-2-

21 3 0
                                    

"İyi misiniz Nilay Hanım?"
Kahretsin! Beni tanıyor!
Sertçe yutkunup başımı salladım. Daha sonra kucağından indim. Gözlerini kocaman açmış bize bakan Simay'a elimdeki bardağı uzatırken saç diplerime kadar kızardığıma emindim. Bu adam, benim yazar olduğumu biliyordu ve ben bir psikoloji yazarını AVM de market arabasının üzerine çıkmış yüksekteki bir bardağı almaya çalışırken düştüğünü görsem...

Ya kim düştü ya?! Düşmedim bir kere!
Simay'ın kolundan çekiştirip zar zor harekete geçirebildiğim ayaklarımı reonun dışına yönelttim. Teşekkür falanda etmemiştim ama, zaten şu an kendimi buna hazır hissetmiyordum. Bilhassa kendimi hazır hissettiğim tek şey; yorganımın altına girip ağzıma pamuk tıkayarak tüm gün boyunca bağırmaktı sanırım...

Gıda olarak bir kaç şey daha aldıktan sonra AVM den çıktık. Aldıklarımızı arabanın bagajına yerleştirip içine bindik. Nefesimi soğuk arabanın içinde vermemle ağzımdan dumanımsı şeyler çıktı. Başımdan düşen beremi yeniden takıp anahtarı çevirdim. Simay ise yine teypte kendine uygun bir şarkı arıyordu. Bu sefer içindeki hareketlilik yorgunlukla sönmüş olacak ki, dram müziklerinde bir karar vermeye çalışıyordu. Şarkıları durmadan geçiyordu. İki dakikada o kadar çok şarkı değiştiriyordu ki, bir an teyp düğmesindeki elini tutup kucağına bıraktım.

"Yeter mi artık?" Gözlerini devirip başını cama yasladı. Cidden yorulmuş olmalıydı. Teypte korkak şarkısı çalarken bir an bende başımı cama yaslayıp olmayan acımı yaşamak istedim. Bu şarkı neden bu kadar dramlıydı? Hayır yani, sebebi neydi?

Nefesimi bir süredir içimde tutuyormuş gibi dışarıya verip dram dolu şarkıyı dinlemeye başladım...
"Gider mi insan çok seviyorken? Şimdi dur demem, nasıl olsa bir gün anlar... Beni anlarsın. Yalanlarla bırakma beni böyle, gözlerime bak doğruyu söyle ama korkak! Sen bir korkaksın!"

"Dünden beri içimde bir sıkıntı yokluyor beni..." Şarkı bitmek üzereyken Simay ilk mısrayı mırıldanınca gözlerimi kısıp bakışlarımı kısa bir an ona çevirdim. "Tıfış iyi misin sen?"
Bana bakmadan konuştu. "Hayatım boyunca bir daha alışverişe çıkmak istemeyeceğim kadar ölü hissediyorum. Bu sorunu cevaplıyor mu?"
Gözlerimi devirip gülümsedim ve şarkıyı değiştirdim. Yorgunluk artı dram iyi bir formül değildi...

Yıldızların Altında şarkısını bulunca gülümsemem genişledi. Eskiydi, ama eski olması sevmemi engellemiyordu. Şarkıya sesimle eşlik ederken Simay'da en azından başını camdan çekip sevgilisinden ayrılan liseli duruşunu bırakmıştı.
"Benim gönlüm sarhoştur, yıldızların altında. Sevişmek ah ne hoştur, yıldızların altında!"
Şarkıyı sesli bir şekilde söylerken Simay'da gülerek bana katıldı.
"Yanmam gönlüm, yansada. Ecel beni sarsada. Gözlerim kapansa da, yıldızların altında!"

Eve geldiğimizde ilk iş aldıklarımızı yerleştirdik. Doğrusu üzerimde iğrenç bir yorgunluk vardı. Salondaki L tipi koltuğa kurularak elime bitirmek üzere olduğum romanımı aldım. Yorgunken şiir okumak pek bana göre bir şey değildi. Ama heyecanlı kurgular okumayı severdim, yorgunken...

Fakat kitapta tam bir dram anı vardı. Dramlı filmleri severdim açıkçası ama aynı şey kitaplar için geçerli değil...
Ayrılmak... Çok basit birşey gibi geliyordu böyle kitaplarda, yani; ilk sayfalarda karşısındaki insanı ne kadar sevdiğini anlatırken, ortalarda gelen ayrılma ve küslük anında gurur denilen zalim his yüzünden artık o çok sevdiği insanın yüzüne bile bakmak istemiyordu karakter...

Somurtarak kitabın arasına ahşap ayracımı yerleştirerek yanımdaki sehpaya koydum. Bir süre sonra da oflamalarına doyum olmayan Simay Doğan karışımdaydı.  Ağlamaya yakın bir yüz ifadesiyle yanıma sokulup burnunu çekti.
"Yarın pazartesi!"
Ah! Arabada bile neden bu kadar tuhaf davrandığını şimdi anlıyorum. Yarın Simay'ı yorucu bir iş maratonu bekliyor... Ve tabii geçen hafta alışverişe çıkacağımızı kendince planlayıp patronundan avans istemiş ve o ruhsuz adamda "avans karşılığında Pazartesi günü fazla mesaiye kalacaksın." Demiş!
Hayır, ne alakaysa artık!

Saçını okşayıp ona destek olmak istercesine sırtını sıvazladım. "Pekala yarın yemek görevini üstleniyorum. Ruh gibi bir halde eve döndüğün zaman yemek yapmak zorunda kalmayacaksın!"
Buruk bir gülümseme yüzüne yayılırken bir anda kaşlarını çattı. "Sen... Yemek falan mı yapacaksın?!" Hızlıca başımı iki yana salladım. Baya hızlıydı...
"Ne alaka kanka? Tabikide senden borç alıp pizza söyleyeceğim."
Omzuma canımı acıtmayacak bir darbe indirdi. "Ben o parayı binbir zorlukla sen pizza alasın diye mi kazanıyorum?! Terbiyesiz!"

Ellerimi suçlu gibi havaya kaldırdım. "Küsme aşkım şaka yaptım!"
Bir iki dakika başını yana çevirip durduktan sonra gülümseyerek yanağıma bir öpücük kondurdu. Ardından telefonu çalınca arka cebinden çıkarıp kulağına götürdü. Konuştuğu kişi artık her ne diyorsa bizim tıfışın gözleri yerinden çıkarmışçasına büyüyordu. En sonunda attığı çığlık resmen eşyalı evde yankı yaptı!

"Kızım sen ciddi misin?!" ... "Ay ben çok sevindim!" ... "Aynen! E o zaman yarın ben fazla mesaiye de kalmam!" ... "Peki neymiş bu yeni patronun ismi?" ... "Aman ya, kızım sende madem bir şey öğreneceksin, onu tam öğren! Ne demek ismini bilmiyorum?!" ..."Aa! Bak Büşra, valla düzgün konuş kızım benimle! Yolarım seni!" ... "Hadi oradan be! Sensin balık beyinli. Uyuz şeytan! Salyalı yaratık! Ka-"

Bir anda telefonu kulağından  çekip küfür etti. "Kapattı uyuz şey! Ben daha sayacaktım oysa!" Gülmelerimin arasında kalçasından dürttüm. "Ne olmuş? Banada anlat."

Yüzündeki psikopat sırıtış genişledi. "Bu bizim gıt beyinli patron istifa etmiş ya gız!"
Mahalle türkçesi ile konuşmaya başladığında gözlerimi büyülttüm. "Ay gettiği yerde da gendı gibi insan bula inşallah!"
"Oha Simay! Kendine gel!" Bu. Şekilde. Lütfen. Daha. Fazla. Kulaklarımı. Felç. Etme!

"Ben diyom işte anam, hep diyom hem de! Diyom, bu adam gençtır, diyom patronluk içun göçüktür. Ah! Oynada şıkıdım şıkıdım!"
Ayağa kalkıp kıvırtmaya başladığında bu patronun gerçekten nasıl biri olduğunu merak ettim. Ulan bizim kızın dili değişti onun istifa ettiğini duyunca!
Bende ayağa kalkıp Simay'ı omuzlarından tuttum ve sarsmaya başladım. "Kendine gel Simay Doğan! Yemin ediyorum dilini keserim!"
Tehdidim havada asılı kalırken içimden bu patrona istifa ettiği için küfür etmek geldi...

SELAM!
BEN GERİ DÖNDÜM! OLDUKÇA BAŞARILI OLDUĞUM AMA BAŞARIMDAN ÖTÜRÜ MUTLU OLMADIĞIM LİSE KONULU KİTABIMI BIRAKTIM. BÖYLESİ ÇOK DAHA İYİ OLACAK.
BİRDE HESAP DEĞİŞTİRDİM. BUNUN NEDENİ ŞİFREMİ UNUTMUŞ OLMAM DNFNFNDND
YANİ ŞİFREYİ UNUTTUĞUM İÇİN GİREMEDİM.
BU HESAP VE BU KİTAP YENİDEN BAŞLANGIÇ GİBİ BİR ŞEY OLDU AMA İNŞALLAH KISA SÜRE İÇERİSİNDE SİZLERİN DESTEĞİ SAYESİNDE BÜYÜRÜM. GERÇEKTEN ÇOK ERKEN VE ŞİMDİDEN KİMSEDEN HİÇ BİR ŞEY BEKLEYEMEM. ZATEN BU DOĞRU OLMAZ.
AMA İLERİDE BANA DESTEK OLACAK KİŞİLEREDE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDİYORUM...

3 NUMARA -ÇOCUKTUK-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin