22.Bölüm(Luna park)

2.9K 88 12
                                    

Multi mediada Savaş var.

Elimden tutup beni sürüklemeye başladığında "Nereye gidiyoruz?"diye bir soru sordum.

"Gittiğimizde görürsün."diyerek cevap verdi.

Sonunda Luna park'ın önünde durdu ve elimi bıraktı. Dün akşam bana 'yarın yorucu bir gün olacak' dediğini şimdi anladım.

"Süpriz."

Savaş bilet alacağını söyleyip uzaklaşırken koşarak çarpışan arabaların yanına gittim. Aradan beş dakika sonra Savaş elinde biletler ile geldi.

Mızmızlanan küçük bir kız çocuğu gibi Savaş'ın elini tutup çarpışan arabaları işaret ederek "Savaş lütfen beni çarpışan arabalara bindir. Lütfen"dedim.

Gülümseyip"bu gün senin günün. O yüzden senin istediklerini yapacağız Kedicik."dedi ve elimden tutarak beni çarpışan arabalara bindirdi.

Savaş bize çarpan arabalara küfür saydırırken ikinci arabanın çarpması ile sarsıldım. Savaş ikinci çarpışlarında küfür saydıra saydıra yerinden kalktı ve arabayı çarpan kişiye doğru yürürken kollarını sıvadı. Zor da olsa onu sakinleştirmeyi başarıp "biz en iyisi dönme dolaba binelim." Dedim.

İkinci bileti görevliye uzatıp bileğimde tuta tuta beni dönme dolaba bindirdi.

Dönme dolap hareket etmeye başladığında derin bir nefes alıp verdim. Buradan manzara halkulade'ydi. Savaş'a baktığımda ben manzaraya bakarken beni izlediğini fark ettim. Gözlerimin içine uzun uzun baktı. İnanır mısınız bilmem ama bir Sosyopat mafya ile luna parka gidiceğimi hiç tahmin etmezdim.

Soğukta esen meltem saçlarımı okşarken yerden epey yükselmiştik.

Ben güzel güzel manzarayı izlerken dönme dolap bir anda durunca içime bir korku girdi. Savaş yerinde kıpırdandığında iyi bir şeyler olmadığını anlamam o kadar da zor olmadı.

"Savaş ne oluyor?"

Bir anda herkes dönme dolab'ın etrafına toplandığında içime bir korku girdi.

"Korkulacak bir şey yok. Sanırım dönme dolap da bir arıza var.

"Nasıl yani? Şuan dönme dolapta mahsur mu kaldık?"

"Sanırım, evet."

Nefes alış verişlerim hızlanıyor, nefes alamıyordum. Göz yaşlarım sel gibi akarken Savaş ise beni sakinleştirmek adına cümleler kuruyordu. Benim yükseklik korkum var.

Bir luna parkta, yanınızda Sosyopat bir mafya ile yerden 10 metre yüksekte dönme dolapta kaldıysanız siz bensiniz demektir.

Savaş telefon ile bir şeyler konuşup kapattı.

Savaş"Melodi sakin olur musun? Sadece elektrik ile ilgili bir sorun olmuş. Birazdan jeneratör devreye girecek."dediği anda dönme dolap hareket etmeye başladı.

Boşuna heyecan yapıp ağladığımı anladım.
Göz yaşlarımı silip toparlandım.

10-15 dakika sonra dönme dolaptan indik. Hava kararmış ve sokaklar loş bir ışık ile aydınlatılmıştı. Savaş karanlık ve dar bir sokağa girdiğinde içime bir korku girdi. Neden araba ile gitmeyi değil de yürümeyi tercih etti.

Biz dar sokaktan geçerken sokağın sonunda ellerinde sopa olan iki adam belirdi. Korkudan titreyen eller ile Savaş'ın elini tuttum. Bu adamlar tekin değildi. Bu üstündeki kıyafetlerden de anlaşılıyordu.

"Vay vay vay vay. Sen buralara gelir miydin?"

"Ne istiyorsun?"

"Şu sarışını bize ver ve ikile."

"Onu istiyorsanız önce cesedimi çiğnemeniz gerekiyor."

Bölüm sonu...

Sosyopat Mafya #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin