2.1

65.7K 5.4K 5.7K
                                    

| zixuan |

Evden çıkarken Enes'i beklemeyi düşünmüyordum. O da sanki bunu biliyormuş gibi benden önce çıkmıştı kapının önüne.

"Günaydın. Hiç bekletmedin ben de yeni geldim zaten. Başım çok ağrıyor hadi gidelim."

Cümlelerini art arda hızlıca söyleyip yürümeye başladı. Ben de peşinden sessizce yürümeye başladım. Dün gecenin sözünü açmıyordu. Benim de açmaya pek cesaretim yoktu. Büyük ihtimalle hatırlamıyordu ve ben bunu düşünmekten uyuyamamışım gibi "dün gece beni öptün." demiyecektim.

Okul yoluna gelene kadar ikimizde bir şey demeden yürümüştük. Okul kapısına yaklaştığımızda bir kız Enes'in arkasından boynunu öperek sarılmıştı.

"Aşkım~"

Enes gülümseyip bir elini kızın omzuna attığında sevgilisi olduğunu anladım. Gözlerimiz buluştuğunda "Hoşçakal." diyerek adımlarımı hızlandırdım.

Arkamdan bağırarak "Görüşürüz." dediğini duydum.

***

"Zhang Yixing'i tanıyor musun? Çin'de müziğin taht sahibi diyorlar."

Enes hala sınıfa girmemişti. Eray ve Ata'dan da ses yoktu. Sırama oturmuş ölümü bekliyordum. Sümeyye dedikleri kızın sorduğu yüz soruyu da cevaplamıştım ama soruları bitmiyordu.

"Evet, tanıyorum." dedim başımı sallayarak.

"EXO'dan biliyorsun değil mi?" dedi.

"Evet, biliyorum." dedim tekrar kafamı sallayarak. Sınıftaki çoğu insanla tanışmıştım. Yarısının ismini ezberlemiştim. Mert gelip Sümeyye'yi kaldırarak yanıma oturmuştu.

"Sümoş hadi kankam çocuğu bir sal."

"Of Mert sen bir beni sal."

"Hadi."

Mert kızı başımdan aldığında "sana minnettarım" bakışlarımı çocuğa gönderdim.

Elini omzuma koyup hafifçe sıktı. "Ee naber kanka, alıştın mı?"

Kafa sallayıp "Evet." dedim. Bir şeye ihtiyacım olursa söylememi, her türlü yardım edeceğini söyleyip gitmişti. Sınıftan çıkarken de "Çocuğu rahat bırakın itler." diye gülerek söylenmişti.

O çıktıktan bir kaç dakika sonra Enes sınıfa girmişti. Çantasını yanıma bırakıp kafamı koyduğum yerden kaldırıp oraya oturdu.

"En son hoşçakal dediğinde Çin'e gitmiştin." dedi.

"Döndüm?" dedim. Bir kaç saniye sustu ve ağzındaki sakızı patlattı.

"Bir daha gitme."

Niye böyle davranıyorsun diye sormaya cesaret edemiyordum. Yanlış anlamasından korkuyordum ki bu gerizekalı kesinlikle yanlış anlardı.

Kalbim yine hızlanmaya başlamıştı. Üstelik öpüşmüyordum, sadece bana "bir daha gitme." demişti.

***

çinliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin