♫Günün şarkısı; Sıla- Yan benimle
§BÖLÜM. 18
“Özür dilerim”
‘Yalan sevinçle oyalandım, aklın tuzağında dolandım’
Sıla Gençoğlu
Yavuz kolundaki saate bakınca dokuz olduğunu görüp derin bir iç çekti. Hastane, yol falan derken Bahar'ı arayıp haber vermeyi unutmuş, sonrasında ise yattığını, dahası bu konuyu telefonda değil de, gelince yüz yüze konuşmaları gerektiğini düşünmüştü. O yüzden Bahar'ı aramamıştı.
Arabadan inip evin kapısına doğru ilerledi. Tam kapıyı açacakken, yan tarafta bahçenin ışıklarının yandığını gördü. Anahtarı cebine sıkıştırıp çakıl taşları ile dizayn edilmiş kaldırımla arka bahçeye ilerledi. Bahar'ın orada, çimenler üzerinde pijamaları ile olduğunu görüp ona doğru yürüdü.
Yavuz onun yanına gelirken Bahar çoktan ağlamayı durdurmuştu. Gözünde son yaş damlası kalıncaya kadar ağlamıştı bu gece. Kırgınlığı Yavuz'un Havin'i hastaneye götürmesi değildi. Kırgınlığı Havin'nin kocasının Ersin'nin orada olduğu hâlde Yavuz'un da orada kalmasıydı.
Bahar'a göre eve gelebilirdi. Sonuçta kadının kocası oradaydı. Yavuz hangi sıfatla orada durmuştu ki? Üstelik o kadın Bahar'a onca şey demişken, onu kırmışken şimdi Yavuz neden onun yanında olmuştu? Mesela Ersin orada olmasa, Yavuz Havin için beklese Bahar kırılmazdı. Kocasının yaptığını asla yargılamıyordu çünkü. Ancak Ersin orada olduğu hâlde saatlerle hastanede kalması canını çok yakmıştı, hem de çok.
"Bahar?"
Bahar Yavuz'un sesini duyunca burukça tebessüm etti. Ona çevrilmeden fısıltı ile "Duyuyorum, söyle" dedi. Canı o kadar yanıyordu ki hiç bir şekilde mutlu olacak hali bile yoktu. Suçlu değildi ki Yavuz. Bahar'ı sevmediği için kimse onu suçlayamazdı.
Yavuz Bahar'ın ona cevap vermediğini görünce kırıldığını anladı. Gelip yanına uzandı usulca. Kafasını çevirip karısının profiline bakarak,
"Havin yolda bayıl..-" diye devam edemeden Bahar acı bir tebessümle,
"Biliyorum.. Sekreterin aradı, sağolsun." dedi.
Yavuz kaşlarını çatıp sustu. Buseye böyle bir şey söylememesine rağmen neden haber vermişti ki? Boş verdi. Şu an bunu düşünmeyecekti. Şu an önemli olan tek kişi Bahardı.
"Ersin geç mi geldi?" dedi Bahar sakince.
"Hastaneye vardıktan yirmi dakika sonra.." diye mırıldandı Yavuz. Orada uzun süre kalmasının nedenini bilmiyordu. Havin çıkana kadar beklemişti oysa. Sebepsizce. Geçmişin hatrına belki de.
Bahar'ın buna kırıldığını anlamıştı yine de. Zor değildi. Sevdiği kadının kocası oradayken, Yavuz'un onun başında dikilmesi oldukça saçmaydı. Hem de çok.
Sustu ikisi de. Sadece sustular.
Genç kız gece kadar siyah gözlerini parlak, yıldızlarla namütenahi gökyüzüne dikti. Derin bir nefes alırken, sonbaharın o nemli kokusu ile birlikte, yanında uzanan adamın da kokusunu çekti ciğerlerine. Şu an Karadeniz'in koynunda, evlerinden birkaç kilometre uzakta, sonbaharın etkisi ile sararan çimenlerin üzerinde uzanıyordu kocası ile birlikte.
"Bana kızgın mısın, Bahar?" dedi yanında uzanan kocası.
Bunu yaklaşık yirmi dakikadır sürmekte olan ölüm sessizliğini kaldırmak için değil, Bahar'a bu gece yaşattıklarından, onu kırdığından ötürü soruyordu. Hissettirmemeye çalışsa da, içi paramparçaydı. Bahar onun için özeldi. Kabullenmekte güçlük çekse bile, bu bir gerçekti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER | Karadeniz serisi
Fanfic"Kalbin atışı, kaderin sesidir." Tüm hakları saklıdır!