''Yaklaşırsan yanarsın, uzak durursan aklın kalır.''
-Hatırlatma-
''Ayrılın! Yeyip bitirdiniz birbirinizi. Ayrılın!'' Azat, duyduğu ses ile birlikte hızla kendini Leyla'dan uzaklaştırmıştı. Leyla yüzünün alev alev yandığını hissederken utancından yerin dibine girmek üzereydi. Kendisini toparlamaya çalışırken bakışları kısa bir anlığına Hicret Hanım'ı bulmuştu. Hicret Hanım, bu genç çifte içinde bulunduğu bu durumdan rahatsız olduğu bakışları atarken bastonunu yere vurup Azat'a doğru ilerledikten sonra elindeki valizini sertçe torununun önüne bırakmıştı.
''Geleceğini bilmiyordum Hicret Sultan. Önceden haber verseydim Celil'i gönderirdim seni alması için.''
''Sürpriz yapayım dedim, ama bu manzarayla karşılaşacağımı bilmiyordum.'' Azat, sıkıntıyla nefesini verirken Leyla yakalanmış olmanın verdiği utançla kendine lanet etmişti.
''Kimdir bu kız?''
''Karım Leyla babaanne.''
''Tanıştığımıza memnun oldum Hicret Hanım.'' Diyerek Hicret Hanım'ın elini öpmüştü. Leyla'nın bu utangaçlığı içten içe Azat'ı mutlu etmişti. Hicret Hanım, Leyla'ya karşı içten bir gülümseme sunarken sarılmıştı gelinine.
''Pek güzelmişsin kızım. Ben de memnun oldum tanıştığımıza. Keşke nikahınıza beni de çağırsaydınız.''
''Kusura bakma babaanne. Haber verecektik ama böyle alelacele olunca-''
''Belli oluyor niye acele ettiğin! Her neyse. Ben bunları konuşmak için değil, seni görmeye geldim Azat'ım. Tıpkı baban gibi yiğit, mert bir ağa olmuşsun. Yüce Allah'ım bana bu günleri de gösterdi. Artık ölsem de gam yemem.'' Azat Hicret Hanım'ın sözleri üzerine acı bir tebessüm etmişti.
''Keşke babam da görebilseydi ağa olduğum günleri.''
''Yiyecek ekmeği bu kadarmış oğlumun. Allah tahsiratını affetsin.''
''Amin.'' Aralarında geçen bu kısa konuşmanın ardından kimseyi uyandırmadan sessizce içeriye girmişlerdi. Leyla, Azat'ın konumuyla misafir odalarından birini Hicret Hanım için hazır ederken Azat'ta valizi odaya kadar çıkarmıştı. Nevresim takımını çıkarırken yatağın üzerinde bulunan yastığı Azat'a doğru fırlatmıştı. Azat, ani bir atakla yastığı yüzüne gelmeden havada yakalamıştı.
''Ne oluyor be?''
''Daha ne olsun? Sen niye beni babaannenin önünde öpüyorsun Azat? Delirdin herhalde.''
''Seni babaannemin önünde öpmedim. Dikkatini çekerim, öpüşürken basıldık!''
''Yalnız ben seni değil, sen beni öptün.''
''Karşılık veren kimdi?'' Leyla Azat'ın kendisine sorduğu soruyla kızarırken ne cevap vereceğini bilememişti. Hala Azat'ın kendisini neden öptüğünü düşünürken bu düşünce Leyla'nın istemsizce gülümsemesini sağlamıştı. Hicret Hanım'ın odaya girmesiyle Azat'ın elinden sertçe almış olduğu yastığı yatağın üzerine bıraktıktan sonra kendisini toparlamıştı.
''Yatağınızı hazırladım Hicret Hanım. Başka bir şeye ihtiyacınız var mı?''
''Sağ ol kızım. Bu kadarı yeterli.''
''Geç oldu babaanne. Biz yatalım artık. Bir şeye ihtiyacın olursa seslenirsin.''
''Tamam oğlum. İyi geceler!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının İlacı
RomantikAzat Sancaktar & Leyla Korhan "Bizim buralarda insan bir kere aşık olur, Bir kere sever. Bunun adına da sevda derler.''