Azat depoya girer girmez boğazına dolan toz ve kan kokusuyla boğazı yanmıştı. İçeriden gelen kahkaha sesleri, birtakım insanların yere doğru serilişi, acıyla inleme sesleri kulaklarını doldururken içlerinden Bedirhan'ın da sesini duymasıyla sevinmişti. Şimdi intikam sırası Azat'taydı. Şimdi o, Bedirhan'ın canını en güzel şekilde, misliyle yakacaktı. Bedirhan'a, Azat'ın geldiğini söyleyen adam arkasını dönüp, gitmeden başına yediği kurşunla yeri boylarken Bedirhan bir küfür savururup hemen ayaklanmış ve silahına sarılmıştı. Bedirhan'ın adamları silahlarına dokunmadan Azat'ın emrindeki adamlar depoyu doldurup Bedirhan'ın Azat'ın işlerine el koyması için emrine aldığı tüm adamlar da Azat tarafından depoya getirtilmişti.
''Selamün aleyküm beyler!''
''Şerefsiz! Ulan bir işi de bensiz becerin be!'' diyerek Azat tarafından depoya getirilen emrindeki adamlara sövmüştü. Hepsi bir bir kendisini ele vermiş, Azat'ın işini zora sokmadan Bedirhan'a ulaşmasını sağlamışlardı. İçlerinden Çakır Celal olduğunu tahmin ettiği adama doğru yürümüştü Azat. Tüm acımasızlılığı ve soğukkanlılığıyla adımlarını emin atarken Çakır Celal'e neden Çakır dediklerini bir kez anlamıştı. Bedirhan'dan her yönden çok farklıydı. Cesur, gözü kara, yiğit bir imajı vardı ama bu tipler para uğruna her işi yapar, her deliğe girerlerdi.
''Şimdi beyler, daha fazla beni uğraştırmadan sadede gelelim. Hadi benim amcaoğlu gerizekalı, bana meydan okuyabileceğini sanıyor. Peki ya siz? Siz neyinize güveniyorsunuz da beni karşınıza alma cesaretini kendinize buluyorsunuz?''
''Ağabey vallahi de billahi de biz bir şey yapmadık. Her şeyi Bedirhan ağa ve Boran ağa yaptı. Çakır Celal de ele başları zaten. Ferman ağabeyle, Devran ağabeye de anlattık. Bizim bir suçumuz yok.''
''Ulan it, beş kuruş paraya ciğerinizi satan insanlarsınız siz! Sizin sözünüze mi itimat edeceğim?'' Herkes aynı ağızdan bu işin arkasında Bedirhan'ın olduğunu söylerken Bedirhan köşeye sıkışmış, kaçmak için delik arıyordu. Ama bu depodan da tek parça olarak çıkamayacağını biliyordu. Azat'ın canını yakmanın bir bedeli olacaktı herhalde. Azat, daha çok öfkelenirken karısının sedyede yatan o solgun bedeni gözünün önünden gitmiyordu. Çok değil, birkaç saniye sonra Devran'da depoya Bedirhan'ın kardeşi Kadir ile beraber gelmişti. Bedirhan kardeşini görür görmez Azat'a kaşlarını çatıp sinirli bir ifade ile bakmıştı.
''Kahpe! Bırak lan kardeşimi, senin derdin benimle. Kadir'le değil.'' Bedirhan'ın sözleri üzerine Azat'ın kahkaha sesi doldurmuştu bu kez depoyu.
''Bunu sen mi söylüyorsun lan?'' Diyerek Bedirhan'ın yüzüne yumruk atmıştı.
''Madem senin derdin benimleydi, karımla çocuğumu niye karıştırdın lan işin içine?'' Azat'ın gür sesi tüm depoyu inletirken Bedirhan'ın yakasından tutmuş, ardı arkası kesilmeyen yumruklarını yüzüne geçirerek Bedirhan'ın yüzünü kan içinde bırakmıştı.
''Çabuk pes ediyorsun Bedirhan. Daha seninle işim bitmedi!'' Diyerek derin bir nefes aldıktan sonra ceketini çıkarıp Mithat'a vererek gömleğinin kollarını kıvırmıştı.
''Merak etmeyin, sıra size de gelecek. Hepinizi s*ke s*ke çoğaltacağım!'' Diğer adamlara yönelik söylediği sözlerden sonra Kadir gözyaşlarını bırakırken Devran hafifçe başına vurarak gülmüştü onun bu haline. İçinden zavallı diye geçirmişti. Ağabeyinin yaptıklarının bedelini kendi canıyla ödeyecek olmasına üzülmüştü içten içte. Tabi Devran'ınkisi sahte bir hüzündü. Leyla'ya, daha doğmamış yeğenine, Celil'e yapılan bu bozgundan sonra ölümü hak ettiklerini düşünmüştü.
''Karın..'' Demişti Kadir, öksürüklerinin ardından güçlükle nefes alarak devam etmişti cümlesine. ''Karın..zannettiğimden güzelmiş. Hani derler ya, her erkeğin içini gıcıklatan türden diye aynı öyle. Gözelimin içine baktığı o an..hamile olmamasını çok isterdim.'' Azat, Bedirhan'ın sözlerinden sonra deliye dönüp, zinciri alarak bu kez Bedirhan'ın karnına geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının İlacı
RomansaAzat Sancaktar & Leyla Korhan "Bizim buralarda insan bir kere aşık olur, Bir kere sever. Bunun adına da sevda derler.''