28/08/2018
02:18
Kader- §Ön okuma
Genç kız gece kadar siyah gözlerini parlak, yıldızlarla namütenahi gökyüzüne dikti. Derin bir nefes alırken, sonbaharın o nemli kokusu ile birlikte, yanında uzanan adamın da kokusunu çekti ciğerlerine. Şu an Karadeniz'in koynunda, evlerinden birkaç kilometre uzakta, sonbaharın etkisi ile sararan çimenlerin üzerinde uzanıyordu kocası ile birlikte.
"Bana kızgın mısın, Bahar?" dedi yanında uzanan kocası.
Bunu yaklaşık yirmi dakikadır sürmekte olan ölüm sessizliğini kaldırmak için değil, Bahar'a bu gece yaşattıklarından, onu kırdığından ötürü soruyordu. Hissettirmemeye çalışsa da, içi paramparçaydı. Bahar onun için özeldi. Kabullenmekte güçlük çekse bile, bu bir gerçekti..
Soruyu soran Yavuz, ellerini ensesinde birleştirmiş sonbahar rüzgarının sapsarı saçları ile oynamasına müsaade ediyordu. Hatta bu ona o kadar iyi geliyordu ki, rüzgara ne kadar müteşekkir olduğunu kelimelerle bile ifade edemezdi.
"Hayır. Ben sana kızgın değilim, kendime kızgınım. Dahası, kaderime kızgınım.. Senin kaderin olduğuma kızgınım." dedi Bahar buruk bir tebessümle. Yalan söylemiyordu, bunları bütün kalbi ile söylemişti. Yavuz'un kalbinde bir başkasının olması ne Bahar'ın, ne de Yavuz'un suçuydu..
Bahar yavaşça doğrulup çimlerin üzerinde oturur pozusyona geçti. Dizlerini kendine çekti çevik bir hareketle. Çenesini de hemen dizlerinin üzerine yaslayıp, sertçe yutkundu. Zeytin kadar kara gözleri nemlenmişti ve gözyaşlarını boşaltmamak gözlerini kısa bildiği kadar kısmıştı..
'Böyle olması gerekmiş. Kader'im böyleyse, ne yapmalı?' diye düşünüyordu. 'Keşke' diyecek kadar aciz hissetmiyordu kendisini. Çünkü 'keşke' demenin hiç bir şeyi değiştirmeyeceğini biliyordu..
Az sonra Yavuz da karısı gibi doğrulup oturdu ve bacaklarını ileriye doğru uzatıp, kobalt mavisi gözlerini karısına çevirdi. Bahar güzel bir kadındı ama Yavuz'u etkileyen onun ne fiziği, ne de güzelliğiydi. Yavuz'u etkileyen onun umut dolu kahveleri, sevgi dolu kalbiydi.
Gülümsedi düşündükleri ile. Karısının profiline derin-derin bakarak,
"Schiller'in çok sevdiğim bir sözü vardır; 'Kalbin atışı, kaderin sesidir'" dedi. Bahar şaşkınlığa bürünerek çenesini dizlerinin üzerinden ayırdı ve yavaşça kocasına çevrildi.
Bu sırada Yavuz masum bir tebessümle biraz daha yaklaştı karısına. İncitmeden, nazikçe Bahar'ın bileğini tuttu ve elini kalbinin üzerine yerleştirdi.
Bahar soru soran gözlerle ona bakarken, avuçlarının altında kafesteki kuş misali çırpınan kalbi ile panikledi. Kocasının nefesini burnunda hissettiği an ise sol tarafındaki et parçası deli gibi çırpmaya başladı.
"Kalp atışlarının sesini duyuyor musun, Bahar" dedi Yavuz gülümseyerek. Bahar pembeleşen yanaklarına ve adamın masmavi gözlerine aldırmadan kafasını salladı.
Yavuz'sa bu ifaden tatmin oldu. Yaklaşıp yanağını karısının yanağına sürttü ve kulağına doğru hiç tereddüt etmeden,
"Senin kalbinin atışı benim kaderimin sesi, Bahar." diye fısıldadı. Gözlerini kapatarak karısının kokusunu içine çekti çekinmeden. Sanki ezelden beri sevdiği Bahar'mış gibi kokladı orada karısını.
Çünkü her ne olursa olsun, biliyordu adam; Allah'ın ona bütün sevaplarının karşılığı olarak layık gördüğü en büyük ödüldü Bahar.
SON
ஐ Tanıtım ilginizi çekti ise bölüm bildirimlerini anında görmek için, kitabı kütüphanenize ekleyiniz.
ஐ Kitabı yayımlamaya ne zaman başlayacağım belli değildir.
ஐKitap konusu veya kurgu hakkında spoiler yoktur. Doğaçlama ilerleyecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER | Karadeniz serisi
Fanfiction"Kalbin atışı, kaderin sesidir." Tüm hakları saklıdır!