9.BÖLÜM

32 2 0
                                    

Medyadaki şarkı Mirayın en sevdiği şarkı
TEOMAN İSTANBUL'DA SONBAHAR
🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗
AHSEN💖
Herzamanki gibi erken kalktım ve mutafağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım.Fakat dün geceden beri Hayal ablanın söylediği şey aklıma takılmıştı ve bir türlü atamıyordum aklımdan. Dalgın bir şekilde domatesleri doğrarken bir anda parmağımı da doğradım.Of Allahım ya bir bu eksikti zaten.O sırada mutfağa Miray abla girdi ve parmağımın kanağını görünce yanıma gelip
"Ahsen! Noldu parmağına?" diye sordu.
"Önemli bişey değil ya.Sadece birazcık kestim sanırım."
"Derin kesmişsin.Ah be kızım dikkat etsene biraz."
"Ya Miray abla tamam önemli bişey değil.Alt tarafı bir kesik."
"Tamam.Bekle ben ecza dolabından yara bandı falan getireyim."
Miray abla mutfaktan çıktığında içeri bu sefer Hayal ablam girdi.
"Noldu parmağına?"
"Bişey yok ya.Alt tarafı bir kesik."
Sesim biraz sinirli çıkmıştı ve Hayal abla da bunu farketmiş olacak ki
"Tamam be bişey demedim.Hem hayırdır biraz sinirli gördüm seni"
"Sinirli falan değilim ya.Ama bugün bir yorgunluk var üstümde ondan şey olmuş olabilir kusura bakma." Bu sırada Miray abla elinde yara bandıyla  mutfağa girdi.Yarabandını parmağıma yapıştırdım.Birlikte kahvaltı ettikten sonra evden çıktık ve herzamanki gibi yine Mertlerle karşılaştık.Ama bu seferki diğer günlerden farklıydı.Çünkü Merti görünce içimde bir kıpırdama oldu.Bir dakika ya noluyor bana.Kendine gel Ahsen.Mert herzaman olduğu gibi neşeli bir şekilde "Günaydın kızlar.Ee siz de geldiğinize göre artık gidebiliriz" dedi.
Miray ablam da herzaman olduğu gibi onlarla okula gitmek istemedi ve nedense bugün benim de Mertlerle gidesim yoktu.
"Ben yürüyerek gelicem.Siz gidin." dedi Miray abla. Hayal ablam gözlerini devirerek
"Ya bir kere de ortama ayak uydur be Miraycım.Bir kere ya.Neyse iyi sen gelme ama bu sefer ben yürüyemem kusura bakma."
"Sana zaten yürü diyen olmadı Hayal.Ben kendim giderim.Siz arabayla gidin"
Miray ablamın bu sözünün üzerine ben de atlayarak "Ben de bugün yürümek istiyorum.Ben de gelmicem sizinle."diyince Mert şaşkın bir şekilde "Neden?" diye sordu.
"Canım yürümek istedi çünkü bugün."
Bişey demedi. Onur abi ise sabırsız bir şekilde "Kim geliyorsa gelsin.Gidelim artık."dedi. Miray abla ise bu duruma gözlerini devirdi.

Herkes arabaya bindi ve biz de Miray ablayla yürümeye başladık. Neden böyle oldu birden bire bilmiyorum ama kafam şuan karışmış durumdaydı. Neydi bu hissettiğim?Az önce diğer günlere göre daha da heyecanlanmıştım.Yüzüne dahi bakamamıştım. Derin bir iç çektim
"Ee anlat bakalım.Ne sıkıntın var senin?"
"Yok bişeyim ya.İyiyim ben."
İnanmadığını belli ederek gözlerimin içine baktı "Nedense bana hiç öyle gelmedi."
"Ya valla yok bişeyim Miray abla."
" İyi madem sen öyle diyorsan öyle olsun." gülümsemekle yetindim.

Okulun önüne geldiğimizde "Hadi bakalım görüşürüz dikkat et kendine." diyerek yanımdan ayrıldı Miray ablam. Okulun bahçesine girmemle Merti karşımda görmem bir olmuştu.Açıkçası biraz gerilmiştim. Gülerek yanıma geldi "Ben de seni bekliyordum."
Yalancı bir gülümseme yolladım ama hiç bir şekilde bir şey söylemeden okula doğru yürümeye başladım ve o da yanıma geldi. Birlikte sınıfa girip sıramıza oturduk.
"Ahsen?"
"Efendim" diyerek cevap verdim.
"İyi misin sen?"
"İyiyim" bunu gözlerimi kaçırarak söylemiştim.
Eliyle çenemi tutup kendisine çevirdi ve gözlerimin içine bakarak "Emin misin iyi olduğuna? Bak eğer bişey varsa bana anlatabilirsin."
"Ya sabahtan beri yüz kere söyledim herkese iyiyim ben.Yok bişeyim rahat bırakın!" deyip bir hışımla sınıftan çıktım.

Bahçede bir banka oturdum ve o derse girmedim. Sanırım biraz fazla tepki göstermiştim ama isteyerek yapmadım.Zaten gerginim ve kafam karışık bir de üstüme gelinince birden ona patlamak zorunda kaldım. Bir ders boyunca bahçede tek başıma oturdum ve zil çaldığında kalkıp sınıfa gittim.
Mert sırada tek başına oturmuş dalgın bir şekilde camdan dışarıyı izliyordu.Yanına gidip oturdum. Derin bir nefes alıp verdim
"Ya Mert özür dilerim ben. Sanırım biraz gerginim de bugün. O yüzden biraz şey oldu."
Kafasını bana çevirip gözlerime bakarak "Gergin olduğunun farkındayım Ahsen ve ben de bunun nedenini merak ediyorum. Bana anlatabilirsin her zaman dinlerim.Bunu bilmeni istiyorum."
"Ya nedenini ben de bilmiyorum.Bazen oluyor böyle şeyler.Belki de önceden birikmiş şeylerin acısı şimdi çıkıyordur.Bilmiyorum.Zaten anlatacak bişey olsa sana anlatırım. Eğer seni istemeden kırdıysam özür dilerim tekrardan." dedim mahçup bir şekilde o da gülümseyerek "Kırılıcak ve özür dilemeni gerektirecek bir durum yok ortada." ve ardından göz kırptı. Gülümsemekle yetindim sadece ve önüme döndüm.

Miray💜
Okulun kantinde Hayalle oturmuş Ahsenin çıkış saatini bekliyorduk. O sırada  oturduğumuz masaya Onurla Savaş geldi.
"Selam kızlar.Oturabiliriz demi?  Sormadık ama.."dedi Savaş gülerek. Hayal de gülümseyerek "Yok ya sormanıza gerek yok.Oturabilirsiniz tabi." şaşırdık mı? Tabi ki hayır. Bense sadece gözlerimi devirmekle yetindim.
"Ee nasılsınız bakalım?."
"İyi ya ne olsun.Dersimiz bitti ama Ahsenin okuldan çıkmasını bekliyoruz."
"Anladım.Biz de Merti bekliyoruz.O zaman birlikte gideriz eve.Yani tabi eve gidecekseniz biz bırakalım."
"Eve gidicez biz de.Olur yani sorun olmaz."
"Senin için de sorun olmaz demi Miray.Yani istiyorsan sen de gelebilirsin.Genelde bizle gelmeyi pek tercih etmiyorsun ama."
"Yani bilmiyorum ki?Çok yorgunum bugün.Hiç yürüyecek halim yok.Bugünlük sizle gelebilirim sanırım."
"İyi o zaman.Birlikte gideriz."
Onur Savaşa dönüp
"Şey ya senin arabayla gidin.Benim bir işim var.Onu halletmem lazım."
"Ne işi hayırdır?"diye sordu Savaş
"Zeynep'e bir otel ayarlayacğım."
"Otel mi? Kaç gün kalacak ki?"
"Bilmiyorum."
"Ee onun otel işinden haberi var mı?Bana biraz bozulacakmış gibi geldi.Çünkü bizde kalmayı planlar gibi bir hali vardı."
Onur ise umursamaz bir şekilde omuzlarını silkti
"Bana ne ya.Ama bizim evde kalamaz yani."
"Sen bilirsin kardeşim.Ben karışmam."
Zeynep kimdi ki acaba. Hayal benim düşüncelerimi sesli bir şekilde Savaşa sordu
"Zeynep kim?"
"Onurun çocukluk arkadaşı.Dün bize gelmişti de."
"Nerdeydi peki?"
"İki yıl önce yurtdışına taşındı.Orda yaşamaya başlamıştı ama dün ziyarete gelmiş."
"Anladım."
Onurun çocukluk arkadaşıymış ama o pek kızdan hoşnut değilmiş gibi bir hali vardı.Sonuçta insan çocukluk arkadaşını neden evinde kalmasına izin vermez ve otel ayarlar ki.Belki de evde üç erkek oldukları için olabilir dedi iç sesim.Tabi bu da doğruydu.
Ben de gülerek "Onurun çocukluk arkadaşı ama pek sevilmeyen bir arkadaş galiba.Hiç memnun değilmiş gibi." diye konuştum ortaya. Onur da gülümseyerek cevap verdi.
"Onu nerden anladınız acaba küçük hanım.
"Birincisi bana küçük falan deme.Ikincisi yani yüzüne bakılacak olursak tam da öyle gözüküyor." Cevap vermedi.
"Neyse gençler size doyum olmaz.Ben gideyim de şu otel işini halledeyim."
"Tamam kardeşim ama Zeynep'i de bir ara söyle istersin ha.Evden kovar gibi olcak kıza ama yine de sen bilirsin."
"Akşam söylerim merak etme."diyerek Onur masadan kalktı.

Savaş saatine bakıp "Ahsenle Mert okuldan çıkmak üzereler.Isterseniz gidelim."
"Olur"deyip biz de kalktık ve onların okulunun önüne gittik. Tam zamanında gitmiştik çünkü onlar da çıkmışlardı. Hep birlikte arabaya binip eve geldik.Ben biraz yorgun olduğum için akşam yemeğine kadar uyumayı tercih ettim.
🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗
Bir bölümün daha sonuna geldik. Bol Ahsenli bir bölüm oldu.Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.❤🤗

İSTANBULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin