21.Bölüm

12 3 0
                                    

"Yeni saç rengin yakışmış."

Ömer ve Barlas, Kerim'in yanından ayrıldıktan sonra direk Dila'nın yanına gelmişlerdi. Yanına gittikleri gibi saçlarındaki değişikliği görmüşlerdi. Dila, siyah saçlarındaki mor renk alevleri mavi ve lacivert tonlarında boyatmıştı. Barlas, Ömer'den önce gülümseyerek iltifatını yapmıştı. Arkadaşından sonra kendisi de yeni rengin saçına yakıştığını söyledikten sonra ellerini ceplerine koydu Ömer. Dila yavaşça başını sallayıp gülümsedi.

"Sağ olun beyler, keşke ailemde sizin gibi düşünse.", önüne düşen saç tutamını kulağının arkasına attı. "Eee hangi rüzgar attı sizi buraya?"

Barlas cebindeki, içinde binada bulduğu peçetenin olduğu küçük poşeti çıkarıp önündeki masanın üzerine koydu. Karşısındaki kadın tek kaşını kaldırarak poşete bakınca kollarını göğsünde birleştirip sesli bir nefes verdi. "Kurbanlara uygulanan ilaçların maddelerinin önceden depolandığı yerde buldum bu peçeteyi."

"Adli ekibin olay yerini daha ayrıntılı araştırabileceğini biliyorsun dimi?"

Gözlerini ağır ağır açıp kapatarak başını aşağı yukarı salladı. "Evet bu yüzden Adli Tıp ekibinin olay yerine gitmesinden dolayı içim rahat.", Dila'nın gözlüklerinin arkasından kendine boş bakışlar attığını fark edince göğsünde birleştirdiği kollarını indirip yanaklarını şişirdiği nefesi üfledi. Ortamda uzun bir sessizlik olunca Dila gözlüklerini düzelttikten sonra bu sessizliği bozdu.

"Tamam ben ne yapabileceğime bakarım gidebilirsiniz."

"Dila bu akşam ne yapıyorsun?", Ömer sorduğu soruyla ikisinin dikkatini de kendine çekmişti. "Biz hepimiz Barlas'ta toplanacağız sende gelsene?"

"Çok cazip bir teklif ama katılamayacağım. Yeni yıla ailemle gireceğime dair onlara söz verdim. Geçen sene erkek arkadaşımla girdiğimden beri bana çok kızgınlar.", dudaklarını birbirine bastırıp omuzlarını silkerek 'işte böyle' anlamıyla sözlerini bitirdi.

"Olsun aile iyidir. Aman onları kızdırma çünkü bir gün ihtiyacın olabilir. Mesela ben her gün annemi arıyorum çünkü yemeklerini özledim.", kendi haline gülerken Barlas kaşlarını çattı.

"Ömer sen evli değil misin? Ayşen çok da güzel yemek yapıyor. Hala aklımda o yaptığı yemekler.", Ömer ile evine ilk gittiği ve Ayşen ile tanıştığı zamanı aklından geçirdi. Ayşen o gün Ömer için yiyecek bir şeyler hazırlamış ancak Ömer yemeği reddetmişti. Barlas'ta, Ayşen'in gönlü kırılmasın diye yemeği almış müsait bir zamanda kendi yemiş ve çok beğenmişti. Yine o lezzet aklına gelince gözlerini kısıp tebessüm etmemek için kendini tuttu. Güldüğü an sözlerinin ciddiyeti kalmazdı.

Ömer konuyu uzatmak yerine kolundaki saate bakıp, "Zaman çok hızlı biz gitsek iyi olur.", diyerek konuyu değiştirdi. Ayağa kalkıp kapıya yönelirken Barlas'ın bıkkınlıkla verdiği nefesin sesini işitti. Ortağının, Dila'ya verdiği kısa vedadan sonra binadan çıkıp yakın bir yere park ettikleri arabaya ilerlediler. Barlas dün gittiği mahallenin adresini arabayı kullanan arkadaşına verip arkasında yaslandı. Yol boyunca ikisi de konuşmadı. Mahalleye girdiklerinde Barlas, Ömer'e gitmeleri gereken binanın yolunu tarif etti. Yolu tarif ettiği sırada bir anda elinde olmadan daha da ciddileşmişti. Binaya geldikleri sırada dikkatlerini ilk çeken adli tıp ekipleri oldu. Buraya geleli fazla olmadığını araçlarından birkaç çanta çıkararak belli ediyorlardı. Barlas ve Ömer, meraklı kalabalığın yaklaşmaması için konulan polis şeridini aşıp, beyaz tulum giyen iki kişiyle konuşan polisin yanına ilerlediler. Polis konuştuğu iki kişiyi yollayıp Barlas ve Ömer'e döndü. Tek kaşını kaldırdığı sırada Ömer ve Barlas ceplerinden kimliklerini çıkardılar.

Barlas ArslanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin