyini özenle hazırlamıştık. Bu süre zarfında Berke ile daha da yakınlaşmış tamamen evli çiftler gibi olmayı başarmıştık. Onu gerçekten sevdiğimi biliyordum, anlıyordum. Eve geldiği saatten yarım saat geç kalsa merak ediyor, iki gün görmezsem özlüyordum. 25 dakikalık bir yol sonucu büyük bir villanın giriş kapısından araba ile girmiştik. Büyük villanın aksine bitişiğindeki evler harabe gibiydi. Kapıdan içeri giren arabayı anlayan Berkenin akrabaları arabanın oraya koşmaya başlamışlardı bile. Sıra ile herkes indikten sonra bende inmiştim arabadan. Berkenin babaannesi olduğunu anladığım yaşlı kadın Berkeye oy aslan torunum benim diye sarılmıştı. Herkese sarıldıktan sonra büyük villadan içeri girmiştik. Aylardan şubat olduğu için havalar oldukça soğuktu. Üstümde ki kalın montumu çıkarıp girişe astıktan sonra salon olduğunu anladığım yere girmiştim. Beni gören Ayşe nine heyecanlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı. AYŞE: Bakayım güzel kızım. Karnımı çevreleyen ellerini hissetmiştim. AYŞE: Nasıl da güzelsin MaşAllah nasıl da yakışmış hamilelik sana benim güzel gelinim.