-5- 3 NUMARA (borç)

17 3 0
                                    

"Bak şimdi, insanlar hata yapabilir ve... Eğer bu hataları çok aptalca olursa kimseye söylemek istemezler."
Omuz silktim. "En yakınlarına bile."

Simay gözlerini kısarak kaşlarını çattı. Tepki vermemesi daha da gerilmeme neden oluyordu. Zaten bu konuşmayı yardım istemek için yapmıyordum, borç benimdi... Ben ödeyecektim.

Tuttuğum nefesimi tek seferde verdim. "Kötü şeyler gelebilir başımıza, ve şu lanet beynim ne yazık ki durdu."
Simay hala anlamamış ve kısık gözlerle bakıyordu. "Borcum var. Çok borcum,"
Yutkundu, "bu borç... Yanımda iki saçma küfrü birleştirerek savuşturan birinin aniden resmileşmesi kadar kötü mü gerçekten ?"

Hafifte olsa gülümseyip başımı eğdim. Kesinlikle önümüzdeki günlerde gülüşüm bile sayılı zaman diliminde olacaktı...

"Hallederiz Tıfışım ya, tek sıkıntın bu olsun ! Var ya ben bu gün yeni gelen patronu darp ettim ! Hem de patron yufka yürek çıkıp beni kovmadı ! Ama tabii kovmamış olması bana Çin işkencesi çektirmemesi anlamına gelmiyor ne yazık ki. Sabahtan beri Oraya buraya koşturuyorum ! Ölürsem mezar taşıma acımasız patronunun kurbanı oldu yazılsın mümkünse !"

Duraksadı, konuşurken nefessiz kalmıştı. Ardından derin bir nefes aldı, "öylede konuşurum tek nefeste !"

Bu kez gerçek bir gülücük firar etti dudaklarımdan. Bu deli iyi ki hayatımdaydı be !

"Simay?"
"He Tıfış ?"
"Hani senin çok inandığın bir söz vardı ya."
Kaşlarını çatarak bir süre düşündü. "Neydi ki ? Unutmuşum galiba."
Gülümsemem genişlerken konunun sapmasını umursamadım. "En büyük aşklarla, öfkeyle falan öyle bir şeydi diye hatırlıyorum ama..."

"He benda çok bakuşuk ederdum zate o pişkin gerizekalıyla !"
Yine sesi değişmişti...
"Tamam tamam. Birşey demedim ben,"
"Ağzınu toplayacaksun yav. İğer cümlede ben ve o IQ suz heruf varsak ağzuni toplayacağsun !"

"Tamam dedim ya ! Ama uzattın sende,"

Başımı eğerek gizli gizli güldüm, "hem... Bir patron eniştemin olması hoşuma giderdi."
"Nilay, giderim bak. Çok ciddiyim kapat konuyu !"
Yutkunarak bakışlarını benden çekti. Önce gözlerimi devirsem de ortadaki bir şeyin yeni farkına varmışçasına başımı hızla Simay'a çevirdim.

"Darp ettim derken ?!"
Psikopatça bir sırıtış yüzünü kaplarken hafifçe öne eğildi. "Hak etmişliğin bilhassa zirvanasını yaşadı."
Nefesimi tuttum. Şu an anlatacağı hikayeye hazır mıydım acaba ?

👤

Simay en sonunda şiddet dolu hikayesini bitirmiş olacak ki gülümseyerek arkasına yaslandı. Beni sorarsanız şok içindeydim.

Tamam, Simay'ı gerçekten çok iyi tanıyorum ama...

Aman Yarabbi en yakın arkadaşım daya yeni gelen patronuna tanımadan saldıran bir piskopat !

"Şşş ! Bak bana,"
Kocaman açtığım gözlerimi boşluktan ona çevirdim. "Tanısan sen de bir kaç tokat yapıştırırdın bakma öyle, ölü balık gibi !"

Ardından telefonu çalınca, kalçasını yan tarafa doğru hafifçe kaydırıp arka cebinden telefonunu çıkartarak ekrana baktı ve gülümsedi. "Ay Müjgoş arıyor !"
Gözlerimi devirdim. Müjgan teyzeye taktığı yeni isim Müjgoş idi.

"Alo ! Komşuların en sevecen, en dedikodu delisi, en benlik kadını ! Ay Müjgoş ! Aradında yüzümüzde güller açtı kız ! Bak ne diyeceğim, Nilay akşam seni yemeğe çağırıyor. Gelmezsen on saniye boyunca konuşmazmış. Bence gel, ortada büyük tehdit var ne de olsa !"

Yeniden devirdim gözlerimi, normalde kızmam gerekirdi ama Müjgan teyze iyi kötü her anımızda yanımızdaydı ne de olsa... Ondan bir şeycik olmazdı.

Müjgan teyze her ne dediyse Simay bir kahkaha kopardı. "Dur, dur kız ! Ben söyleyemem darılır garibim. Hoparlörü açayımda sen söyle bari !"
Ardından hoparlörü açmasıyla Müjgan teyzenin sesi kulaklarımı doldurdu.
"Nilay kızım?"

Gülümsedim. Başımı eğerek telefona yaklaştırdım. "He sesine kurban ?"
"Bişey söyleyivircem emme darılmak yok."
"Diyivir hele."

Mahalle dilimiz geçmiş yıllara dayanıyordu. O kadar büyütülecek bir olay olmamıştı aslında. Müjgan teyze ile ben dedikodunun zirvanasını yaşarken, Simay da hazırladığı patlamış mısırla odaya girmişti. Oturacağı koltuğa ilerlerken ayağıma takılarak elindeki patlamış mısırla yere düşmüş, düşerkende şiveli sesiyle bayağı küfür etmişti.

O an konuşma tarzı oldukça komik gelmişti ve Müjgan teyze ile ben resmen yıkılmıştık. Sonrasında ise sırf birbirimizi güldürmek için Simay'ın taklidini yapmış en sonda da kendi mahalle dilimizi oluşturmuştuk.

Müjgan teyzenin derin bir nefes aldığını duydum. "Söyle bakayım, sen yemek yapmayalı kaç asır oldu kız ?! Zehirleme bak bizi ha ! Ölmek için henüz gencim !"
Güldüm. "Yemek işini bizim sarı Tıfış'a kakalarım sorun yok. Sen gel gerisini Simay'a bırak !"

Simay bana dil çıkarırken omuz silkip güldüm. Gerçekten yemek yapmayalı bayağı bir olmuştu...
Sanıyorum en son... İki sene önce, Simay çok çok eski sevgilisiyle randevuya çıkacağında evde yalnız kalmıştım. Acıktığımda karar vererek mutfağa girdiğimde tavaya kırdığım yumurtanın içine tüm kabuklar girmiş ve hiç yağ koymadığım için yumurta tavaya yapışmıştı.

Onu tavayla birlikte çöpe atarak diğer tavayı kullandığımda ise tavaya koyduğum ayçiçek yağı tavada fazla durmuş ve kızarmaya başlamıştı ardından içine su karışmış ve... Yani belki biraz alev falan çıkmış olabilir. Belki birazda patlamaya dair sesler...
Eh tabii, soluğu Müjgan teyzede almıştım. İki tavada çöpe giderken Simay'ın ağladığını hatırlıyorum. Neymiş ? Onlar en sevdiği tavalarıymış !

Gülümsedim. O sırada Simay telefonuna gelen bir bildirim ile yüzünü buruşturdu. "Neyse Müjgoşum ya ! Kapattım ben, akşama randevumuzu unutma."

Telefonu kapattığında ne olduğunu merak etmiştim. "Simay ?"
"He Tıfış?"
"Hayırdır ?"
"Değildir !"

Aniden bağırınca bir kaç kişi dönüp bize bakmıştı. Simay ise utanmaz bir şekilde ceketini koluna alarak ayağa kalktı. "Şirkete dönmem gerek."
Kaşlarımı çatarak saate baktım. "Ama henüz çok erken ?"

Canı sıkılmışçasına nefesini tek seferde verdi. "Yeni gelen patron... Adam bana taktı !"

Gülümsedim. Bu olay garip bir şekilde komik görünmüştü gözüme. Tabii arkadaşımın daha çok baskı altında kalacağı için her ne kadar o patron bozuntusuna öfkeli olsam da, Simay intikamını çoktan almış...

"İyi bari," diyerek hesabı istedim.

Anlaşılan benim borç mevzusu akşama kalmıştı...

👤

3 NUMARA -ÇOCUKTUK-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin