20.Bölüm(Kedicik-1)

3.6K 91 0
                                    

Multi mediada Melodi var.

Biz oturduktan beş dakika sonra Doruk kucağında kedim Yumak ile gelip "burada sana ait bir şey var."dediğinde Yumak'ı kucağıma alıp bir güzel başını okşadım. Beni çok özlemiş olmalı ki bu kucağımdan inmek istemiyişinden bile belliydi.

Savaş şaşırsada belli etmiyordu. Bir kedim olduğunu öğrenmesi onu bi hayli şaşırtmıştı. Beş dakika sonra Doruk'un kardeşi Rümeysa gelip bana sıpsıkı sarıldıktan sonra "Neyeleydeydin? Seni çok özledim."dedi ve tekrar sarıldı.

Sonra o masum bakışları Savaş'ı buldu ve "Sen geyçekten çok şanslı biy adamsın."dedi.

Savaş "Nedenmiş o?"dedi bana kusursuz gibi gelen kaba sesi ile.

"Melodi abla gibi biy kızı zoy buluysunda ondan."

Beş yaşındaki bir kızın bile aklı bunlara eriyorsa söyleyecek bir söz bulamıyorum.

"Senin dilin fazlamı uzamış."

Omuz silkip tekrar bana sarıldı.

Annemler bize içecek bir şeyler getirmek için mutfağa gittiklerinde Savaş sanki gitmelerini bekliyormuş gibi hemen bana döndü.

"Bir kedin olduğundan neden benim haberim yok?"

"Sen saçımı yolarken bir kedim olduğumu açıklamamı nasıl bekliyorsun benden?"

Elini saçıma götürdü ve sanki kedi seviyormuş gibi beyaza kaçan sarı saçlarımı okşadı.

"O günler geçti. Artık senin kılına bile zarar vermeyeceğim. Vermelerinede izin vermeyeceğim."

Annemler bize içecek bir şeyler getirdiğinde hava iyice kararmıştı.

...

Biraz sohpet etmeye ve Savaşı yakından tanımaya başladıklarında havanın iyice karardığını fark ettim. Uyku gözlerimden akarken bir kaç defa esnemem ile Savaş yerinden kalktı.

"Biz en iyisi gidelim. Biz buraya Melodi sizi özlediği için geldik. Hem saat geç olmaya başladı. Uçağı kaçıracağız."

Cidden bu konuşmadan sonra kedimi gerçekten yurt dışına gittim sandım. Bu sadece yalandı ve Savaş kendini bu yalana kaptırmış gibiydi.

Babam ve teyzem ayaklandı ve "Hiç bir yere gidemezsiniz. Bu gece bizim misafirimsiniz." Dedi.

"Öyleyse Savaş ile benim odam da uyuyabiliriz."dediğimde Doruk araya girdi.

"O oda sen yurt dışına gitmeden önce senindi kuziş."

"Sakın bana 'odanı işgal ettim' deme."

Bir doktor edasıyla "Korkarak söylemeliyim ki odanızı kaybettiniz."dediğinde "beş gündür evde yoktum. Nasıl yapalidin bunu." Diyerek odama koştum.

Kapıyı açtığımda beni duvara asılmış çıplak kadın posterleri karşıladı.

"Doruk sen cidden anormal bir çocuksun. Ben duvara Marvel posterleri asarsın diye düşünmüştüm. Oda mı ne hale getirmişsin. İnanmıyorum sana."

"Marvel bu bebeklerin yanında hiç kalır." Diyip çıplak kadının göğüsünü işaret ederek "Şu bebeklerin güzelliğine baksana. Offff yavruma bak be!!"diyor bir de.

Onu sinir etmek adına dilimi çıkardım ve "Pis ergen."diyip içeri koştum. Onun yaptığı şey karşsında dilimi çıkartmak bir hiçti.

...

Savaş'ın uyuduğuna emin olduğumda siyah keçeli kalemimi çıkartıp Savaş'ın odasına doğru yürümeye başladım. Savaş'ın odasına doğru ayak parmaklarımın ucuna basa basa yürürken kendimi gerilim filmlerinde gibi hissettim. Kapıyı açtım. Karanlıktan tam göremesemde Savaş'ın uyuduğunu görebilmiştim. Onu uyurken gördüğümde sinsi gülüşüm yüzümde daha da belli oldu.

Kalemi alıp yanağına mucx yazdım. 💋

Henüz uyanmamıştı. Bu yazıyı gördükten sonra bakalım vereceği tepki ne olacak?

Karanlıkta belimde bir el hissettim ve ne olduğunu bile anlayamadan kendimi Savaş'ın altında buldum. Elimdeki kalemi alıp iki yanağıma iki çizgi çektiğinde söylene söylene hızla yataktan kalkıp ışığı açtım ve Aynadan kendime baktım.

Savaş kahkahası'nın ardından "Tam bir kediye benzedin."dedi.

Ah ,hadi ama. Onca hayvan varken beni kediye mi benzettin.

"Neden tavşan, kuş ve ya başka bir hayvan değilde beni kediye benzettin."

"Çünkü KEDİCİK. O hayvan kadar -"

Savaş cümlesini bile tamamlayamadan Yumak bir kaç kere öksürdü. Şuan bir doğa olayına şahit oluyordum. Boğazına takılan tüy yumakını ağzından çıkartıp Savaş'ın üstüne attı.

Ben dayanamayıp kahkahayı patlattığımda kahkahalarım tüm evde yankılanıyordu.

"Ben komik bir şey göremiyorum."diyip kaşlarını çattığında "Ben Yumak'ın öksürüşüne şey ettim. Ahahaha."ağrıyan karnımı tutarak ikinci bir kahkaha attım.

Kahkaha atmamaya çalışırken aklıma geldikçe daha da gülüyordum. Kendimi yerden yere vura vura gülürken Savaş'ın beni izlediğini fark edemedim. Dudağı yukarı doğru kıvrılmış bir şekilde beni izliyordu.

"Bana öyle bakma. Hiç acımam kedi patilerimi geçiririm yüzüne."diyip elimi ona doğru sallayıp 'miyav' yaptım.

"Aferin benim kedi kızıma."

Kedi kız mı?

Bu bana taktığı bir lakap olsa gerek ama daha yaratıcı olabilirdi.

Bölüm sonu...

Sosyopat Mafya #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin