7.Bölüm

267 24 6
                                    

Elindeki çay fincanını masanın üzerine bırakıp arkasına yaslandı Barlas. Kerim'in yanına gelmesiyle, kendisine çay ikram etmesi bir oldu. Kerim ile konuşmayı severdi hele konu babasıysa. O kadar çok yaşlı olmasa da Kerim, Haluk Bey'den daha çok babalık yapmıştır Barlas'a. Hem baba hem abi hem bir arkadaş. Elinden geldiğince yanında olmuştur. En son babası hakkında konuştuklarında babası ceza evine gitmişti. Şimdi yıllar sonra tekrar onun hakkında konuşmaları içini az da olsa rahatlamasına sebep olmuştu.

"Bugün babamın yanına gittim. Konuştuk ve konuşmanın sonunda onu dövdüm. Bu eller bu yüzden böyle.", üzüntüyle derin nefes verdi. "Benim Havin'in katili olduğumu belirtti.", bunları söylerken kucağındaki ellerini yumruk yapmıştı bile.

"Öncellikle bu konularda sakinliğini korumalısın Barlas.", diye söze girdi. "Babanın seni sinirlendirmek istediğini biliyorsun?"

"Biliyorum! Hatta haklı olduğunu da biliyorum ama bunu duymak...", başını geriye yaslayarak tekrardan derin bir nefes verdi. "...bunu duymak o kadar gücüme gidiyor ki."

"Baban şerefsizin teki bunu sende biliyorsun. Bu yüzden o herif ne söylerse söylesin sakın dinleme. Kendini suçlamayı da artık bırakman gerek. Bir şeyleri unutmalı ve hayatına devam etmelisin."

"Ya tabi unutayım dimi? Hatta iş çıkışı gidip başka kızla flört edeyim yatıp kalkayım öyle mi?", gözlerini kısmış ve kendisi anlamadığını söyleyen bakışlarını çevirmişti Kerim'e. "O arabada sen yoktun. Ben Havin ile tartıştım. Ben direksiyonun hakimiyetini kaybettim!", o günü hatırladığı gibi bakışlarını yere indirdi. "Ölüm döşeğindeyken bile bana moral veriyordu. Hayatıma geri dönmemi söylüyordu. Son nefesindeyken elimi hızlıca tutup 'Barlas beni bırakma' demesi.", odanın sessizliğe büründüğü andı. Kerim sesli bir şekilde nefes verip çay bardağını kendinden uzağa koydu.

"Yeminle seninle konuşulmaz. Ağzımın tadı kaçtı.", birkaç saniye öylece durup, Barlas'ın karşısına geçti. "Bak koskoca adamsın bu yüzden bunu sana son kez söylüyorum. Eğer burada olsaydı senin üzülmeni istemezdi. Sana üzülme demiyorum illaki üzüleceksin ancak hep böyle karalara bağlayamazsın ki bağlamamalısın da. Anlaştık mı?"

Barlas bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyordu. Onu unutmayı reddetse de konuyu kapatmak adına burukça gülümseyerek başını kaldırdı. "Kusura bakma senin de modunu düşürdüm."

"Amaan boş ver. Neyse işimize bakalım. Neler buldunuz?"

"Ölenlerin hepsi sevgili bulma sitelerinden birinde bir kadını takip ediyor. Kadınla kurbanın mesajlaşmalarını okuduk. Mesajlara bakılırsa kadın kurnaz, onu ayartmaya çalıştığı apaçık ortada. Aradığımız katil o olabilir. Bunu öğrenmek içinde Ömer bana o siteden bir hesap açacak bende kadınla sohbet edeceğim."

Kerim, Barlas'ın ciddiliğine ve söylediklerine karşı gülerek arkasına yaslandı. Karşısında gördüğü 'Neden gülüyorsun?' bakışı ile boğazını temizleyip gülmesini durdurdu. "Tam da söylediğini yapıyorsun. İşin bitince bir kadınla flört edeceksin belki de daha fazlasını yapacaksın."

Bu daha çok moralini bozmuştu. Daha az önce Havin'e olan suçluluk duygusunu anlatırken şimdi de bir kadınla yalandan olsa da flört edeceğini bilmek moralini bozmuştu. Yine de kafasına fazla takmamaya çalışma konusunu düşünerek çayını bir dikişte bitirip ayağa kalktı. "Ben artık gideyim Ömer gelmiştir. Yeni kurbanın telefonunu inceleyeceğiz.",

Kerim bir şey demek yerine sadece başını salladı. Barlas odadan çıkıp Doruk'un odasına doğru ilerledi. Odaya geldiğinde düşündüğü gibi olmamış Ömer daha gelmemişti. Yakın bir zamanda gelir diye bir sandalye çekip Doruk'un yanına oturdu. Hala o çiftlik oyununu oynayan Doruk, Barlas'ın yanına oturduğunu görünce gülerek ekranda sol üstte olan level kısmını işaret etti. "Bak seksen sekizinci leveldeyim."

Barlas ArslanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin