14.Bölüm

76 6 6
                                    

Hislerimiz, yaşadıklarımız, gördüklerimiz, düşlerimiz yönlendirir rüyalarımızı. Öyle ki biz bile bilmeyiz ne göreceğimizi. Rüyalarımız zihnimizin bize sürprizidir. Zihnimiz rüyalarımızda ya bizi ödüllendirir ya da ceza verir. Zihnimiz hislerimizle birlikte çalışır. Biz üzülürsek ya bizi daha mutlu etmeye ya da bizi daha çok süründürmeye çalışır. O kadar karmaşıktır ki bu durum çözülmesi zordur.

Barlas derin bir uykuya dalmıştı zihni de ona göstereceği rüyaları hazırlamıştı. Siyah, gri karışımı bir yerdeydi rüyasında. Etrafa baktı. Yavaş adımlarla ilerleyerek kulağına gelen sesleri dinledi. Kulağına resmen en eskiden en yeniye kadar bütün anılarını duyabiliyordu. Biraz daha ilerlediği sırada tartışma sesleri duydu. Tartışma sesleri aniden kesildi ve büyük bir fren sesi geldi. Sesin geldiği yöne ilerlediğinde kaza yapmış arabasını gördü. Arabasının yanına ilerlediğinde içinde kendisini ve Havin'i gördü. Kendisini hava yastığı kurtarırken Havin başını cama vurmuştu. Hem kırılan ön cam hem de Havin'in başı hep kan olmuştu. Barlas için dünyanın en kötü anısı zihninde canlanmıştı...

"Biz her şeyi organize etmişiz ama sen düğünü erteleyelim diyorsun! Barlas sen ne saçmaladığını bana söyler misin?!", Barlas'ın düğünlerini ertelemek istediğini söylemesiyle çıldıran Havin beş dakikadır Barlas'ı azarlıyordu. Bu durumu kabullenemiyordu. Kendisi düğünleri için bütün organizasyonu yaparken nişanlısının vakalarla ilgilenmesi ve kendisine yardım etmemesinden sonra rahatlıkla düğünü erteleyelim demesi bütün yorgunluğunu unutup sinirlenmesini sağlamıştı.

"Havin illaki evleneceğiz. Sadece biraz erteleyelim diyorum. Bak çok önemli bir şey buldum düğün günümüz bana lazım."

Havin dudaklarını birbirine bastırıp ağlamasını zor tuttu. Derin bir nefes verip kollarını göğsünde bağladı. "Kenara çek ineceğim."

"Havin saçmalama eve gidiyoruz."

"Ben gelmiyorum çek kenara!"

Barlas ara sıra Havin'e bakarak arabayı sürmeye devam etti. "Bencillik yapıyorsun."

"Ben mi bencilim? İşim de işim, işim de işim diye kuduran ben değilim. Ben hem kendi işim için çalıştım hem de düğünümüz için çalıştım. Yorgunluğumu önemsemedim çünkü benim önemsediğim tek şey mutluluğumuzdu. Seninle bir aile kurmaktı ve ben bunun için kaç gece uyumadım haberin var mı? Şimdi ben bencil oluyorum öyle mi? Üstelik şuan ki durumumu bile bilmiyorsun! İndir beni çabuk. Eve gelmeyeceğim."

Havin'in bunları demesiyle Barlas aniden pişman oldu. Havin mutlulukları için gece gündüz çalışırken kendisi yardım etmemiş sadece işiyle ilgilenmişti. Yalnız 'şuan ki durumumu bile bilmiyorsun' kısmını anlamamıştı. Bu kısmı daha fazla düşünmedi. Bencillik ettiğini kabullenerek, "Tamam eve gidince tekrardan konuşuruz. Söylemedim say.", diyerek kavgayı bitirmeye çalıştı.

Havin, Barlas'ın böyle davranmasına daha çok sinirlenmişti. Böyle önemli bir konuyu önce ertelemek istedi şimdi de geçiştirmek istiyordu. Sakinleşmek için biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. "Eve gelmeyeceğim Barlas indir beni.", olabildiğince sakince söylemeye çalışsa da sesinin yüksek çıkmasını durduramamıştı.

Barlas, Havin'e dönüp kaşlarını çattı. "Havin lütfen sakin ol. Eve gidelim konu..."

"Barlas dikkat et!", Havin gördüğü direkle yan koltuktan direksiyona asılıp kazadan kurtulmaya çalışırken yaptığı Barlas'ın arabanın hakimiyetini kaybetmesine sebep oldu. Yanlarına gelen arabalardan kaçarken bir direğe yöneldiler. Barlas'ın ani fren yapması bir işe yaramamıştı. Araba direğe çarparak durabilmişti.

Barlas ArslanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin