10.Bölüm

244 26 1
                                    

Barlas, Açelya ve Sıla'yı eve bırakıp Doruk'un yanına gitti. Doruk'un evi deniz manzarası olan bir sitenin içerisinde binanın en üst katındaydı. Bu evi alabilmek için haftalarca mesaiye kalmış, canı çıkana kadar çalışmıştı. Neyse ki evin borcu geçen yıl bitmişti. Şimdi düğün masraflarını düşünüyordu. Doruk'un 'cimri' olarak adlandırdığı kayınpederi hiç parası yokmuş gibi bütün masrafları ona kitliyordu. Şu an Doruk'ta bu derdini karşısında oturan Barlas'a yakınarak anlatıyordu.

"Öyle yani. Kız ile evlenmem için evimin olması gerektiğini söyledi. Ben evi alınca da 'Arabanda olmalı kızım rahat etmeli' dedi. Üstüne geçen hafta sonu çeyiz bakmaya gittik. Babası yoktu. Neymiş 'Aslan damadı ödermiş' laflara baksana Barlas ya! Sanki zenginim! Yemin ediyorum banka soyacağım artık!"

Dağınık olan etrafı incelemesini bitirip karşısındaki sinirli adama baktı. "Doruk bütün parasını oyunlara yatıran ben değilim kardeşim.", orta sehpanın üzerinden hala sıcak olan kahvesini eline alıp üşüyen ellerini ısıttı. Anlaşılan arkadaşı tasarruf yapacağım diye doğal gazı kısmıştı hatta belki de açmamıştı. Her ne kadar üşüse de bir şey demeden kahvesiyle ısınmaya devam etti.

"Beni anlamıyorsun Barlas. Herkesin sevdiği ve çoğu şeyden üstün gördüğü bir eşya, bir eğlence şekli ya da daha açık konuşmak gerekirse bir hayat felsefesi var. Benim sevdiğim yani felsefem de oyunlar. Onlar başka dünyalara açılan kapılar.", anlatırken öyle hisli anlatıyordu ki hem yüzündeki gülümsemesinden hem de havaya kaldırdığı ellerini yana açmasından anlaşılıyordu.

"Herkesin kendi düşüncesi.", kahvesinden birkaç yudum alıp sıcak kahvenin boğazından geçmesinin tadını çıkardı. Bardağını masanın üzerine koyup ısınan ellerini birleştirdi. "Yarın akşam önemli bir akşam."

Doruk'ta kahvesinden içip masanın üzerine koyarken başını salladı. "Biliyorum. Ömer anlattı. Senin için zor olacağını düşünmüyorum. Bende orada olacağım ve elimden geldiğince cihazlardan seni takip edeceğim."

"İyi.", Barlas yerinde doğrulup arkasında yaslandı. "Buraya aslında başka sebepten geldim. Sıla'nın kalmış olduğu hastaneyi de araştırmanı istiyorum."

"Bunun için Sıla ile konuşmam gerek. Hem onunla tanışmış olurum. Arkadaşımın kardeşi sonuçta. En azından öyle söylüyor."

"Tanışırsın tanışırsın hele şu yarını bir atlayalım da gerisi hallolur.", odaya sessizlik çökünce Barlas sesli bir şekilde ellerini dizlerine vurup ayağa kalktı. "Ben müsaadeni isteyeyim. Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz kardeşim."

Doruk'un evinden çıktığında yağmur aynı şiddetiyle yağmaya devam ediyordu. Otoparka gidene kadar sırılsıklam olmuştu. Arabasına bindiğinde arabayı çalıştırıp direk klimaları açtı. Önüne düşen bir iki tutam ıslak saçını eliyle geri itip ıslanan elini paltosuyla sildi. Isındığını hissedince yola koyuldu. Yarını iple çekiyordu. Yapacağı bir sürü işi vardı. İrem Akkaya'nın adli tıp raporlarını almak ve ona göre Önem Hanım'ı ve ailesini sorgulamak ve en önemlisi davet için hazırlanmak vardı. Davette olacakları kestiremediğinden inanılmaz heyecanlanıyor ve inanılmaz hırslanıyordu. Öyle ki yarın akşam giyeceği takımı bile düşünüyordu. Yarın akşamı en ince ayrıntısına kadar planlamak zorundaydı. En ufak hatasında kendi sonunu getirebilirdi. Heyecanını evinin bulunduğu sitenin otoparkına girerken geride bırakarak arabasını park etti. Eve gittiğinde nemli paltosunu çıkarıp askılığa astı. Oturma odasına geçtiğinde Pars'ın gelmiş olduğunu gördü. Çiçek'i kucağına almış şirinlikler yapan Pars, Barlas'ın geldiğini görünce Çiçek'i onun tarafına döndürdü. "Bak Çiçek, baban gelmiş."

"Hoş geldin Pars. Üstümü değiştirip geliyorum.", diyerek direk odasına gitti. İç çamaşırlarına kadar sırılsıklam olmuştu. Üstündeki kıyafetleri çıkarıp dolabından iç çamaşırı, mavi bir gömlek ve siyah kot pantolon çıkardı. Kıyafetlerini giydiği gibi banyodan havlu alıp nemli saçlarını kurulayarak oturma odasına geri döndü. Dünya Hanım pencere kenarındaki koltukta pembe renkte battaniye örerken, Açelya koltukta yatmış her gün kapıcının reklam olsun diye getirdiği erkek ve kadın dergilerini inceliyordu. Barlas, Pars'ın yanına oturduğunda Sıla'nın nerede olduğunu soracağı zaman Sıla içeriye tepsiyle girip abisinin önünde durdu.

Barlas ArslanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin