Acının İlacı 15.Bölüm

14.9K 385 6
                                    

''Sevmek için sebep aramadım hiç, sesi kalbime yetti.''

Leyla, odasından içeriye giren güneş ışınlarıyla gözlerini aralarken gülümseyip elini yatağın diğer kısmına doğru götürmüştü. Hissettiği boşluk ile kaşlarını çatarken huzursuzca uykusundan uyanıp yatakta doğrulmuştu. Odanın içerisine göz gezdirdiğinde Azat'ın olmadığını anlamıştı. Komodinin üzerinden telefonuna doğru uzandığında saatin 12.00'ye geldiğini görmüş, içinden ''Ben bu saate kadar uyudum mu ya?'' diye geçirmişti. Takvim 23 Ocak'ı gösterirken bugün Leyla için özel bir gündü. Leyla tam da bugün doğmuştu. Çok geçmeden telefonunu geri yerine bırakıp rutin işlerini halletmek için banyoya doğru ilerlemişti. Her ne kadar Azat'ın kendisine haber vermeden gitmesine bozulsa da yine de üzerinde durmamıştı. Her doğum gününde içten içe bir durgunluk yaşıyordu Leyla. En son doğum gününü annesi ile beraber kutladığında 18. Yaş gününe basmıştı. O günden sonra bir daha asla doğum gününü kutlamamış, bir mum bile üflememişti. Azat'ın da doğum gününü bilmediğini düşünmüştü. Her ne kadar evliliklerini gerçek kılsalar da birbirlerine dair daha birçok bilmedikleri şeyler vardı. 

Saç uçlarını maşa yardımı ile hafif su dalgası yaptıktan sonra bozulmaması için sprey sıkıp makyajını yapmaya başlamıştı. Normalde saç ve makyaj için çok fazla efor harcamayan Leyla doğum günü olduğu için biraz olsun kendine çeki düzen vermeye karar vermişti. Yapmış olduğu hafif bir makyajdan sonra gardırobundan bordo boğazlı triko elbisesini ve siyah uzun çizmelerini çıkarıp giyinmişti. Saatin 13.00'e geldiğini görünce Kureyşa Hanım'dan daha fazla azar işitmeden telefonunu alıp aşağıya inmişti. Evin içini ilk kez bu kadar sessiz görüyordu. Yüzündeki şaşkınlığı gizleyemeden telefonunun çalmasıyla irkilip salona doğru geçmişti. Tam tahmin ettiği gibi! Boran aralarındaki tüm sorunlara ve anlaşmazlıklara rağmen yine de büyüklük yapıp kardeşinin doğum gününü kutlamak için Leyla'yı aramıştı. 

''Herkesten önce ben kutlamak istedim. İyi ki doğdun!'' Leyla Boran'ın sözleri üzerine gülümsemişti. Bugünün aklına bile gelmeyeceğini düşünürken ağabeyinin hatırlıyor olması Leyla'yı bir nebze olsa da mutlu etmişti. 

''Teşekkür ederim.'' 

''Hediyeni birazdan gönderiyorum konağa.'' 

''Hiç gerek yoktu Boran. Düşünmen yeter!'' derken o esnada duyduğu kapı zili ile birlikte salondan çıkmıştı. Hediyenin bu kadar kısa süre içerisinde geleceğini tahmin etmemişti. Boran telefondan duyduğu zille hediyesinin tam saatinde geldiğini anlamıştı. 

''Sanırım hediyem sana ulaştı.'' Leyla ağabeysinin sözleri üzerine tebessüm edip kapıyı açıktan sonra gördüğü hediye paketi ile duygulanmıştı. 

''Evet, Boran Sancaktar zamanlaması.''

''Her zaman, biliyorsun!''

''Tekrar teşekkür ederim.'' Dedikten sonra telefonları karşılıklı olarak kapatmışlardı. Leyla salona doğru ilerleyip bir an önce hediyesini açmak için heyecanlanmıştı. Hediye almayalı uzun zaman olmuştu. Yavaşça paketi açtığında gördüğü müzik kutusu ile kısa bir an duraksayıp zihnindeki anıları canlanmıştı. 18. Yaş gününde annesi Zühre Hanım Leyla'ya hediye olarak müzik kutusu almıştı. Leyla o hediyeyi o günden sonra saklarken bozulmaması için de neredeyse hiç kullanmamıştı. O hediye annesinden Leyla'ya kalan son değerli parçaydı. Gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle silerken o esnada bir kez daha telefonunun çalmasıyla irkilmişti. Bu kez arayan kişi: En yakın arkadaşı Pelin'di. Pelin'le aralarında olan ilişki çok daha farklıydı. Arkadaşlık ilişkisinden ziyade birbirlerinin kardeşi gibiydiler. Pelin, Leyla'nın seçtiği ailesi olmuştu. 

Acının İlacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin