Playlist:Marius Furche / Mad WorldLili her gün olmasa da iki haftalık bu uzun süreçte benimle konuşmaya başlamıştı. Sesini ezberlediğime yemin edebilirdim. Bu sırada yüzünü unutmamak adına arada atölyenin önünden geçiyor ve 10 saniye sürse de onu görüyordum. Dalgın, kendinden geçmiş bir şekilde kendini işine vermesi... Ve her gece yanıma geldiğinde ellerini killi görmek... Bana verdiği gerçeklik ve hazzı anlatmak imkansızdı.
Çok fazla bir sohbetimiz yoktu. Sorduğum saçma sapan soruları cevaplıyordu. Ama zamanımızın çoğunda sessizdik.Birbirimizi izliyorduk. Bazen onun gerçekten yanımda olduğuna inanıyordum.
Çoğu zaman.
''Neden her gece seni görüyorum, seni tanımıyorum bile.''
''Tanıdıklarını görmekten daha iyi değil mi bu?'' Biraz daha yaklaştım ona.
''Kimseyi tanımıyorum zaten...''
''...Beni tanıdığın kadar.''
''Seni tanıdığım kadar...'' diye tekrarladım fısıldayarak. Pencereden içeri giren rüzgar saçlarının hafifçe hareket etmesine neden oldu.
''Gerçekten burada olmamı ister miydin?'' diye sordu beklemediğim bir anda. Afallamıştım. Bunu hayal edecek kadar çaresiz oluşuma şaşırmıştım. Anın sahteliği bütün bedenimi sarstı o an için. Yutkundum. Kendimi ondan taraf çevirip sırt üstü yattım. Gözlerimi tavana sabitledim.
''Hayır.'' dedim dümdüz.
''Neden?'' Aniden kafasını yataktan kaldırıp üzerime doğru eğilerek bana baktı. Gerçek bir cevap bekliyordu. Kafamı kaşıdım.
''İnsanları sevmiyorum. Muhtemelen seni de sevmeyecektim. Kafamda kurduğum halinle daha güzelsin. En azından sonradan hayal kırıklığına uğramayacağım.'' Öylece bakmaya devam etti. Pes edip yüzüne baktım bende. Saçlarının gölgesi yüzüne düşüyordu. Kaşlarını çatmıştı.
''Beni hayal ürünü olduğum için mi seviyorsun yani?'' Derin bir nefes aldım. Kendi kafamda yarattığım kızla kavga ettiğime inanamıyordum. Gülmeye başladım. Kahkaha attım. Deliliğim titrememe neden olmuştu. Lili hala kaşlarını çatmış bir cevap bekliyordu. Ben hala gülerken,
''Bak ben...'' gülmeye devam ettim. Kendimi durduramıyordum. Oysaki ortada komik bir durum yoktu, ''Ben kendimi bile sevmiyorum. Gerçek bile değilken-''
''Tamam.'' dedi eli ile beni susturarak. Yataktan kalktı hızla. İnanamadım. Rüya mı görüyordum yoksa ayık mıydım?
''Nereye?'' diye sordum toparlanmaya çalışarak.
''Cehennemin dibine!'' Doğruldum,
''Cehennemin dibine gidiyorsan burası neresi?'' Kapıyı açtığı gibi beni cevaplamadan yüzüme çarptı. Gözlerimi kırpıştırdım bir kaç kere. Kapıdan çıkan sert sesin etkisinde başım bir kaç kere zonkladı... Kendimi tekrar yatağa bıraktığımda yorgunluğun gücü çoktan beni ele geçirmişti...
O ilginç geceden sonra Lili bir daha benimle hiç konuşmadı. Sadece karşıma uzanıyor ve beni dinliyordu. Eskiden olduğu gibi. Yüzüme öylece bakıyordu ve arada gülümsüyordu. Dokunmak istediğimde kayboluyordu. Kafamdaki karakter bile beni reddediyordu. Katlanılmaz biriydim.
Okuldan eve dönüşümde dışarda biraz oyalanmış ve nefes almak istemiştim. Hayatımın sıradanlığı beni yormaya başlamıştı. Saçlarımı arkadan toplamama rağmen rüzgar ufaktan bir kaç teli dışarı atmıştı. Dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum. Dilimle ıslattım. Ellerim kapüşonlu hırkamın cebinde, omuzlarımı çeneme çekerek devam ettim. Kulağımdaki kulaklığı listemde çalan son şarkıda kulağımdan çıkardım. Evimin önüne geldiğimde beklemediğim bir görüntü kanımı dondurdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/156407587-288-k505812.jpg)